Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nün koordinasyonunda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Siteleri Genel Müdürü Sayın Yaşar ÖZTÜRK’ün teşrifleri, Vali Yardımcısı Abdullah Uçgun, Niğde Üniversitesi Rektörü Adnan GÖRÜR, Niğde ve komşu illerin BSTB İl Müdürleri, TSE Temsilcileri, KOSGEB Temsilcileri, Üniversite Mensupları ve sanayicilerin katılımları ile Niğde Organize Sanayi Bölgesi Müdürlük Binası Konferans Salonu’nda, “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kümelenme Destek Programının Tanıtılması” konulu istişare toplantısına Niğde Organize Sanayi Bölgesi ev sahipliği yaptı.

 

Niğde OSB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa ALTUNBAŞ Niğde OSB ‘yi ve tüm OSB’lerin genel sorunlarını dile getirdi.

 

Globalleşen dünyada tek başına çalışmak, tek başına üretmek, tek başına dağıtmak yalnızlık getirmekte, büyümeyi engellemekte, rekabet şansını azaltmaktadır. Büyüyen dünyada yer almak isteyen, herkesin ve her şirketin bir araya gelmesi, birlikten kuvvet doğar ilkesiyle hareket etmesi gerekmektedir. Toplantıya konu olan kümelenme bu açıdan son derece önem arz etmektedir, dedi. 

Mustafa ALTUNBAŞ sözlerine şöyle devam etti. 

OSB’lerin yetki ve görevlerinin genişletilmesi, OSB’lere ruhsat verme yetkisi verilmesine rağmen bu güne kadar kullanılamayan denetleme, yangın,  yıkım yetkisi verilmesi, OSB’lere İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı denetleme yetkisi verilmesi, Kurulu gücü 630 kVA üzerinde olan tesislerin elektrik kabulünü yapma ve bağlantı yetkisi verilmesi, OSB içerisinde trafik, çevre kirletme ve imar cezası kesme yetkisi verilmesi gerektiğini söyledi.

 

4562 Sayılı OSB Kanunu’nun diğer kanunlarla uyumsuzluk arz ettiği çelişkilerin giderilmesi gerektiğini vurguladı. 

OSB’lerin yasa ve yönetmelikleri tam olarak uygulamalarının sağlanarak OSB’ler arasında haksız rekabetin önlenmesi gerektiğini söyledi. Ne yazık ki hala OSB sınırları içerisinde kurulamayacak tesislerin kurulmasına izin veren OSB’ler mevcuttur. İmar kurallarının tam olarak uygulanmadığı OSB’ler kötü örnek olmaktadır. Özellikle imar ve ruhsat işlemleri sırasında yasa ve yönetmelikleri tam olarak uygulamak isteyen OSB’ler ile yatırımcılar karşı karşıya gelmektedir, dedi. 

OSB’lerde yatırıma uygun arazi varken Hazine’nin ve belediyelerin yatırım yeri tahsis etmesinin düzenli sanayileşme açısından sıkıntı yarattığını belirtti. 

Hazine’nin ve belediyelerin çevre düzeni planını bile dikkate almadan yapmış oldukları imar uygulamaları ve imar tadilatları nedeniyle maalesef OSB’ler amacına ulaşamıyor, kentin ve diğer alanların herhangi bir yerinde sanayi tesisi kurulabiliyor.

 

Ayrıca; yatırım hacmi düşük olan yerleşim birimlerinde bile OSB kurulması; özellikle Anadolu kentlerinde OSB’lerin cazibesini kaybetmesine, küçük sanayi sitesi hali almasına neden olmaktadır. Teşviklerde ve desteklerde OSB’lerin aldığı pay düşmektedir, dedi. 

Niğde OSB’nin genişleme alanını gündeme getirdi. 

Niğde OSB’nin 113 sanayi parselinden 104’ü bu gün itibariyle tahsis edilmiştir. Yani sanayi parsellerinin %92’si tahsislidir.

