CHP’li Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah Kirazcı, 10 Ağustos’da yapılan yerel seçimleri, sosyolojik ve politik değerlendirmesini yaparak, Tyana Yerel Yönetim Teorisi’nin başarısına dikkat çekti.

 

HABER: Gökhan ÖZBEK

 

10 Ağustos 2014’de yapılan Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kazandığı seçimi analiz eden Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah Kirazcı, çarpıcı tespitler yaparak, sosyo-politik bir terminolojinin eksikliğine dikkat çekti.

Kirazcı yazılı açıklamasında, bu seçimlerde toplumu suçlamanın en basit özeleştiriden bile kötümser bir durum olduğunu vurgulayarak, aslolan; “Üretim ve Siyaset” denklemi ile demokrasinin buluşması olduğuna dikkat çekti!

 

Toplum Dayatmalara Boyun Eğmez!

 

10 Ağustos 2014’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini analizine devam eden Kirazcı; “Toplumsal düzeyde politika, birikim, deneyim ve gelecek kaygısı taşır. Sayın İhsanoğlu’nun adaylığı bu öngörülerden yoksun bir politik arenada, sosyolojik analizler yapılmadan, stratejiler belirlenmeden gerçekleşmiştir.

Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu, bu stratejik yoksunluğa rağmen, politik karşılığı olmayan dürüst bir seçim kampanyası sürdürmüş ve sonunda seçimlerden başarısız çıkmıştır! Eğer CHP ve diğer partiler bu nesnelliğe karşı politika ve imkan üretmezlerse, sonucu da baştan kabullenmiş olurlar. Bugün seçimi muhalefet açısından değerlendirirken stratejik hamleleri doğru okumak gerekir. 2 turlu seçim sistemlerinde çatı aday formülü başarılı olmaz. Her politik grup kendi adayını çıkarması gerekir ki, 2. tur seçimlerinde ittifaklar kurulsun. Eğer muhalefet İhsanoğlu dışında veya İhsanoğlu olmadan 2 farklı aday daha çıkarmış olsa, CHP ve MHP tabanları kendi adaylarını benimseyerek, özveri göstererek hatta iktidarda olan adayın güç kaybını hesaplayarak oylarını artırmış, seçimleri ikinci tura taşımış olacaklardı. Böylesine bir politik atmosferde iktidarın galibiyet havası yok olmuş olacaktı. Maalesef bu stratejik hamle, parti tabanının sesini dinlememek, seçim mağlubiyetine neden olmuştur. Bugün muhalefet, halkı suçlayarak, tatilde, boykotta diyerek mağlubiyeti gizlemek yerine öz eleştiri yapsa Türkiye’nin aydınlık geleceğine katkı sunmuş olurlar. Boykot gibi bir politik tercihi halka dayatan, öngürüsüz ve strateji yoksunluğudur.

Siyasette hataları görmek ve bu eksende özeleştri gerçekleştirmek büyük bir erdemdir.

Sol eksenli politika odaklarında ben merkezli siyaset tehlikeli bir hastalık olup, kendisinin bağlı bulunduğu kurumsal yapının üstünde görmek, doğruluğu sorgulanmayan eylemleri tabanlarına dayatmak önce durağansallığı sonra ise geriye gidişi tetikler. Bu yaklaşım kurumsal yapı içinde pesimist kronikleşmeye neden olarak, teslimeyetçi politikaya  meşru zemin yaratır.

Sosyo-Politik açıdan bakıldığında ideloji eksenli hareketleri benimseyen toplumlar, kendisini ifade eden politik tercihi destekler ve onların kazanması için olağanüstü çaba sarf ederler.

Bu durumda CHP gibi teorik zemini olan bir partide bu ayrıntıyı görmemek partinin geçmişini inkar eden bir olguyu ortaya çıkarır. Taban dayatmalara boyun eğmez ve nitekim de eğmedi! 3 aday arasından kendisine yakın görmediği için 13 milyon seçmen sandığa gitmedi! Sayın İhsanoğlu’nun aldığı 15 milyon oyun büyük bir kısmı ise ehven-i şer tercihi olup, alternatifsiz kalan kişilerin alternatif olur mu kaygısından kaynaklanmaktadır. Sonuçta 51 milyonu aşkın seçmenden sayın Erdoğan 20 milyon üstü oy alarak yüzde 37 ile bu öngürüsüzlük yüzünden cumhurbaşkanı seçilmiştir” dedi.

