Sahi, “Cumhurbaşkanlığı kimse için çantada keklik değil” diyerek Tayyip Erdoğan’a örtülü gözdağı veren Abdullah Gül’e bir hafta için de vahiy mi geldi de bir anda kendini geriye çekti?
Keza bu Abdullah Gül değil midir Tayyip Erdoğan ile bakanlarının protesto ettiği TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısının şeref konuğu olan?
O zaman sormak lazım ne oldu da Abdullah Gül birden çark etti?
Ankara’nın öbür yakasında konuşulanlar şudur:
Birinci iddia Abdullah Gül korkuyor!
Neden mi?
Başbakan’ın ısrarlı olarak “Cumhurbaşkanının da kaseti var” demesinden!..
Tayyip Erdoğan’ın; Cumhurbaşkanının “Benimle ilgili kaset olduğunu sanmam” demesine rağmen ısrarla “Hayır onun da kaseti var” demesi kimi çevrelerce sopa yani kasetin ucunun gösterilmesi olarak yorumlandı. Buna göre mesajı alan Abdullah Gül hemen kendini geriye çekmiş. Bu iddiayı seslendirenler, Tayyip Erdoğan ile çatışan Haşim Kılıç ile alakalı sızdırmaya dikkat çekiyor.
İkinci spekülasyon, Tayyip Erdoğan hakkında aday olamayacak şekilde büyük bir servisin yapılacağı ve Abdullah Gül’ün bu servis ile irtibatlandırılmamak için bilinçli olarak kendini geriye çektiğidir. Söylenen Erdoğan için 25 Mart’ta beklenen sızdırmaların Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesine bırakıldığıdır… Tayyip Erdoğan büyük vurgunu yiyince meydanın kendini Erdoğan için geriye çeken Abdullah Gül’e kalacağı düşünülüyor.
Kuşkusuz aktardıklarım kulis spekülasyonlarıdır ve gerçekliği elbette sorgulanabilir ancak açık istihbarat bilgileri bile bu iddiaları destekler mahiyettedir.
KÖŞK ADAYLIĞINDAN CHP LİDERLİĞİNE!
Kimi CHP’liler Köşk adaylığına teşne halindeler.
Kamer Genç’i istisna tutalım zira o Tayyip Erdoğan’a muhalefet adına kendi adını dillendirdi ve politika yapıyor ama diğerleri öyle değil.
Mesela Emine Ülker Tarhan!
Kılıçdaroğlu’nun kadın aday söyleminden kendini anlamış ve kollarını sıvamış!
İyi de kendi partili milletvekillerinden bile oy alamayıp grup başkanı seçilemeyen Emine Hanım halkın yüzde 50 oyunu nasıl alacak?
Belli ki Emine Hanımın derdi Cumhurbaşkanı olmak yani yüzde 50 oy almak değil, amacı Tayyip Erdoğan’a toplumda var olan tepki ile yüzde 35’lere erişip o rüzgarla CHP’nin genel başkanlığına soyunmak!
Görüyorsunuz bazı CHP’ilerin derdi Tayyip Erdoğan ve Türkiye’nin nereye gittiği değil posttur ki CHP içinde bu hesabı yapan başkaları da var. Bu CHP’liler bana İstanbul fethedilirken meleklerin cinsiyetini tartışan kilise keşişlerini çağrıştırıyor…
REZA İLE AZİZ BEY!
Bugünün Türkiye’sini anlatan fotoğraflardan biri de Reza Zarrab ile Aziz Yıldırım’a ait olandır.
Reza denen İranlı çocuk 17 Aralık operasyonunda suçüstü olmuştu.
Sebep olduğu rüşvet iddiaları 4 bakanın istifasını getirmişti.
İşte böyle biri Türk bayrağı silueti ile havuz medyasında ulusa seslenişler yapıyor ve Türkiye’nin cari açığını ben kapattım diyebiliyor.
Heyhaaat bu densizliği Türkiye’yi yönetenler seyrediyor zira Reza onları artığı!
Öbür tarafta Aziz Yıldırım hadisesi!
Hayır onun davasında hırsızlık, soysuzluk iddiaları yok sadece Fenerbahçe’yi iktidar ile F Tipi örgüte peşkeş çekmemek var.
Sonuç ise ortada!
Reza ulusa seslenen kahraman (!) Aziz Bey şike yapmaktan mahkum!
Ört ki ölem!
TAYYİP DEVLETİ
Tablo yeni bir devletin kurulduğuna işaret ediyor.
Yargı ve kanun tanımayan siyasi irade fütursuzca ve meydan okuyarak rejimi değiştiriyor.
Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Başkan seçilecek diye sunabiliyor ve hiç kimsenin buna gıkı çıkmıyor.
Devletin istihbarat kurumu özel operasyon örgütüne dönüştürülüyor keza yine cılız çıkışların ötesinde tepki yok.
Dar Bölge adı ile yeni bir seçim sistemi dayatılıyor oralı olan yok!
Kısacası çoğulculuktan tek adamlığa savruluyoruz ama bu faşist sürece dur diyen yok!
Hayır böylesi savrulmalara sürü hüviyetli halk değil, çoban hüviyetli önder aydınlar tavır alır ve kitleleri onlar yönlendirirler.
Türkiye’nin temel sorunu halktan ziyade bağımsız-milli aydın sınıfının olmayışı ve toplumdaki örgütlenme eksikliğidir.