Tehlikenin farkına varın diye… Bu yazı… Orsam – Tesev – Afad araştırma kaynakları ile bu konudaki çeşitli makaleler ve haberler  incelenerek Selim GÖKEL tarafından  derlenmiştir.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sınırındaki Kilis'te düzenlenen iftar programına katıldı. Burada yaptığı konuşmada, Suriyelilere vatandaşlık imkanı tanınmasına yönelik çalışma yürüttüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerimizin içerisinde inanıyorum ki; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyenler var. Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığımızın bu konuda attığı adımlar var, ellerinden geleni bakanlığımız oluşturduğu bir ofisle takip etmek suretiyle bu kardeşlerimize bu yardımı, bu desteği yaparak onlara vatandaşlık imkanını vereceğiz" dedi.

2011 yılından bu yana Ülkemize gelen Suriyeli sayısı  3 milyona yaklaştı. Ülkemizde doğan kayıtlı Suriyeli sayısı 100 bini aştı.
 
Avrupa Suriyeli mültecileri sınırlarına sokmamak için bin bir takla atıyor. Türkiye’yi tavşan görüp sürekli havuç uzatıyorlar. Aldıkları az sayıda Suriyeli de kalifiye ve eğitimli olanları.  Dünyanın tek Müslüman ülkesi Türkiye de değil. Ama İslam ülkeleri arasında en çok Suriyeli Mülteci barındıran ülke  Türkiye.
 
Zengin Körfez ülkeleri Suriyeli mültecileri bırakın vatandaşlığı ülkelerine bile almadılar. Bazıları da sembolik olarak aldı.  Gerekçe olarak da Körfez ülkelerinin kendi sınırları içindeki siyasi istikrarsızlık korkularını, yurttaşlık kimliğinin bozulmasını, nüfus dengesinin bozulması  gösteriyor. Suriyeli mültecilerin Körfez kimliği ve sosyal yapısına yönelttiği demografik tehdidi çok önemsiyor.
 
Suriyeliler ülkemize  daha çok sınır şehirleri ile  büyük şehirlerde yaşıyor. Niğde bu konuda daha şanslı geçtiğimiz yıla kadar Türkiye’de hangi ilde ne kadar Suriyeli yaşıyor bilinmiyordu. Emniyet ve diğer kurumlarda verilerde yoktu. Yeni yeni terör olaylarından dolayı kaydı tutulmaya başlandı.
 
Niğde OSB’de ve küçük işletmelerde onlarca Suriyeli kaçak çalışıyor. Çocuk işçi sayısı arttı. Bu işyerlerinde basına yansımayan bir çok asayiş olayları meydana geliyor.
 
Sınır bölgelerindeki şehirlerin demografik yapısı değişti. Bazı illerde Türk nüfus sayısı azınlıkta. Suriyelilerin yoğun yaşandığı şehirlerde çok eşlilik yaygınlaştı ve buda boşanmalarda büyük artış oluşturdu.
 
Suriyeli derken sadece bir yer ifadesi kullanılıyor. Türkiye’deki Suriyelerin ırkı nedir? Ne kadarı Arap, ne kadarı Kürt, Süryani vs. bilinmiyor. Birleştirici, bütünleştirici milliyet kavramından uzak mevcut ümmetçi siyasi irade, Suriyeli mültecilerin ırkını, mezhebini özellikle  saklıyor.  Bugün itibari ile Türkiye’de etnik ve mezhepsel kutuplaşmayı tetikleyecek zemin daha hızlı oluştu.  
 
Suriyeli mültecilerin yoğun olduğu illerdeki çarpık kentleşme, enflasyon artışı, kiraların ve ev fiyatlarının yükselmesi, kaçak işçi sorunu,  bu güne kadar harcanan milyar dolarlar gibi  ekonomik kayıpları bir yana bırakalım…
 
TEOG, LYS, KPSS gibi sınavlarda ter döken yaz boz tahtası eğitim sistemiyle telef olan Türk çocuklarına nispet Suriyeli çocuklar bir çok eğitim hakkını Türklerden daha fazlasıyla aldı bile.
 
Şahsen  yaşadığım hukuki bir konuda gördüm ve şaşırdım  ki… Türkiye’deki bir mültecinin hakkı benden daha fazla korunuyor, kollanıyor.
 
Ülkemizde  sadece terör olayları ile açıklanamayacak kadar  büyük boyutta, mültecilerden kaynaklı asayiş ve suça bulaşma yaşanıyor.  
 
Suriyeli mültecilerin ülkemize kattığı sosyal ve kültürel kayıpların geri dönüşü mümkün görünmüyor.
 

Siyasi kaygılar ile verilecek vatandaşlık hakkı, Türkiye’nin demografik yapısı, sosyal ve kültürel hayatı, adeta dinamitleniyor. Olaya “Ensar” kafası ile bile baktığımızda, Müslüman bir ülkenin şuan ki Dünya ve ülkemizin içinde bulunduğu konjonktürde  yapması gereken, sadece kamplarda tutmak ve üç öğün yemeğini vermekti. Bu millet bunu da zorsunmazdı.  Suriyeli çocuklara da oyuncak gönderirdi.  Ayrıca ülkemizin dört bir tarafına dağılan Suriyelilerin   mevcut rejime muhalif oldukları da sorgulanır.
 
Mustafa Kemal Atatürk Rum ve Ermeni mübadelesi yapmamış olsaydı. Bugün ülkemizin nüfusunun yarısı azınlıklardan oluşacaktı. Böylesi bir demografik yapıda siz düşünün siyasi ve sosyal ortamı… Mustafa Kemal Atatürk neden mübadele düşündü?
 
Türkiye’de yaşayan  3 milyona yakın  Suriyeliye vatandaşlık vermek tamamen umutsuz bir gelecek  hisseden bir siyasi iradenin kaygıdır. Kendisinde hissettiği  gelecek kaygısı, ne yazık ki ülkemizin gelecek kaygısını bizde oluşturmaktadır.  AB konusunda referandum diyen  siyasi irade, böylesi bir konuda ben yaptım oldu diyemez, dememeli… dedirtmemeli…



 
Editör: TE Bilişim