Genel Akım Medya gazeteleri dahil Cumartesi ve Pazar günleri günlük köşe yazarları dahil tüm editöryal ekip daha naif ve günlük yaşamın sıkıntılarından uzak konulara yer vermelerinden etkilendim mi desem, yoksa arasıra yazılarıma konu ettiğim  izlediğim sinema, okuduğum kitap, yediğim yemek ve gezip gördüğüm yer yazmalarının daha çok yorum almasından mı desem gazetemizin Cumartesi günü çıkacak nüshalarında (yerel gazeteler haftanın 6 günü yayınlandığı için cumartesi) şiir, fıkra, anı vb. derlemelerimi köşemizden okurlarla paylaşmaya karar verdim.
     İlk derleme Osho Sırlar Kitabı 1 den. Dünkü mutluluk endeksi sıralamasında ülkecek son sırada olmamızı konu eden yazım üzerine cuk oturacak bir kurgulanmış öykü.
   “Ülkesinde çok zengin olan bir adam rahatsızlanıp hayalkırıklığına kapılmış. Satın alabileceği herşeyi varmış ama içten derin tatminsizlik yaşıyormuş. Bu yüzden tüm değerli eşyalarını torbaya koymuş ve ona kıymetli bir şey, bir mutluluk anı verebilecek adamı aramaya koyulmuş, heryeri dolaşmış ama onu bir an bile mutlu edecek adamı bulamamış bulsa tüm varlığını ona verecekmiş. Sonra bir köye ulaşmış ve Nasreddin hocayı sormuş, köylü ' Nasreddin Hoca köyün dışındaki ağacın altında, eğer o sana mutluluk anı vermezse o zaman bulmanın olasılığı yoktur' demiş. Adam heyecanlanmış ve Nasreddin Hocanın yanına gitmiş. Ona mutluluk anı verebilirse tüm varlığını hocaya vereceğini söylemiş, hoca yanıt vermeden torbayı kapıp kaçmış; adam ağlayarak bağırarak koşuyormuş 'hayatım boyunca kazandığım herşey çalındı ben artık dilenci bir adam oldum '. Nasreddin Hoca tekrar aynı ağaca gelip torbayı koymuş ve ağacın arkasına saklanmış. Adam gelmiş torbanın üstüne çökmüş ve mutluluk içinde ağlamaya başlamış, Hoca ağacın arkasından başını uzatmış 'mutlu oldun mu? bir an için mutlu oldun mu ?' demiş. Adam "dünyanın en mutlu insanı oldum" demiş...”
        Osho kurguladığı öykünün yorumunu şöyle yapıyor.
       “Ne oldu? Zirveye ulaşmak için vadi gereklidir. Mutluluk hissetmek için mutsuzluk gereklidir. İlahi olanı bilmek için dünya gereklidir. Dünya bir vadidir. Adam aynıydı, torba aynıydı yeni birşey eklenmemişti ama artık mutlu olduğunu söylüyordu, üstelik bir dakika önce mutsuzdu. Zıtlık gerçekleşmişti. Bilinç özdeşleşir ve özdeşleşme yoluyla dünya var olur ve dünya aracılığıyla sen kendini yeniden kazanırsın. Özdeşleşme cehalettir. O bu oyunun parçasıdır. Kendini yeniden kazanabilmek için kendini kaybetmen gerekir. Sen zaten çok şey kaybettiysen yeniden kazanabilirsin. Kendini yeterince kaybetmediysen daha fazlasını kaybetmen gerekir, ve bundan önce birşey yapılamaz bundan önce yardım mümkün değildir. Vadide karanlıkta sansara'da dünyada tamamen kaybolmadığın sürece hiçbirşey yapılamaz. Kaybet ki kazanasın. Bu çelişkili görünür ama dünya böyledir, sürecin kendisi böyledir.”
     Osho’nun zengini tüm kazanımlarını bir torbaya doldurur da Edip Cansever’in “bira içen adamı” masasına meze olarak dünyaları koymaz mı?Gelin birlikte okuyalım.
 
     “Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
      Masaya biranın dökülüşünü koydu
      Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
      Tokluğunu açlığını koydu.
      Masa da masaymış ha
      Bana mısın demedi bu kadar yüke
      Bir iki sallandı durdu
      Adam ha babam koyuyordu. “
 
      Edip Cansever’in bira içen adamıyla  Hoca Nasraettin karşılaşsaydı bira içen adam Hoca’ya “karşıma otur da bi tek de sen at” derdi.Ya Hoca ona ne derdi?  “oturduğun masayı bu kadar doldurma taşıyamaz yıkılır” derdi. Masa yıkılınca da bira içen adam Hoca’ya “masa yılılmadan yenisi kurulmaz bunuda bile bildin mi?” Derdi.
      Cumartesi yazımızı Necip Fazıl’ın mutluluğu Sabır da bulduğu dizelerle devam ettirelim.
“Sabır,
Sabrın sonu selâmet,/Sabır hayra alâmet./Belâ sana kahretsin;/Sen belâya selâm et!
Felâh mı, onda felâh,/Salâh mı, onda salâh/Sen de kim oluyorsun?/Asıl sabreden Allah.
…………..
 
Bir sır ki âşikâre,/Avcı yenik şikâre./Yalnız, yalnız sabırda/Çaresizliğe çare...
      Bu Cumartesi mutluluk temalı derlemelerimizi deha düzeyinde bilim insanı Albert Eınsteın sözleriyle bitirelim.
     “…..  Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek.Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız."