Verem Eğitim ve Propaganda Haftası nedeni ile yazılı bir basın açıklaması yapan Niğde Halk Sağlığı Müdürü Bilgehan Öztürk, açıklamasında Verem Hastalığı belirtileri ve tedavileri hakkında bilgiler verdi. 

Dr. Bilgehan Öztürk açıklamasında; Her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası’nın amacı verem ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesidir.

Tüberküloz halen dünya genelinde önemli bir sağlık problemidir.Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfektedir. Bu insanların %10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığının ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Tüberküloz, enfeksiyon hastalıklarından ölümlerde HIV’den sonra ikinci en önemli ölüm nedenidir.

Yapılan çalışmalarda tedavi edilmeyen balgam yayması pozitif olan akciğer TB olgularının %70’inin 10 yıl içinde hayatını kaybettiği saptanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2014 Raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz insidans, prevalans ve mortalite hızları düşmektedir. Buna rağmen küresel TB yükü halen çok yüksektir. 2013 yılında 9 milyon yeni vaka ve 1,5 milyon TB’den ölüm olduğu hesaplanmıştır.2013 yılında dünya genelinde tespit edilen 9 milyon TB vakasının yaklaşık %13’ünün (1,1 milyon) HIV pozitif olduğu tespit edilmiştir. TB/HIV birlikteliği özellikle Afrika Bölgesinde yüksektir.DSÖ tahminlerine göre Dünya genelinde çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) oranı; yeni olgularda %3,5 ve önceden tedavi görmüş olgularda %20,5’tir. Yine DSÖ tahminlerine göre bu olguların %9’u yaygın ilaç dirençli TB (YİD-TB) vakasıdır. Türkiye’nin 2013 yılı TB prevalans hızı yüz binde 23, insidans hızı yüz binde 20, mortalite hızı yüz binde 0,42 ve vaka bulma hızı yüzde 88’dir.İlimizde bu yıl toplam 39 tüberküloz hastası ( 18’i kadın 21’i erkek) tedavi altına alınmıştır.39 hastanın 20 si akciğer tüberkülozu (1 nüks ,1 dirençli vaka ) ve 19 ‘u akciğer dışı tüberküloz vakasıdır.Akciğer tüberkülozu olgularının ikisini yabancı uyruklu vatandaşlar oluşturmaktadır.


VEREM HASTALIĞININ ETKENİ

Veremin etkeni “Mycobacterium tuberculosis” basilidir.

Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır.Basil hava yolu ile bulaşır.Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır.Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır.Balgam yayması (ARB) pozitif bulunan ve akciğerinde kavitesi (yara-kovuk) olan hastalar daha fazla basil saçarlar.Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur.

VEREM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Genel yakınmalar: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi.

Solunum sistemi yakınmaları: Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.
Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir.

Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir.
İki- üç haftadan uzun süren ve non-spesifik antibiyotik tedavisi almış olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürükte verem hastalığından şüphelenmek gerekir.

VEREM TANISI
Verem hastalığının kesin tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Basilin mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir.

Hastanın semptomları ve röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Semptomlar yavaş gelişir.
Akciğer veremi akciğer röntgen filminde bazı belirgin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler doktorun veremden şüphelenmesine yol açar.

Verem tanısında kullanılan deri testi (TDT) vücutta mikrobun olduğunu gösterir. Enfeksiyon veya hastalık olabilir. Bu konudaki değerlendirmeyi ilgili doktor yapar.

VEREMİN TEDAVİSİ
Toplum Sağlığı Merkezi Verem Savaşı Dispanseri Birimlerinde (VSD) veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir.
Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir. Yeni verem hastalarının tedavisinde standart tedavide genellikle iki ay 4 farklı ilaçla ve dört ay 2 ayrı ilaçla olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır.

Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir.

Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir"dedi. 






Editör: TE Bilişim