İnsanlar mutluluk kavramını artık unutmuş. Yani, bizler için bu dünyada mutlu bir insana rastlamak mümkün değil. O zaman bizler, mutluluğun tanımını yapabilmek için “hah işte bu, mutlu olmak için böyle olmak gerekir” diyeceğimiz bir kişi yok. O zaman mutluluk bilinmiyor. Mutluluğun tanımını kişi kendi aklı ile yapacak ve kendine göre mutlu olacağını zannettiği bir dünya yaratacak. Çıkarcı düşünceniz ile hareket etmeniz, sizin mutlu ve huzurlu olmanızı sağlamayacak. Çünkü kendi seçtiğiniz yaşam şekli sizi mutlu etmeye yetmeyecek.
BAKARA-216: Kutibe aleykumul kitâlu ve huve kurhun lekum, ve asâ en tekrehû şey’en ve huve hayrun lekum, ve asâ en tuhıbbû şey’en ve huve şerrun lekum vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).Savaş, o sizin için kerih olsa da (hoşunuza gitmese de) üzerinize farz kılındı. Ve hoşlanmayacağınız bir şey olur ki, o sizin için bir hayırdır. Ve seveceğiniz bir şey olur ki, o sizin için bir şerrdir. Ve (bütün bunları) Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İnsanların istedikleri güç sahibi olmaksa(zengin ve varlıklı, güzel bir eş, çocuklar, saygı ve itibar),bu isteklerde birlikte yaşayacağı insanların mutluluğu ayni istekler doğrultusunda değilse. Yani eşi sadece bir tatlı söz ve bir güler yüz bekliyor. Bir hanım, arada bir eve gelirken, eşinden bir demet çiçek bekliyorsa. Bu kadar basit istekleri eşinin görmemezlikten gelmesi ve önemsememesi neticesinde. Her şeyi olan ama geçimsiz ve mutsuz bir aileyi oluştururlar.
Sudan sebeplerden tartışmalar ve zulüm olan bir yaşantı. “Her şeyimiz var Allah’a şükür ama ağzımızın tadı yok. Acaba bize büyümü yaptılar, kardeş haset çok, bir cinci hocaya gidip büyü var mı baktırayım” derken bir bataklıkta kaybolup giden hayaller.
Yazık! Allah insanı bunun için mi yarattı? Faziletli ve ferasetli kişiler olunması gerekmiyor mu? Pardon, Pardon; Faziletli ve ferasetli nasıl olunur biz nereden bileceğiz ki? Kelime anlamı nedir? Nasıl öğrene biliriz? Sözlüğe bakar kelime anlamını öğreniriz de, bu manaya nasıl sahip olunacağını öğrenemeyiz. Çünkü HUZUR ve MUTLULUK; bu özellikler dogmatik değildir. Bu özellikleri ancak Allah, gerçek mümin olabilirsek yaşatır.
Mesela feraset sahibi olmak(doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, hak ile batılı ayırt edilebilmesi)(Furkan sahibi olmak) artık bilinmiyor.
Feraset (Furkan)sahibi nasıl mı olacak?
ENFÂL-29: Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).Ey âmenû olanlar, Allah'a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.
Faziletler (Fazıllar)ise gene Allah tarafından tesis ediliyor, ama her iki özellik bizim talebimize bağlı.
NİSÂ-175: Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).
Böylece Allah'a âmenû olanları (ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenleri)(hud29) ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, kendisine ulaştıran “Sıratı Mustakîm”e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).
Allah tarafından sağlanan bu mutlu olabilme reçetesini, tam 1200 seneden beri karanlık eller yok etmiş ve artık insanlar MUTLULUĞU bilmiyor. Aslında adres kolay da siz mutlu olmak istiyor musunuz? Evet, mi? Allah’ı seviyor musunuz? Evet demeden kalbinize sorun samimi misiniz? Gene evet ise o zaman,  
Allah şöyle söylüyor: fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.(enbiya7)
Allaha emanet olun.