 

Niğde OSB, OSB Uygulama Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 4. fıkrasından yararlanmak istemiş ancak; 5084 Sayılı Yasa ile tanınan Milli Emlak arazilerinin OSB’lere bedelsiz tahsisi sona erdiği için bu girişim sonuçlanamamıştır. Bor İlçesindeki OSB kısmen bedelsiz arsa tahsisi teşviğinden yararlanırken Niğde OSB böyle bir imkanı olmadığı ve ilçedeki OSB ile rekabet yapmak zorunda olduğu için bu girişimini ertelemek zorunda kalmıştır. Yol, altyapı, yeşil alan ve sosyal donatı alanları dikkate alındığında Milli Emlak’tan bedeli karşılığı alınan arazinin maliyeti altyapı ve üst yapı yatırımları dahi yapılmadan Niğde OSB’nin arsa satış bedellerine yaklaşmaktadır, dedi. 

Arsa maliyetlerinin ve altyapı yatırımlarının yüksek olduğu OSB’lerde yapılaşma katsayısının düşük olması ve imar tadilatı sırasında yeşil alanların kullanılamamasının arsa kullanım verimliliğini düşürdüğünü söyledi.

 

Taban alanı olarak 80.236 m², kat alanı olarak 240.707 m² yapılaşma imkanı sağlayacak olan yapılaşma katsayısı yükseltme ve diğer imar tadilatı çalışmaları devam etmektedir.  Niğde OSB’nin yeşil alanları ve sosyal alanları yönetmelikte belirtilen oranların çok üstünde (%17,48) olduğundan genişleme alanının imar planı sırasında (takas yolu ile) yeşil alan düzenlemelerinin yapılması Niğde OSB’yi rahatlatacaktır.
 

Ayrıca; yapılaşma katsayısı artırma çalışmaları sırasında yeniden zemin etüdü istenmektedir. Niğde OSB’nin 2006 yılında yapılan revizyon imar planı çalışmaları sırasında Bölge’nin tamamının zemin etüdü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gözetiminde yapılmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün “zemin etüdüne gerek yoktur” yazısına rağmen Bölge’nin katsayı artırılacak 263 hektarlık bölümü için yeniden zemin etüdü istenmektedir, dedi. 

5084 Sayılı Teşvik Yasası kapsamında Niğde OSB’ye yapılacak arsa bedeli ödemelerinin çok düşük olması ve bugüne kadar ödeme yapılmadığını dile getirdi. 


Niğde OSB gibi kredi kullanmadan ayakta durmaya çalışan bölgelerde teşvik, yasaları kapsamında ödenen bedellerin düşük olması teşviğin Devlet imkanları ile değil bölgelerin kendi imkanları ile karşılanmasına neden olmaktadır.
 

5084 Sayılı Yasa kapsamında yapılan bedelsiz arsa tahsislerinden bugüne kadar Niğde OSB’ne hiçbir ödeme yapılmamıştır, dedi. 

OSB sınırları içerisinde yer alan sanayi harici kullanıcılardan katılma payı alınması gerektiğini söyledi. 

OSB’ler içerisinde yer alan ve adına arsa tahsisi yapılan teknik altyapı alanı kullanıcılarından yönetim aidatı, arıtma tesisi işletme giderleri katılma payı alınamamaktadır.

 

Devletten her hangi bir teşvik ve destek almayan, sanayicilerinin kıt kaynakları ile her türlü alt ve üstyapı yatırımlarını ve işletmesini gerçekleştiren OSB’lerin ve sanayicilerin diğer kamu ve özel kuruluşları finanse etme imkanı bulunmamaktadır.

 

Yatırımın her aşamasında kredi ve karşılıksız destek imkanlarının yükseltilmesi gerektiğini belirtti.

 

Bölge ve sanayi yatırımlarının artması için yasal prosedürün kolaylaştırılması, yatırımın her aşamasında kredi ve karşılıksız destek imkanlarının yükseltilmesi gerekmektedir.

 

Sanayi ve işletme kredilerinin finans piyasasındaki ortalama yıllık faiz oranının %11-12 mertebesinde olması, diğer kredi maliyetleri ile birlikte bu oranın %14’lere ulaşması, buna karşılık konut kredilerinin yıllık faiz oranının %9-10 arasında, tüketici kredilerinin %10-11 arasında olması, ülkemizde üretimin değil tüketimin daha ucuz ve kolay desteklendiğini göstermektedir.

