Eğitimde ve sağlıkta değişen sanki sadece bakanlar olmadı!
Yeni bakanlarla birlikte, tepki alan pek çok konuda, geri adım atılmaya hazırlanılıyor.
Örneğin dershaneler ve serbest kıyafet, örneğin tam gün yasası...
Bir önceki Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tam gün yasasını, bugüne kadar sağlık alanında gerçekleşen en büyük reformlardan birisi olarak ilan etmişti.
Üniversitelerin bu yöndeki uyarılarını da hiç dikkate almamıştı.
Sonuç: Tıp fakülteleri boşaldı.
Bakan gitti.
Yeni gelen bakan da durumu toparlamaya çalışıyor.
Peki, istifa edip giden, kendine yeni bir düzen kuran hocalar,  geri döner mi?
Evet demek çok zor.
Elbette gelenler olur ama akademik zayiat çok büyük olacaktır.
Bu yüzden, bundan sonraki benzeri operasyonlar da, umarız çok daha dikkatli olunur!..
Aynı durum, eğitim için de geçerli.
Cumhuriyet Tarihi’nin en büyük projesi ya da projeleri diye sunulan reformların (!) çoğu çöpe gitti.
Hem de aynı iktidar döneminde.
2013 geldi geçiyor ve görünen o ki, Başbakan Erdoğan elini bize zor öptürecek.
Hatırlanacağı gibi,  “Dershaneler 2013’te kapanacak’ dediğinde, keşke deyip, kapatsın, elini öpmeye de, oyumuzu vermeye de hazırız demiştik ve hâlâ sözümüzün arkasındayız.
Farklı bir öneri
Daha 10 ay var, köprülerin altından daha çok sular akar diyenler çıkabilir...
Keşke hepten kaldırma, isim değiştirme yerine, sertifikalı, modüler meslek kursları haline dönüştürülseler.
Buna Türkiye’nin o kadar çok ihtiyacı var ki, bir taşla, birkaç kuş birden vurulmuş olur...
Size sadece bir örnek, eğitimi yapılan meslek çeşitliliği bizde binin altında, gelişmiş ülkelerde ise 10 binin üzerinde.
Çevrenizde, evinize getirdiğiniz ya da gittiğiniz bir ustadan veya meslek erbabından memnun kalan var mı?.. İyi seçilmiş, teori ve pratikle iyi bezenmiş bu kursları bitirenler, emin olun üniversite mezunlarından hem daha kolay iş bulur hem de daha çok para kazanırlar.
Böylece, emek ve kaynaklar da boşa gitmemiş olur...