Tarım ve Orman Bakanlığından izinli ana arı üreticisi Mersinli İbrahim Erişik, ülkemizde ana arı üretiminin yetersiz olduğunu, Dünyada arı kovanı bakımından Türkiye’nin 2’inci sırada olduğunu ama Bal rekoltesinde Dünya’da 4’üncü sırda yer aldığını söyledi.

Mersin'in Tarsus İlçesi'nde ana arı üretimi yapan, ancak sıcak havalar nedeniyle Niğde'ye gelen İbrahim Erişik, Türkiye'de yaklaşık 4 milyon adet ana arı üretimi yapılması gerektiğini ifade etti.

Eriçek; “Ana arı, bir uçağın motoru neyse arıcılıktaki ana arıda o demektir. Uçak motorsuz uçamayacağı gibi arıcılık da ana arısız olmaz. Her kolini de bir tane arı arı olur. Türkiye’de ana arı üretimi yaklaşık 300 bin civarında ana arı üretiliyor, ama yeterli değildir. Çünkü Ülkemizde 8 milyona yakın arı kovanı bulunmaktadır. Her kovanda 'kraliçe arı' dediğimiz bir ana arı olması lazım, ancak ana arı miktarımız düşük olduğu için bal üretiminde istenilen seviyeye ulaşamıyoruz. Yılda 4 milyon ana arı üretimi gerçekleşirse ancak o zaman ihtiyaca cevap verilmiş olur. Arıcılar ana arılarını kendileri üretmeye çalışıyor" dedi.

Genç ana arı sayısının yetersiz olmasının bal üretimindeki düşüşün nedenlerinden biri olduğunu belirten İbrahim Erişik, şöyle devam etti: "Türkiye'deki üreticilerimiz kovanlarında zaman zaman yaşlı ana arıları tercih ediyor. Biz mümkünse her yıl, değilse de en az iki yılda bir ana arıların değiştirilmesini tavsiye ediyoruz. Bir ana arının ömrü ortalama 7 yıl oluyor. Biz bu konuda ana arılarla ilgili eğitimler vererek üreticilerimizi bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Ana arı tedarikleri konusunda da mümkünse vasıflı ana arıların tedarik edilmesi ya da sertifikalı ana arı üreticilerinden alınmasını tavsiye ediyoruz. Ana arı, arıların kraliçesidir. Bütün kovanlarda bulunması gerekmektedir ve bütün kontrol ondadır. Ana arılar yaşlandıkça yumurta verimi düşeceğinden kovanın gücü azalacaktır. Bu da bal verimini eksi yönde etkileyecektir. Genç ve vasıflı ana arıları bal üretimini artırıyor. Bu nedenle üreticilerimize genç arıları tavsiye ediyoruz."

Yaklaşık 20 yıldır da sertifikalı ana arı ürettiğini belirten Erişik; “ "Mart ayında Tarsus Okaliptüs Ormanında başlıyoruz ve Haziran ayının ilk haftalarında Niğde'ye geliyoruz. Niğde'ye gelmemizdeki sebep ise Tarsus'un çok sıcak olmasından ve çiftleşmelerde sıkıntılar ortaya çıktığından dolayı. 2 bin adet ana arı çiftleştirme kutumuz var. Yıllık 8 bin ana arı üretimi yapıyoruz” dedi.

Damızlık arı üretiminde püf nokta damızlık üretim olduğunu söyleyen Eriçek; “ Nasıl ineklerde damızlık oluyorsa ana arılarda da damızlık vardık. Arılarda da daha çok bal veren, sokmayan ırklar vardır. Türkiye’de Kafkas ırkı, Karadeniz ırkı ana arılarımız vardır. Türkiye’de Anadolu ırkı dediğimiz bir ana arı vardır. Ana arı üretimi meşakkatli bir iş.

Niğde Arıcılar Birliği Başkanı Mustafa Ünal ise ; “ ilimizde kayıtlı arıcı üyemiz kolini sayısı itibariyle 45 bine yaklaştı. İlimizde sertifikalı ana arı üreten hiçbir arıcımız yok. Gerek ana arı üretiminde gerekse polen üretimin de, arı sütü ve propolis üretiminde birlik olarak arıcılarımızı teşvik etmeye çalışıyoruz. Ana ırkının bölgemize göre verimli hangi ana arı olacaksa bu konuda araştırma yapılması gerekmektedir. Bütün arıcılarımıza tavsiyem şudur lütfen sadece bal için çalışmayın. Koronavirüs nedeniyle arı ürünleri ilgi her geçen gün artmaya devam etmektedir” dedi.

Editör: TE Bilişim