Kamusen’e bağlı Türk Büro-Sen üyeleri güvencesiz çalışmaya hayır demek için bu gün iş bıraktılar.

 

Kamusen’e bağlı Türk Büro-Sen üyeleri de hükümeti protesto etti. Türk Büro-Sen üyeleri bugün iş bıraktılar.  Eylemlerini Niğde Hükümet Meydanında bir basın açıklaması yaparak sürdüren Türk Büro-Sen üyesi bir grup memur adına basın açıklamasını Türk Bürosen İl Temsilcisi  Osman Sert yaptı.

 

Hükümetin memurlara yönelik politikalarının eleştirildiği basın açıklamasında Türk Büro-Sen Temsilcisi Osman Sert “ Bugün bu meydanda olduğu gibi, bu gün ülkemizin heryerinde kamu çalışanları meydanlara indiler. Uluslararası Hukuk ve Yasalardan kaynaklanan meşru hakkımızı kullanarak  bugün üretimden gelen gücümüzü kullandık ve buradayız.Bugün ülke genelinde bir günlük iş bırakma Grevi gerçekleştirmektedirler. Bu gün gerçekleştirdiğimiz iş bırakma bir uyarıdır. Taleplerimizin karşılanmaması halinde bu günkü eylemin genel grevin ayak sesleri olduğunu siyasi iradeye hatırlatmak isteriz.

Türk Büro-Sen olarak bugüne kadar kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek, kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarında iyileştirme yapılmasını sağlamak için tüm gayretimizle, samimi olarak her türlü platformda mücadelemizi sürdürdük.

Toplu Sözleşme masalarında, Hakem Kurulunda sizler adına, sizlerden aldığımız güçle mücadelemizi sürdürdük.

O masalarda, kamu çalışanlarının temsilcisiyim diyerek sizleri pazarlayanlar  Hükümete yandaş sozde sendikalara şahit olsak da bizler Türk Büro-Sen ve konfederasyonumuz Türkiye Kamu-Sen olarak hep direndik.  Direnmeye devam ettik.  Sizler için direnenler bugün alanlarda, siyasi iradeye teslim olanlar ise, rahat koltuklarında oturmaya devam etmektedirler.

KAZANILMIŞ HAKLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR

Son 10 yıllık AKP iktidarları dönemi ve özellikle 12 Eylül Referandumuyla başlayan süreçte, 2 Kasım 2011 TBMM kaçırılarak bir gecede çıkarılıp uygulamaya konulan 666 sayılı KHK ile kamu çalışanları arasında kabul edilemez ücret farklılıkları oluşturdular. Bazı kazanılmış haklarımızıda gasp ettiler.

İş yoğunluğu ve personel eksikliği nedeniyle özellikle Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve  Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü personelinin fiilen fazla mesai yapmalarına rağmen 666 Sayılı KHK ile fazla mesai ücretleri gasp edilmiştir.

Kamu çalışanları 01 Ocak 2013 tarihi itibariyle her ay 200 TL ile 700 TL arasında gelir kaybına uğratılmışlardır. Huzurunuzda buradan soruyoruz.

Çalışanın alın terinin karşılığını vermeyenlere gasp edenlere inancımıza göre ne denir?Yine Adalet Bakanlığınca nüfusu 200 binin üzerinde bulunan il merkezlerinde çalışanlara verilmekte olan ulaşım giderinin Bakanlıkça yayımlanan bir genelgeyle kaldırılması  sonucu ilave olarak  70 – 80 TL gibi bir kayba daha uğratıldı.

Başta SGK, Türkiye İş Kurumu olmak üzere, kurumların yıllardır kazanılmış hakkı olan ikramiyeleri, ilave ek ödemeleri kaldırılmıştır.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, şimdide kamu çalışanı Devlet memurlarının iş güvencelerine göz dikilmiştir.

Güvencesiz çalışma, teşeronlaşma, esnek istihdam, performansa dayalı ücret sistemi gibi kamu çalışanlarının asla kabul edemeyeceği yeni bir çalışma hayatı dayatılmaktadır.

Ülkeyi idare eden siyasi irade, devlet memuruna, yani hükümetin mesai arkadaşı olan bizlere hiçbir zaman kulak vermemektedir..

Kamu çalışanları ile ilgili çalışmalarda, asla onların temsilcileri biz sendikaların görüş ve önerileri dikkate alınmamakta. Siyasi irade de “ben yaptım oldu” mantığı her daim hakim olmaktadır..

Ama unutmasınlar ki, bizler dün olduğu gibi, bugünde ve bundan sonra da sahaya inmekten, alanları doldurmaktan geri durmayacağız.

İşte şimdi,;

-         Fazla çalışma ücretlerimizin ödenmesi için

-         Ücreti ödenmeden çalışmayacağımız için

-         Kesilen yol paralarımızın ödenmesi için

-         El konulan ikramiyelerimiz ve ek ödemelerimizin yeniden ödenmesi için

-         Gerçek anlamda iş tanımlarının yapılarak, eşit işe eşit ücret için

-         Taşeronlaşmaya son verilmesi için

-         4/C’li,  güvencesiz çalışmaya hayır demek için

-         Uluslararası normlarda, toplu sözleşme, grev hakkı, tam bağımsız hakem kurulu, siyasete katılma haklarımız için

-         Her türlü ödemenin emekliliğe yansıtılması için

-         İş güvencemize sahip çıkmak için  Alanlardayız.

-         Biz alanların yabancısı değiliz. Gerekirse bundan sonra da genel grev için alanları doldurmaktan geri durmayacağız.

Tüm bu sorunlar karşısında sorumlu sendikacılık gereği hak arayışımız hep sürdü. Bilindiği gibi iş yavaşlatma, iş bırakma eylemleri dünyada ve ülkemizde sıkça başvurulan bir yöntem değildir. Sendikamız bu kararı almadan önce hükümet yetkilileri ile gerçekleştirdiği görüşmelerde kamu çalışanlarının sorunlarına çare üretilmesini defalarca talep etmiş ve yetkilileri eylem ve söylemleriyle uyarmıştır. Ancak, siyasi irade kamu çalışanına gözlerini kapatmış kulaklarını tıkamıştır. Bize de iş bırakmadan başka yol kalmamıştır.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, siyasi iradenin kamu çalışanlarının bu haklı taleplerini karşılayacağını, 666 Sayılı KHK’nin yarattığı hak kayıplarını bir an önce telafi edeceği umuduyla hepinize saygılar sunuyorum..”dedi.


 






Editör: TE Bilişim