Yarım asırlık ömrümde önceki akşam yeni bir şey daha öğrendim.   Meğer kitabın da teröristi olabiliyormuş!
Yok aslında kitap da değil!
Bir kitabı yayınlama fikri bile bu ülkede artık bombalı tedhişlerden daha önemli bir hale
geldi.
İlginçtir böyle bir suç bu ülkede Milli Şef döneminde yoktu.
27 Mayıs darbesinde de yoktu!
12 Mart müdahalesini yapan generaller bile böyle bir suçu akıl edemedi.
Keza 12 Eylül darbesinde bu tür bir suç hiç gündeme gelmedi!
28 Şubat süreci günlerinde de aynı tablo söz konusu idi.
Ve bugün!
Başbakan’a sorarsanız Türkiye adına AB denilen cennetin kapı zilini çalıyor!
Güya baskı ve zulüm bitmiş, özgürlüklerin keyfini çıkarıyoruz!
Ama heyhat tasarı aşamasında olan, yani basılmamış bir kitap için yapılanlara bakın!
Bu kitabı basan!
Bu kitabı yayınlayan!
Bu kitap ile alakalı olarak elinde zerre bir kayıt bulunduran teröristtir deniliyor.
Evet ortada kitap yok!
İçinde ne var ve ne olacak belli değil!
Ama buna rağmen zihinsel olarak bile kitapla alakadar olan ve olacak olan herkes tehdit ediliyor.
Yok yok abartmıyorum, mahkemenin kararı bu!
Pardon karar dedim, ama ortada yargının Yargıtayca onaylanmış bir hükmü de yok!
Hal bu iken kitabı ağza almak bile terörist olmaya yetiyor!
Görüyorsunuz söz konusu olan kitap değil de bombalı eylem sanki!
Zaten onun içindir ki yazımızın başlığı terörist kitaptır!
İyi ama bu kitapta söylenene göre Ergenekon şu bu değil sadece polisin içindeki malum yapılanma deşifre edilecek!
Hal bu ise bunun Ergenekon üyeliği ile nasıl bir bağlantısı olabilir?
Herkes gibi ben de merak içindeyim nedir bu paniğin sebebi!
Yarası olan gocunur derler ya, iddialar doğru değilse nedir bu telaş?
Belli ki kitabın içeriğini Oda TV bilgisayarından öğrendiler ve yazılacaklardan
korkuyorlar!
İyi de yazılacak olanlar madem yalan ise korkmak niçin?
İki iki daha dört; bu kitap operasyonu ile bir şey artık aleniyet kazanmıştır!
Ne midir o?
Polisin içindeki yapılanmanın kesin varlığı!
Yoook, hayır bu işin tek sorumlusu hükümettir, zira ona rağmen bütün bunlar olamaz!
Evet bir kere daha sözün bittiği
noktadayız!
Ey tarih nelere tanıklık ediyorsun!
Not: Şamil Tayyar Ergenekon kitabında Sauna çetesini Ergenekon’un hücresi olarak tanımlıyor.. İyi de bu Sauna Çetesinde İbrahim Tatlıses de önemli bir figür olarak yer alıyor. Bu durumda AKP ve Başbakan
Ergenekon mensubunu bağrına
basmış olmuyor mu?
HAKKIN SİLLESİ!
Tayyip Erdoğan’a ilahi adaletten NATO tokatı!
NATO’nun Libya’da ne işi var?
Bu soruyu 10 gün önce  Tayyip Erdoğan sordu, bugün de ben soruyorum!
Evet NATO’nun Libya’da ne işi var!
Sorumun muhatabını mı merak ettiniz!
Elbette ki Tayyip Erdoğan’dır!
Niçin mi o?
NATO’nun Libya’ya gidişine onay veren odur da ondan!
Yanlış okumuyorsunuz Erdoğan istemese NATO orada olamazdı!
Nasıl  mı?
Türkiye’nin  böyle bir kararı veto etme hakkı ya da imkanı var da ondan!
Evet böyle bir imkana rağmen Tayyip Erdoğan veto etmek yerine onay verdi ve NATO güçleri Libya’yı ablukaya aldı!
Tayyip Erdoğan’a ısrarla muhalefet etmemizin sebebi işte budur ey sevgili okur!
Onun derdi mazlum Libya halkı ya da petrolü değil, sadece  tribünlere selam vermek, yani her şeyde olduğu gibi bu konuyu da istismara araç yapmasıdır.
Erdoğan başlangıçta BM’den müdahale gibi bir kararın  çıkabileceğini ve sonrasında NATO’nun devreye girebileceğini kestiremedi ve  seçim öncesinde iç kamuoyunda kullanmak için hemen ucuz kahramanlığa kalkıştı, yani güya NATO’ya meydan okuyarak siyasi prim toplama yoluna gitti.
Ama kurban olduğum Allah ucuz hesabı bozdu ve Tayyip Erdoğan’ın gerçek yüzünü ortaya çıkardı.
İlahi adalet ve attığı tokatı görüyor musunuz?
İslami jargonla söyliyelim, niyet hayır, akıbet hayır.Niyet şer, akıbet şer!
Sahi İsrail ile beraber sergilenen One Minute tiyatrosu  sonrasında yollara doluşan mukaddesatçı (!) kardeşlerimiz bu  ucuzluğa nasıl tepki verecek acaba?
KEPAZELİĞİN BÖYLESİ!
İthal öğretmen rezaleti!
Türkiye’de on binlerce öğretmen yıllardır atama bekliyor.
AKP ve  Milli Eğitim Bakanı bu hadiseyi zerre umursamıyor ama öbür tarafta 40 bin yabancı öğretmene kapı aralanıyor.
Kendi öğretmenin dururken yabancıları almak niye?
Efendim onlar yabancı dil öğretecekler!
İyi de ataması yapılmayan binlerce  yabancı dil öğretmenimiz  yok mu?
Velev ki Türkiye’de yabancı dil öğretmen açığı varsa AKP 9 yıldır iktidarda, başka alanlarda öğretmen yetiştireceğine neden yabancı dil öğretmenlerini yetiştirmedi?
Sonuçta üniversite eğitimi 4 yıl değil mi?
Nereden bakarsanız bakın tablo tam bir
rezalettir.
Ey ataması yapılmayan öğretmen kardeşlerim, bu AKP’yi göndermek için sıvayın kolları, düşün
yollara!