CHP Niğde Belediye Başkan Adayını haftaya açıklıyor

 

CHP Niğde Belediye Başkan Adayı  açıklaması geçtiğimiz hafta yapılacaktı ancak havaların soğuk gitmesinden dolayı ertelenmişti.

CHP Yönetimi adaylık açıklama tarihini belirledi. CHP Niğde Belediye Başkan adayını  20 Aralık 2013 Cuma günü saat 13:00’da Hüdavent Hatun Düğün Salonunda yapacak.

Geçtiğimiz hafta Niğde Belediye Başkanlığı için aday adaylık başvurusu yapan NESOB ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası eski Başkanı Fahri Eker’in adaylığına kesin gözüyle bakılıyor.

 

Diğer yandan, CHP’de Niğde Belediye Başkanlığı meclis üyeliği ve il genel meclis üyeliğinde de yarış devam ediyor. Bir çok kişinin başvurduğu üyelikler için bir çok genç avukat da meclis üyeliği için başvurdu.

 

 

CHP Ulukışla’da Ön Seçim Sandığı Kuruyor 



CHP’li Ulukışlalı Partililer Ulukışla Belediye Başkanlığı adayını belirlemek için sandık başına gidiyor.



CHP'nin Niğde Ulukışla İlçe Belediye Başkanlığı Adayı için adaylık müracaatında bulunan İbrahim Soner Bilen, Osman Duru,Birol Önder,Mehmet Göksel arasında seçim yapılacak.



CHP Ulukışla’da ön seçim çok hareketli bir hal aldı ve heyecan yarattı. Partililer ayakta ve büyük bir sorumluluk bilinci içerisinde seçim kampanyalarını sürdürdüler. Barış ve demokrasi içerisinde, centilmence 15 Aralık 2013 Pazar günü. 08.00-17.00 saatleri arasında çok güzel bir ortamda partililer Belediye Başkan Adayını belirlemek üzere sandıkta oylarını kullanacaklar.



Belediye Başkan Aday Adayları ortak görüşünde; “Sandıkta inşallah CHP kazanacak. Burada yapılacak olan Aday belirleme seçiminde kazanan kaybeden olan bir seçim değil. Hangi aday arkadaşımız bu sandıkta kazanırsa kazansın birlik ve beraberlik içerisinde onu 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerine inşallah hayırlısıyla beraber taşıyacağız. Ulukışla’da CHP kazanacak.

 

KILIÇDAROĞLU’NDAN MEKTUP VAR

 

CHP Niğde İl Başkanı Ünal Baykan, yaptığı açıklamada ;  Genel Başkanımız Sayın Kemal KILIÇDAROĞLI 2004 yılı Bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmasında  da bahsettiği konuları bir mektup Halinde CHP örgütlerine, Basına ve sivil toplum kuruluşlarına göndermiştir. KILIÇDAROĞLU Mektubunda şunları dile getirmiştir. “dedi.

 KILIÇDAROĞLU’NUN MEKTUBU ŞÖYLE ;

       “Bütçe Hakkı”demokrasilerde devletin yapacağı harcamaların kapsamı ve büyüklüğüne, bu harcamaların finansmanını sağlamak üzere vatandaşın ne kadar vergi ödeyeceğine milletin kendisinin karar vermesidir.Millet bu hakkını parlamentodaki seçilmiş temsilcileri aracılıyla “bütçe kanunları” çıkararak kullanır.Bu hak; vergilerin usulüne uygun olarak toplanıp toplanmadığı ile harcamaların kanunlara  ve amacına uygun olarak yapılıp yapılmadığının  denetlenmesi ve sonuçlarının parlamentoya sunulmasını da gerektirir. “Bütçe Hakkı” egemenliğin millete ait olması ilkesinin doğal bir yansımasıdır.

            Parlamentoların “Bütçe Hakkı” iktidarlar tarafından yok sayılır veya  kısıtlanırsa demokrasiden, kuvvetler ayrılığından,hak ve özgürlüklerden söz edilemez.2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından kamu mali yönetimde mali saydamlık ,hesap verebilirlik ve  denetim konularına ülkemizde özel bir önem verilmiştir.Bu çerçevede,TBMM’ nin bütçe hakkını etkin bir şekilde  kullanabilmesi için uluslarası standartlara ve Avrupa Birliği normlarına uygun  bir yapı kurulması öngörülmüştür.

            Ancak AKP hükümetleri  kamu mali yönetiminde kurallılık, saydamlık ve öngörebilirlik adına kendi dönemlerinde olanlarda dahil olmak üzere ,atılmış adımları birer birer yok etmeye başlamıştır.Bugün ekonominin çabasız kalması ve buna parelel olarak ekonomide  ortaya çıkan kırılganlıkların altında iktidarın hesap vermekten ve denetimden kaçınması  da önemli bir rol oynamaktadır.

