Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, CHP’nin kronikleşen yaralarından biri oldu. Yaradan her cerahat aktığında Kemal Kılıçdaroğlu neşteri vurup temizlemekte tereddüt ettiği için hastalığın önü alınamadı. Kocaman bir ur oluştu CHP’nin bünyesinde.

Siyasetin onca patırtı ve gürültüsü içerisinde Hüseyin Aygün’e CHP içinde ne olacağı, hâlâ gündemin baş maddelerinden. Gözlerimiz ve de kulaklarımız Çarşamba günü yapılan CHP MYK toplantısındaydı. Hüseyin Aygün için disiplin mekanizması işetilecek miydi?.. Ona yüksek sesle tepki gösteren  “ulusalcı” lara da sopa atılacak mıydı?.. Kemal Kılıçdaroğlu, Çin’den disiplin yolu gösterdiği Hüseyin Aygün’ü bir tarafa bırakıp balans ayarı mı yapacaktı?.. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aygün, PKK’lı terörist Sakine Cansız’ın ailesine taziye ziyaretine gidince çok sert eleştirmişti. Bunun üzerine Hüseyin Aygün’ün, Kurtuluş Savaşı’nın Rumlara etnik temizlik için yapıldığı sözleri  “bardağı taşıran son damla”  olarak değerlendirilmişti. Aldığım bilgilere göre; Kemal Kılıçdaroğlu Çin’den döndükten sonra bir kez değil, üç defa Hüseyin Aygün ile bire bir görüştü. İlki geçtiğimiz Cumartesi günü genel merkezde, ikincisi kritik MYK öncesi Salı günü TBMM’deki odasında, üçüncüsü ise; kritik MYK toplantısından sonra. Denilen o ki;  “üç görüşmede de Kılıçdaroğlu, Hüseyin Aygün’ü istifaya zorladı”. İddialar ortada ama sonuç yok. CHP’de Hüseyin Aygün’ün etrafında da azımsanmayacak sayıda taraftar oluştu. Onlar da Aygün’e  “istifa etmemesi” için sıkı destek veriyor.


CHP’de  “ulusalcı” ve  “Kürtçü”  cepheler tam manasıyla birbirine girmiş durumda. CHP’de MYK toplantısının ardından konuştuğum  “ulusalcı”  kanattan önemli bir isim  “olup bitenlerle” ilgili şunları söyledi; “Hüseyin Aygün’ün disiplin süreci MYK’da hiç görüşülmemiş. Sadece Grup Başkanvekili Muharrem İnce, 5 dakikalık sert bir konuşma yapmış, gündeme gelmeyince daha sonra da çekmiş TBMM’ye gelmiş. Bugün bazı haberler var; bizlerin de uyarıldığını söylüyor ama bizleri arayıp da uyaran olmadı. Şunu biliyorum bizim arkadaşlar Genel Başkanı bu konuda sıkıştırdılar. Genel Başkan, Hüseyin Aygün ile görüştü. Bu görüşmelerde her nedense bir türlü sonuç alınamıyor. Kılıçdaroğlu’nun grupta da yaptığı konuşma istifasını ister nitelikteydi. Muhtemelen istifasını istiyor o da etmiyor. Direnç var. Bir türlü istifayı alamıyor. Genel Başkanın, bizimle yaptığı her hangi bir görüşme yok ama gazetelerde istifa edeceğimiz yönünde haberler çıkıyor. Direkt ya da endirekt. Bir çözümsüzlüğe gidiyor bu iş. Parti içinde çok ciddi bir sıkıntı yaratacak hale gidiyor. Aygün’ün şu aşamada disipline verilmesi söz konusu değil. Disiplin süreci çok tartışmaları da ardından getirir. Genel Başkan, Aygün’ün istifasını isteyerek sorunu aşmaya çalışıyor.”  Sonuçsuz MYK’nın ardından  “ulusalcılar”  ne yapacak?.. Kemal Kılıçdaroğlu ile bir daha görüşmeyi planlıyorlar. Ama birkaç gün daha bekleyip süreci takip ettikten sonra.. Tam yazımın bu bölümüne son noktayı koymuştum ki; CHP Adıyaman Milletvekili Salih Fırat partisinden istifa etti. Fırat’ın CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in TBMM’de ana dilde savunmaya imkan tanıyan tasarının görüşmeleri sırasındaki  “Kürt milliyetçiliğini bana ’ilericilik’ ve ’bağımsızcılık’ diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz. AKP ve BDP iş birliğinin yaptığı şey tektir. Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Türkiye’de siz, sorunu Türk sorunu yaptınız” sözleri üzerine istifa kararı aldığı haberi gündeme bomba gibi düştü. AKP’nin CHP içinde bazı Kürt kökenli milletvekillerine kanca attığını siz değerli okurlarıma aylar önce duyurmuştum. Salih Fırat, AKP ile temasa geçer mi?.. Onu bilemem.. Bildiğim bir şey var. O da; Kemal Kılıçdaroğlu’nun başının, önümüzdeki süreçte partisi içinde Kürtçülerle daha büyük sıkıntıya gireceğidir.

 
Köşk’te bekleyen randevu talebi
 
BBP’liler geçtiğimiz Pazar günü,  “İmralı sürecini” İstanbul’da Eyüp Sultan’dan Edirnekapı Şehitliği’ne yürüyerek çok anlamlı bir gösteri ile protesto etmişti. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’yi aradım;  “Tepkilerinizi ve görüşlerinizi iletmek için iktidar kanadı ile görüşmeniz oldu mu”  diye. Mustafa Destici, sürece dair düşüncelerini iletmek için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den randevu istediklerini fakat hâlâ yanıt alamadıklarını bildirdi. Mustafa Destici,  “iyi şeyler olacak”  diyerek tüm süreçlerin işaret fişeğini atan Abdullah Gül’ü ikna edebilir mi?.. Bence; imkansız. Mustafa Destici, 3’üncü yargı paketi ile affedilen KCK’lılara işaret edip,  “4’üncü yargı paketi ile de hepsini affedecekler. Şu anda suç olan bütün terör fiilleri bu paket sayesinde suç olmaktan çıkarılacak”  diyor. Destici, Hükümetin  “şeffaflık”  söylemlerine de inanmıyor,  “Sızdırılmayan görüşmelerin de yapıldığını düşünüyorum”  şeklinde konuşuyor. BBP Genel Başkanı Destici’nin bir de iddiası var;  “Bu arada PKK, Avrupa’da terör örgütleri listesinden çıkarılacak.”