 

Asıl Şimdi Kemerhisar Modeli…

 

Bugün Türkiye’de sol ve sosyal demokrasi açısından teorik bir çıkmaza girildiğini ifade eden Kirazcı; “Toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek ve onların en marjinal fikirlerine bile değer verecek ama halkın katıldığı bir politik atmosfere ihtiyaç vardır. Bizler 2010 yılından itibaren Kemerhisar Modeli diye bir kavram ortaya çıkarmaya çalıştık. Kimileri bir ön seçim olarak algılasa da, olayın aslı “Birliktelikçi Demokrasi” modelidir. Bu ne demek, toplum adına siyaset üreten partiler, toplum adına iyi bir şey yaptıklarını iddia ediyorlarsa, bunun turnusol kağıdı, toplumun tamamını kapsayacak bir politik mekanizma geliştirmekten geçer. 28 Ekim 2011’de Türkiye’de ilk defa bir siyasi partinin belediye başkanı kim olsun diye parti üyelerine değil halka sorduk, sonuçta hizmet ve politika halkla ve halk için olacaktı. Kemerhisar’da partili, partisiz, tüm siyasi oluşumlar sandığa gitti. CHP’nin adayı bu olsun diye, Nitekim bu sadece belediye başkanlığı için değil, belediye meclis üyeleri için de gerçekleşti. Sonuç 30 Mart 2014’de İç Anadolu’da bir belde de üstelik AKP’nin 10 yıllık yönetimine karşı yüzde 60 ile seçildik. Bu birliktelikçi demokrasi anlayışımızın kilometre taşıdır. 10 Ağustos 2014’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise medyanın Kemerhisar Modeli olarak adlandırdığı, bizlerin ise Tyana Yerel Yönetim Teorisi ismini verdiğimiz kavram yeni bir toplumsal düzen yarattı. İktidar karşısında muhalefet adayı İhsanoğlu’nu fikirleri alınmamasına rağmen desteklendi. İç Anadolu’da bir belde olan Kemerhisar’daİhsanoğlu rekor oy alarak yüzde 64 ile Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tam 30 puan önünde seçimi göğüsledi. Elbette ülke çapında Kemerhisar’da alınan sonuç etki etmiyor ama bu model ile toplumun evrildiğini, realist tercihler kullandığını görmekte, modelimizin başarısına şahit olmaktayız. Bugün İzmir, Kadıköy, Şişli gibi seçim bölgelerinden daha yüksek bir oy oranı ile Anadolu’da Kemerhisar gibi bir yerde İhsanoğlu’na rekor oy çıkıyorsa, bunun tek ve nesnel nedeni Tyana Yerel Yönetim Teorisi’nin yeni sosyolojik yaklaşımı ve birliktelikçilik anlayışıdır” dedi.

 

Genel Seçimlere 10 Kala…

 

Beytullah Kirazcı, Haziran 2015’de yapılması planlanan genel seçimlere işaret ederek, Tyana Yerel Yönetim Teorisi’nin ülke çapında yaygınlaşması gerektiğini ifade etti. Kirazcı açıklamasına; “10 ay sonra genel seçimler yaşayacağız. Bu seçimi demokrasi ve gelecek adına umutla değerlendirmek istiyorsak yapmamız gereken tek şey modelimizin evrenselleşmesi, farklı pratik uygulamalarla hayat bulup gelişmesidir. Adından da anlaşılacağı gibi; sol ve sosyal demokraside bir bölünme, alternatif olma kaygısından çok, solu, sosyal demokrasiyi ülke ile bütünleştirecek “Birliktelikçi Demokrasi” anlayışı ile tüm Türkiye’yi kucaklayacaktır. Toplumun sesine kulak vermek istiyorsanız yapmanız gereken şey, toplumun değerleri ile çatışmadan, değer yargılarını, fikirlerini, birleştirerek, onlara ifade edecekleri demokrasi zeminini hazırlayarak başarabilirsiniz. Unutmayınız ki genel seçimler ülke çapında olsa bile, sonuçları yerel seçim bölgeleri belirleyecek. Adaylar, partiler, yerelde karşılık bulduğu düzeyde siyaset yapacaklar. Bu eksende Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni, birliktelikçi ve katılımcı bir yerel yönetim stratejisine ihtiyaç vardır ve binlerce yıllık Tyana’nın tarihsel birikimi bu eksikliği giderecek teorik birikimi vardır! Eğer başta Kemerhisar olmak üzere, bu modeli uygulandığı diğer yerlerde başarı elde etmek istiyorsanız toplumun sesine kulak vermek ve onların istediği politika ve hizmeti getirmekle mükellefsiniz. Aksi halde genel seçimler de iktidar olma kaygımız sadece seçim programlarımızda yazıdan ibaret kalır!” diyerek açıklamasını bitirdi.

 

Editör: TE Bilişim