Türkiye'nin çeşitli illerinden ve Niğde'den gelen çiftçiler CHP Genel Merkezinde Kemal Kılıçdaroğlu ile Çiftçi Buluşmasında  sorunlarını ilettiler. 

Niğde CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in de bulunduğu çiftçi buluşmaları toplantısına Niğde'den Yeşilgölcük Belediye Başkanı Ramazan Tuncay, bazı meclis üyeleri ve bir çok patates çiftçisi katıldı. 

Kılıçdaroğlu; Niğdeli çiftçi patatesi 1 liraya maliyetle üretiyor, 50 kuruşa alıcı bulamıyor

CHP Genel Merkezi toplantı salonunda pandemi kurallarına uyularak yapılan çiftçi buluşması toplantısına  kürsüye çıkan çiftçiler sorunlarını anlattılar. Çiftçilerin ardından kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında ; Patates üreticisi  1 lira maliyetle üretiyor. 50 - 60 kuruşa alıcı bulamıyor. Ne olacak bu kişi, rakama bakıyorsunuz 400 bin - 500 bin ton bekliyor. Ya çimlenirse ne olacak, ya bu ekenler ne olacak, ya bu çiftçinin hali ne olacak. Düşünen var mı? Bir Allah'ın kulu, iktidardan bir Allah'ın kulu, ya bu patates üreticilerinin derdi var. En azından ben bunları alayım, büyük şehirlerde açlık içinde olan yüzbinlerce hane var. En azından bu hanelere 15 kilo, 20 kilo bedava dağıtayım desin... Ama akıllarına bile gelmiyor" dedi 

Kılıçdaroğlu; Ömer Fethi Gürer tarlalardan çıkmıyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in tarım konularındaki çalışmalarına da vurgu yaptı. Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında; Siz çok büyük bir güçsünüz, yeterki bir araya gelin, yeter ki sesinizi çıkarın, deyin ki bizi perişan edeni bizde sandıkta perişan edeceğiz, bunu söyleyin. Ben elimden geleni yaparım. Bakın bir arkadaşımız ön sırada oturuyor. Ömer Fethi Gürer, tarladan çıkmıyor. Günün 24 saati çalışıyor. Her türlü bilgiyi anında alıyoruz, her türlü sorunu anında alıyoruz. Siz üretmezseniz biz aç kalırız arkadaşlar. Hadi bugün ithal ettik, hadi yarın ithal ettik, hadi öbür gün ithal ettik sonra para bitecek nasıl ithal edeceğiz? Sonra bizim toprağımız varken neden yabancıdan, bizim çiftçimiz varken neden yabancıdan. Bir örnek veriyorum çok sık o örneği verip bitireyim. Avrupa’da Hollanda bizim Konya’dan küçük toprak olarak. Konya’dan küçük bir devlet, saygın bir devlet. Yıllık tarım ürünü ihracatı 185 milyar dolar. İhracatı diyorum bakın 185 milyar dolar Konya’dan küçük bir devlet 185 milyar dolar tarım ürünü ihraç ediyor. Peki biz? 18 milyar dolar tarım ürünü ihraç ediyoruz, ithal ettiğimizde aşağı yukarı 18 – 20 milyar dolar. Tarımda eksideyiz niçin? Devlet, bir ülke ilimle yönetilir, adaletle yönetilir, ahlakla yönetilir, erdemle yönetilir, hesap vererek yönetilir. İlimle yönetilmeyen bir ülke zulümle yönetilir. Zulmün ise size faydası yoktur, bize faydası yoktur, memlekete faydası yoktur. Bir insanı aç bırakmak, bir insanı çaresiz bırakmak en büyük zulümdür arkadaşlar aç ve çaresiz bırakmak. Bakın bunun A partisi, B partisi yoktur. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa hepimizin derdi olmak zorundadır. Biz mademki tasada ve kıvançta beraber olacağız, mademki bayrağımız ve vatanımızda bağımsız, hür ve özgürce yaşamak istiyorsak herkesin karnının doyması lazım. Herkesin karnının doyduğu bir ülkede huzur vardır, bereket vardır, adalet vardır. Biz huzuru istiyoruz, adaleti istiyoruz ve bereketi istiyoruz. Nasıl? Sizlerden istiyoruz. Sizler yarın sandığa gittiğinizde vicdanınızın sesini dinleyin. Adalet mi, hak mı, hukuk mu ne olması lazım. Bu olması lazım. Siyaset zenginleşme aracı değildir. Siyaset köşeyi dönme aracı değildir. Siyaset vatandaştan toplanan her kuruşun hesabını vatandaşa vermek demektir. Hepiniz vergi ödüyorsunuz size hesabını veren oldu mu? Demokrasinin çıkış kaynağı budur zaten. Ben vergimi ödüyorum nereye ödedin sen bu parayı, nereye gitti bu para? Kanun diyor yüzde 1’ini ödeyeceksin en az. Vermiyorsun nereye gidiyor bu para?" diyerek konuşmasına devam etti. 

Editör: TE Bilişim