Konuşmasında yılda 22.000 civarında geminin geçtiği Aden Körfezi’ndeki deniz ulaştırmasının güvenliği için birlikte alınacak önlemlere Türkiye’nin ciddi oranda katkı sağladığını vurgulayan Kavaklıoğlu, dünya ticaretinin ithal ve ihraç yüklerinin %90’dan fazlası deniz yoluyla taşinmakta olduğuna da dikkat çekti.
Kavaklıoğlu konuşmasında şunları söyledi: “Deniz ticaretinin dünya ticaretinin gelişmesine paralel olarak büyümeye devam edeceği ve denizyolu taşımacılığı hacminde sürekli bir büyüme görüleceği tahmin edilmektedir. Dünya ticaretinin işleyişi dünya denizlerinin küresel güvenliği ile mümkündür. Deniz haydutluğu olayları ülkelerin uluslararası ticaretine zarar vermektedir. Uluslararası Denizcilik Bürosu (IMB), deniz haydutluğunun denizcilik sektörüne ortalama yıllık maliyetinin ise 1-16 milyar ABD doları civarında olduğu tahmin etmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2008 yılında aldığı beş karar doğrultusunda, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerinde özellikle seyir halindeki ticaret gemilerini hedef alan, deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemlerine karşı mücadele vermek amacıyla başlatılan uluslararası gayret devam etmektedir. Bildiğimiz gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin deniz unsurları bugüne kadar; NATO, AB, BM ve Uluslararası Deniz Teşkilatı koordinasyonunda korsanlık eylemlerine sergilenen çabalara aktif destek vermiştir. Bu çerçevede, Deniz Unsurlarımız 10 Şubat 2009 tarihli ve 2009/934 Sayılı Meclis kararına istinaden, müttefik ülke deniz kuvvetleri ile beraber Birleşik Görev Kuvveti 151’e ve NATO Daimi Deniz Görev Grubuna bir fırkateyn ile aktif katılım sağlamıştır. Ayrıca ülkemiz 2009 yılından bu yana Birleşik Görev Kuvveti Komutanlığını üç defa üstlenmiştir”.
Türkiye desteğiyle caydırıcılık sağladı
Harekâta katılan deniz unsurlarımızın, bahsi geçen bölgede; ticaret gemilerine refakat ettiğini ve koruma sağladığını ifade eden Kavaklıoğlu, “Saldırıya uğrayan ticaret gemilerine yardım edilmiş, gerektiğinde de saldırganlara müdahale edilerek araçları durdurulmuş veya bu araçlara el konulmuştur. Bugün gelinen noktada, özellikle BM ve NATO şemsiyesi altında pek çok ülkenin aktif katkısıyla Aden Körfezinde, Somali karasuları ve açıklarında, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde korsanlık ve silahlı soygun eylemlerine karşı verilen mücadelede büyük ölçüde caydırıcılık sağlanmıştır” diye konuştu.
Ayrıca istikrarın yeniden inşa edilmesi, kalıcı barışın sağlanması, iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi, işbirliği alanlarının arttırılması hususlarının ülkemize bölgesinde ve küresel ölçekte pek çok sorumluluk yüklediğini vurgulayan Kavaklıoğlu, bu sorumluluğun ülkemizin; kararlı, önalıcı, yapıcı, gerçekçi, pragmatik, vizyoner ve sonuç odaklı bir dış politika izlemesini gerektirdiğini belirtti. “İşte bu sebeple ülkemiz bilhassa son dönemde barışı destekleme ve koruma harekâtlarına daha fazla katkı sağlamaktadır. Örneğin; Afganistan (ISAF), Kosova (KFOR), Bosna Hersek (ALTHEA) ve Lübnan (UNIFIL)’da yürütülen harekâtlar bunlardan bazılarıdır. Böylece ülkemiz barışı destekleme ve koruma harekâtlarına sağladığı katkıyla, Küresel ve bölgesel alanda gelişmeleri, ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirebilmektedir. Etkinliğini ve görünürlüğünü de arttırmakta, barış ve istikrarı sağlamak adına kararlı ve samimi adımlar attığını göstermektedir”.
Milletvekili Kavaklıoğlu konuşmasını “Aden Körfezi, Somali Karasuları ve Arap Denizinde görevli bulunan askeri varlığımızın bir yıl daha orada görev yapmasının hem ülkemize hem de dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum” diyerek tamamladı.
