Niğde’miz de sorunlar karşısında duyarlı yurttaşlarımızın varlığından mutlu oluyorum. Bu bağlamda kimi zaman telefon ya da mesaj ile sorunu bize kadar ulaştırıyorlar.


Derbent Niğde girişinde yapılan düzenlemede Atatürk’e benzemeyen görünümün değişmesinden Ak medrese bahçesinde tarihi eserlerin korunmaz olduğuna, kimi bölgelerde kaçak kazı ile yapılan tahribattan eski eserlerin durumuna, Akkaya’dan, Havaalanına, patatesten tarım sorunlarına kadar çok konu da arayıp durumun düzeltilmesi için uyarı yazmamızı isteyen yurttaşlarımız var. Ve bu konular basında yer alınca da ilgilenenlerde oluyor.


Niğde ilinde olan biteni de bizlerde gözlediğimiz kadarı ile sütunlarımıza taşıyoruz.

Kimi zaman belediyeler ile ilgili de şikâyet alıyorum. Yazmaya da çalışıyorum ama bu anlamda önemli olan birey olarak yurttaşın durumu görmesidir.


Örneğin Bir dönemde aynı yola ikinci kez asfalt dökülmesinin hesabını sorması gereken vatandaştır. Çünkü oy ile bu anlamda tepkisini gündeme taşıyabilir. Halk seçim dönemi şikayetlendiği yöneticileri değiştirme hakkına sahiptir.


Yurttaş tepkisini yaşadığı çevre için gösteriyor olmasını da önemsiyorum bugün bir yarın bine erer ve sorumluluk duyan yurttaş ile daha denetimli daha hizmet üreten birimlerin sayısı artar.

Telefonla arayan bir yurttaş, “MEDAŞ bahçesinde ağaçlar kuruyor. Bu ağaçlara su verilmesi için yazar mısınız” dedi.

MEDAŞ bahçesinde ağaçlar niye kurusun ki diye sordum. Bu yer özelleşince yeni kullanıcıları su masrafı olmaması için ya da görevli eleman verilmediğinden ağaçların sulanmadığını ve kuruma durumuna geldiklerini anlattı. Özelleştirme kurumların dokusunu değiştiriyordu ama bahçesini de kurutacağı aklıma gelmemişti. Sonra diğer yerlerdeki durumu düşündüm. Yeni yapılar inşa edilirken kesilen ağaçlar aklıma geldi. Niğde-Bor arası Niğde bağlarında onlarca ağaç kurumadı mı? Bugün kat kat binaların yükseldiği yerler bir dönem bağ bahçe değimli idi.?


Hatıra ormanı diye tabela çakıp orada resim çekildikten sonra bir daha o bölgeye uğramayanların varlığını biliyordum da bu kere oturdukları yerde gözleri önünde kuruyan ağaçlara seyirci kalabileceklerini açıkcası düşünmemiştim.


Kapalı sağlık ocakları ve köy okullarında da benzer durum vardı. Özenle dikilen ağaçlar sonrasında terk edilince kurumaya kalmışlardı.


Niğde, Bor, Çamardı, Ulukışla, Altunhisar, Çiftlik kısacası Niğde her alanında da bu anlamda bir kontrol sistemi var mı?   Yoksa da olmasında yarar vardır.


Valilik bu bağlamda bir kontrol mekanizması ile uyarma yoluna gitmelidir.En azından devlete ait kurumların, kapalı olanlarının bahçeleri ağaçları sulanması il özel idare eli ile sağlanamaz mı?


Orman şefliğinin olsun böylesi bir konuda duyarlı olmasını engelleyen bir mevzuat var mı?


Orman şefliği yalnızca orman alanları ile mi ilgili yoksa ağaç olan her yerde durumu izler mi veya Çevre ve şehircilik bakanlığının böyle bir birimi var mı?


Belediye bu anlamda yaptırımı olduğunu biliyorum. Büyük kentlerde bir ağaç dahi kesmeniz izne bağlı   belediye park ve bahçeler müdürlüğü bu anlamda uyarıcı olması ve ağaçların kesilmesi ya da kurumasını engellemesi gereklidir.


Yaşadığımız çevre hepimizindir ve bu bağlamda valilik ile belediye konuya daha hassas yaklaşmakla bizler adına da görevlidir diye düşünüyorum.


MEDAŞ gibi bahçesinde bakımsız kalan ağaçlar belki de diğer ağaçlar içinde vesile olur. Valilik ya da belediye ilgili kurumları uyarır takibe alır. Ağaçlar geleceğimizin varlığı için önemli değerler olduğu unutulmamalıdır.


Vatandaşın ilettiğini bizde yetkililerin dikkatine sunuyoruz.