Eğitim Sen, Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde uyarı eylemi yaptı. Niğde den Eğitim Sen yöneticilerinin katıldığı uyarı eylemini Niğde Eğitim Sen İl Temsilcisi Göksel Rıza Özkan anlattı.
         Taleplerimizin yapılması ve sorunlarımıza kalıcı çözümler üretilmesi için sendikamız Eğitim Sen’in çağrısıyla Ankara da Milli Eğitim Bakanlığı önünde uyarı eylemine katıldık!        Sendikamız Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen’in) çağrısıyla Türkiye’nin dört bir yanından şube yöneticilerinin katıldığı eyleme Niğde Eğitim Sen’i temsilen 5 yöneticimizle iştirak ettik. Eğitim emekçileri olarak taleplerimizin derhal gerçekleşmesi için Milli Eğitim Bakanlığını uyardık.
       “Uyarıyoruz! Sözleşmeli çalışanlar kadroya alınsın!
        Kontenjanlar arttırılsın, öğretmen açığı kadar atama yapılsın!
        Sanat eğitimi, bilim teknolojileri, beden eğitimi dersleri saatleri arttırılsın, zorunlu olsun!     
        Ek ders yönetmeliği sendikalarla düzenlensin!
        Ücretler, özlük ve sosyal haklar toplu sözleşmeye belirlendin” şekline taleplerimizin yazıldığı pankartın arkasında Maltepe Demirtepe köprüsü mevkiinde diğer illerden gelen arkadaşlarımızla buluştuk. Nicedir görmediğimiz eğitim emekçisi dostlarla kucaklaşmanın Başkent soğuğuna inat sıcaklığını iliklerimize kadar hissettik.
        Toplanma yerimiz Demirtepe noktasından Kızılay yönüne yürüyüşe geçmemizle Ankara polisinin “demokratik” yüzüyle karşılaşıverdik! İlk polis barikatı görüşmelerle kısa sürede aşılıp, Kızılay istikametine yürüyüşümüze devam ettik. Kızılay Meydanı girişindeki ikinci polis barikatı nedeniyle YKM önünden yürüyerek ve Güven Park içinden geçerek Milli Eğitim Bakanlığına ulaşmak isteyince Güven Park içerisinde Ankara polisi tarafından ablukaya alındık. Yaklaşık iki saat yağmur ve soğuk havaya aldırmadan en direngen sloganlarımızla, ıslık ve alkışlarımızla Ankara polisinin “demokratik” engellemesini protesto ettik. Direndik geri adım atmadık ve polis barikatını açtırdık. Bakanlığa kalan 100 metre yolu yine kortej halinde sloganlarımızla aşıp Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklamamızı yaptık.
        Ellerimizde “Ücretli köle olmayacağız”, “Güvencesiz öğretmen olmayacağız”, “350 bin öğretmene kadrolu atama” , “Güvenceli iş güvenceli gelecek istiyoruz” yazan dövizlerle Eğitim Sen genel başkanı Zübeyde Kılıç; “Eğitim hizmetinin sağlıklı yürütülmesi için kadro sorunun derhal çözülmesi gerektiğini belirtti. 350 bini aşkın işsiz öğretmenin bulunduğunu söyleyen Kılıç 6 Aralık’ta gerçekleştirilecek olan 30 bin öğretmen atamasının yetersiz olduğunu, Öğretmen açığı kadar öğretmenin kadrolu atanması gerektiğini, AKP iktidarının hafta başında Meclis gündemine getirdiği “Torba Yasanın” iş güvencesini ortadan kaldırdığı, kamuda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın önünü  açtığını, bu saldırının emekçilere yönelik en kapsamlı ve en tehlikeli saldırı olduğunu, Taleplerin gerçekleştirilmesi ve yaşanan sorunların kalıcı çözümler bulması için grev ve toplusözleşme taleplerinde ısrarcı olacaklarını, Milli Eğitim Bakanlığının sorunlar karşısında sessiz kalmaması ve çözüm üretmesi gerektiğini.” söylediği basın açıklamasını dinledik.
       Niğde ekibi olarak sendikal kamuoyunun son günlerde yaşanan gelişmelerden (Sami Evren, Adnan Gölpunar, Emir ali Şimşek ve Songül Morsümbül’ün istifaları) ve sonrasında KESK adına yapılan açıklamalarının nedenlerini öğrenmek için Eğitim Sen ve KESK Genel Merkezlerine ziyaretlerde bulunduk. Görüşmelerimizde  “yaşananların merkezinde yer alan hiçbir kişi ve anlayışın istifa ederek, yazılı açıklama yaparak kurtulamayacağını, “Sınıfın mücadele değerlerini koruma” misyonu ile istifa dilekçesi imzalayanların da, KESK içinde yeni bir Wikileaks pratiği ile bu parçalanmanın referandum gibi farklı pek çok arka planı olduğunu deşifre ederek KESK kurumsal imzasıyla aynı argümanlara sarılanların da aynı oranda sorumluluk sahibi olduklarını, hepsini ortak kesen gerçeğin birbirlerine yönelttikleri “örgütün ve sınıfın değerlerini tahrip etme” fiilini beraberce işlemiş olduklarını ve bu nedenle;
-Konu ile ilgili tüm dilekçe ve yazışmalar, Yönetim Kurulu toplantı tutanakları sendikalarımız içinden oluşturulacak bağımsız bir komisyonca incelenip raporlaştırılması ve raporun tüm örgütlülüğümüze duyurulmasını
-Sadece kurulların oylandığı değil, tüm bir sendikal-siyasal süreci tartışıp yeni bir kamu emekçileri hareketi yaratmamıza katkı sunacak olağanüstü genel kurul(OGK) sürecinin kararı bir an önce alınmalı ve üyelerin karar süreçlerine doğrudan ve aktif olarak katılabilecekleri bir OGK süreci örgütlenmesini  ( 08.01.2011 OGK tarihi olarak belirlenmiş olmasının iyi , 1 günle sınırlandırılmasının yetersizliğini belirttik.)
-Bizi ilgilendirenin; olaylar karşısında takınılan tutumun, en baştan itibaren söyleye geldiğimiz gibi mutlaka değiştirmek zorunda olduğumuz sendika-siyaset-sınıf ve kitle sendikal anlayışın-tarihsel-kültürel arka planının yeniden değerlendirilmesi olduğunu. Bunun için de, bir günlük OGK’in değil, gerçek bir sınıf örgütüne yakışan “hesap sorma-hesap verme” eleştiri öz eleştiri mekanizmalarının hayat bulacağı sürecin yaşanması gerekliliğini bildirdik.
     Aldığımız yanıtları ve diğer izlenimlerimi 08.12.2010 Çarşamba günü saat 18.00’de yapılacak Niğde Eğitim Sen Genişletilmiş İşyeri Temsilcileri Aralık ayı toplantısında üyelerimizle paylaştıktan sonra kaleme alacağım.
Editör: TE Bilişim