             Hükümetin, Sayıştay denetimi uluslar arası standartlardan uzaklaştıran müdahaleleri daha 2010 yılında başladı. Sayıştay Kanununun  TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında 2010 aralık ayında AKP Grubu’nun kabul edilen bir önergesiyle Sayıştay’ın INTOSAI (Uluslar arası Sayıştaylar Birliği) Denetim Standartlarına uygun performans denetimi yapma yetkisi kaldırıldı.

            Bunun nedeni Hükümetin , Sayıştay’ın 2010 yılında hazırlayarak TBMM’ye sunmaya hazırlandığı altı konudaki performans denetimi raporlarında yer alan ,kamu kaynaklarının verimlilik ,etkililik ve ekonomiklik ilkelerine uyulmadan savurganca kullanıldığına ve yüksek miktarda kamu zararına neden olduğuna ilişkin bulguları TBMM ‘den ve kamuoyundan saklama isteği idi.

            Bununla yetinmeyen AKP hükümeti ,daha sonra, 4.7.2012  tarihinde kabul edilen  6353 sayılı kanunla ,bu kez mali işlem  ve faaliyetlerin  yasalara uygunluğunun INTOSAI Denetim Standartlarına uygun olarak denetlenmesi olanaksız hale getirildi. Sayıştay Yönetimi bu yasayı gerekçe göstererek ,kamu idarelerinin 2011 yılı harcamalarına ilişkin denetim  sonuçlarını kapsayan 132 adet Sayıştay Raporunu TBMM’ye sunmadı.

             Bunun sonucunda AKP hükümetinin 2013 yılı bütçesi ile 2011 yılı kesin hesabı Sayıştay Raporları olmadığından TBMM tarafından  denetlenemeden yasalaştı.

             Anayasa Mahkemesi ,CHP’nin açtığı dava sonucunda ,anılan yasayı (6353 sayılı Kanun) 27.12.2012  günlü, E.2012/ 102, K.2012/207 SAYILI kararıyla iptal etti. İptal gerekçeleri arasında    ”Yasama organına tanınan bütçe hakkı,sadece bütçenin  yapımını değil, bütçenin uygulanmasının denetlenmesini de kapsamaktadır. Sayıştay denetimi,TBMM’ye sunulan Sayıştay raporuyla sonlanan bir süreci kapsamaktadır. Dolayısıyla yasama  organının işlevini etkin ve sağlıklı bir  biçimde yürütmesinde Sayıştay denetiminin önemi yatsınamaz. Öte yandan Sayıştay denetimi ,demokratik devlet  ilkesinin bir gereği olarak yürütmenin,halka ve yasama organına  hesap verme sorumluluğunun  işlevselleştirilmesinin en önemli araçlarındandır.

 

              TBMM adına  kamu idarelerinin gelir,gider ve mallarını denetleyen Sayıştayın,bu görevi ifa ederken yürütme organından tamamen bağımsız olarak hareket etmesi kuşkusuzdur.”ifadeleri  de yer aldı.
          Ancak Sayıştay yönetimi ,bu iptal kararına rağmen,132 Sayıştay Raporunu TBMM ne göndermedi.


           AKP Grubu bu yılda,2012 yılı denetim raporlarının TBMM’ye gönderilmesini önlemek amacıyla,yeni bir kanun teklifini Nisan 2013’te TBMM’ye sundu.Ancak başta CHP’nin muhalefeti olmak üzere,diğer muhalefet partileri ile Sayıştay denetçilerinin ve medyanın yoğun tepkisi üzerine söz konusu teklifin yasalaşması yönünde bir adım atılamadı.


          Ancak bu kez de iktidar,TBMM’de hiçbir uzlaşma arayışına girmeden kendi çoğunluğuna seçtirdiği Sayıştay üst yönetimini devreye soktu.Sayıştay üst yönetimi Hükümetin arzusu üzerine Genel Uygunluk Bildirimi ile birlikte sunulan Sayıştay raporlarından TBMM’ye gönderilen 2012 yılı Kesin Hesap Kanun Tasarısı’nı ilgilendiren yolsuzluk ve usulsüzlüklere ilişkin denetim bulgularını çıkardı.Böylece Parlamentonun sağlıklı denetim hakkı elinden alınmış oldu.

           

                 Biz CHP olarak ,milletin”Bütçe Hakkı”na,2014 Bütçesinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sürecinde de sahip çıkacağız.Milletimizin de bizi desteklemesini ve Meclisine emanet ettiği “Bütçe Hakkı”na sahip çıkmasını bekliyoruz.İktidarın bu yetki tecavüzü ve hak gaspını millete duyurmakta sadece bize değil,vergi verenler olarak size de büyük görev düştüğüne inanıyor;en derim saygılarımı sunuyorum.




Editör: TE Bilişim