 

Gelişmiş ülkelerde devlet ve özel bankalar tarafından verilen krediler ile üreticiler ayrıcalıklı olarak desteklenmesine rağmen ülkemizdeki sanayi kredilerinin maliyeti tüketici ve konut kredilerinin maliyetinden çok daha yüksektir. Yani üretim değil tüketim desteklenmektedir, dedi.

 

Elektrik faturalarında yer alan %2 TRT Payının yüksek olmasının tüketicilere küçümsenemeyecek boyutlarda yük getirdiğini vurguladı.

 

Elektrik faturalarındaki TRT Payı’nın kaldırılması ya da oranın düşürülmesi faydalı olacaktır. Aynı şekilde Enerji Fonu (%1) ve Elektrik Tüketim Vergisi (%1)’ de yük getirmektedir. Niğde OSB’nin 2012 yılı içerisinde temin ettiği elektrik faturasındaki 29 Milyon TL enerji bedeli için ayrıca 580 bin TL TRT Payı, 290 bin TL Enerji Fonu ve 290 bin TL Elektrik Tüketim vergisi ödenmiştir. Tüm Organize Sanayi Bölgeleri’nin ödediği TRT payına karşılık TRT’nin OSB’lere bakış açısı maalesef değişmemiştir. İzlenme oranı en düşük saatlerde bile hazırlanacak olan kısa süreli programlar için yüksek meblağlar talep edilmektedir. 

 

OSB sınırları içerisinde ETV ya alınmamalı ya da oranı düşürülmelidir. Belediyelerin ve kamunun bütün görevlerini yüklenen OSB’lerin faturalarında yer alan elektrik tüketim vergileri belediyelere ve kamuya aktarılmaktadır, dedi.

 

Emlak vergileri, ilan reklam vergileri, işyeri açma ve çalışma ruhsatı harçlarının OSB’lere ödenmesi gerektiğini söyledi.

 

Bütün yatırımlarını ve işletmesini kendisi yapan, belediyelerin ve kamunun bütün görevlerini yüklenen OSB’lerin içerisinde yer alan firmaların emlak vergileri, ilan reklam vergileri, işyeri açma ve çalışma ruhsatı harçlarının, hatta OSB emlak vergilerinin buraya hizmet vermeyen belediyelere ödenmesi haksız bir uygulamadır, dedi.

 

OSB’lerin “Yeraltı Suları Hakkında Kanun” da ki yerinin belirlenmesine değindi.

 

Bilindiği gibi 167 Sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun ve yeraltı suları kullanımını düzenleyen mevzuat hükümleri çerçevesinde Organize Sanayi Bölgeleri’nin yapmaları gereken işlemler ve yükümlülükler söz konusudur.

 

Mevzuatta “Sanayi Maksatlı Yer Altı Suyu” ibaresi yer almasına rağmen; uygulamada bu ibare kapsamında üretim tesisleri esas alındığı için OSB işlemleri maalesef yürütülememektedir. Örneğin; OSB’ler, sanayi sicil belgeleri ve kapasite raporları olmadığı için yeraltı suyu kullanım izni için başvuramamaktadırlar. 

 

Su mevzuatında Organize Sanayi Bölgeleri’nin yer almasının OSB’lerin yasadaki konumu ve uygulama açısından yararlı olacağı düşünülmektedir.

 

Ayrıca; OSB’lerin orta vadede ve otuz yıl sonraki dönemdeki su ihtiyacı ve su tahsisatı talebi yapılırken hangi kriterlerin baz alınacağı konusunda belirsizlik yaşanmaktadır. OSB’lerin orta vadede ve otuz yıl sonrasında su sorunu yaşamamaları için bu kriterlerin mevzuat bazında ya da üst kurumlar aracılığı ile belirlenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

 

Yeraltı su kaynaklarının kıt olduğu bölgelerde OSB’lerin ve sanayi sektörünün su sıkıntısı yaşamaması için yüzey suyu kullanımı imkanı sağlanması elzemdir. Maalesef bu gün itibariyle sanayi tüketimine ayrılmış baraj, gölet vb. bulunmamaktadır.  Var olan barajların sanayi bölgelerine ve sanayi tesislerine, özellikle OSB’lere tahsis edilmesi, tahsis edilecek uygun baraj olmayan yerlerde sanayi maksatlı baraj, gölet vb. oluşturulması elzemdir, dedi.

 

Editör: TE Bilişim