Geçtiğimiz yıl Niğde Belediyesi Hayvan Barınağında yaşandığı iddia edilen kötü uygulamalar Türkiye'deki hayvan severlerin büyük tepkisine neden olmuştu. Bu olaydan sonra Niğde'ye çeşitli hayvan dernekleri yöneticileri ve hayvan severler ziyaretler bulunmuştu. 


Şimdi de, " Hayvan Katliamına Dur " demek için motosikletiyle Mersin’den Azerbayca’nın Başkenti Bakü’ye gitmek için yola çıkan Hayvan hakları savunucusu Semih İğdigül Niğde’ye geldi. 

İğdigül, Niğde Belediyesi Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi ve Geçici Bakım evinde incelemelerde bulundu.
Hayvan Barınaklarını ölüm kamplarına benzeten Hayvan hakları savunucusu Semih İğdigül, Çin’de hayvanların yendiğini ve yakıldığını, imkanı olsa Çin’e bile gİdebileceğini söyledi.

Önceki yıllar Türkiye’nin bir çok bölgesini motosikleti ile gezdiğini belirten İğdigül, “Türkiye’nin bir çok bölgesini 15 bin kilometre yaparak dolaşmıştım. 70-80 tane barınak gezmiştim. Bu sene yeni bir proje vardı motorla. Ama bu sene Bakü’ye gitmeye niyetlendim. “Neden Bakü Türkiye’de hayvanlar bitti yurtdışına mı başlıyorsun” dediler. Şuan benim imkanım olsa Çin’e giderim. Çünkü orada hayvanlar yakılıyor yeniyor. Azerbaycan’da hayvan hakları diye bir şey yok. Hayvan hakları kanunu yok. Hayvanları çok sever arkadaşlarımız , vatandaşlarımız var. Çünkü biz iki devlet bir milletiz. Onlarda da bizim gibi vicdan ve merhamet var. Türkiye’de bir yasa var 5199 sayılı hayvanları koruma yasası var. Ama uygulayan var mı çok az. Burada da kanun yok aslında. Adı var kendisi yok. Orada yapılan Olimpiyatlar öncesi bayağı bir hayvan katliamı olmuştu onları duyduk. Devlet tarafından deniliyor, belediyeler tarafından deniliyor. Ben neyin ne olduğunu pek bilmiyorum. Vatandaşlar tarafından deniliyor. Gidip orada bir araştırma yapacağım. Ben denetleme kurulu değilim. Ben sadece iki ülke arasında hayvan hakları arasında bir köprü oluşturmak istiyorum” dedi.

Hayvan Barınaklarını ölüm kamplarına benzeten Hayvan hakları savunucusu İğdigül, “Bakım evi demiyorum. Barınakta demiyorum. Bunlar birer ölüm kampıdır. Benim gözümde hep ölüm kampıdır. Ama içeride fazla bir köpek yok. Eğer köpekler alınıp kısırlaştırılıp, aşıları yapılıp küpeleri takılıp dışarıya salınıyorsa o zaman mesele yoktur. O belediye il ilçe görevini yapmıştır. Hayvanlarda kurtulmuştur dışarıdadır. Ama şu da var; götürüyorlar küpeli hayvan dışarıda bu seferde vatandaş rahatsız. Ben vatandaşlarımızı uyarmak istiyorum. Kulağında küpe olan hayvandan rahatsız oluyorlar. Diyorlar ki: “bunun kulağında küpe var bu hayvan hastalıklı. Bu hayvan kuduz mu” değil arkadaşlar. Küpeli hayvan zararsızdır. Kısırlaştırılmıştır, aşıları yapılmıştır. He türlü tedavisi yapılmıştır. O küpe onun belirtisidir. Bunlardan çekinmeyin zaten bu hayvan bir tek karnının doyuracak yemek ister. Bide su ister. Ondan sonrada uzanır bir kenara yatar. Kimseye rahatsızlık vermez bunlardan rahatsız olmayın” diye konuştu.


59 yaşında gençlere örnek olmak için yolları düştüğünü ifade eden İğdigül, “Ufacık motorla o kadar yolu gitmek gelmek kolay bir şey değil. Benim yaşım 59 biraz vicdan merhamet varsa benim yaptığımda gençlere örnek olsun bir şeyler yapabilelim. Bu canlıları da yaşatmak için çaba gösterelim. Allah rızası için şu yaz gününde sıcak günlerde kapınız önünden bir kap suyu eksik etmeyin. Bu hayvanlar aç 3 gün yaşayabilirler ama susuz 8 saatten fazla yaşayamazlar” dedi.


Editör: TE Bilişim