Niğde İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından Niğde’nin bazı ilçe Kasaba ve Köylerinde  kişisel temizlik ve ergenlik de meydana gelen değişim ve tutumlarla ilgili eğitim seminerleri düzenlendi.

Konu ile ilgili Niğde İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Bilgehan Öztürk açıklama yaptı.

Öztürk açıklamasında ; Ağaç yaşken eğilir, demiş atalarımız.  İnsanlar da tıpkı ağaç gibidir. Kişilikleri daha küçükken şekillendiği için gelişimin hızlı olduğu dönemde istenilen değişiklik yapılabilir ve verilmek istenen şekil oluşturulabilir. Fakat belli bir yaştan sonra çocuğun kişilik yapısı oturduğu için, artık değiştirmek güç olur, hatta imkânsız olabilir.

 

Temizlik ve düzen alışkanlığının en iyi edinildiği yer, aile ortamıdır. Ailedeki bireylerin temizliğe verdikleri önem ölçüsünde çocukta temizlik alışkanlığı gelişir. Çocuktaki temizlik alışkanlığının nerdeyse tamamı okul öncesi dönemde kökleşir, kalıcılık kazanır. Okul zamanında da devam eder. Çocuğa temizlik alışkanlığı kazandırmak çok kolaydır; çocuğun kişilik gelişimi yeni oluştuğu için, söylenen her şeyi çok çabuk kavrar ve birkaç kez tekrar ettirilen davranışı alışkanlık haline getirmekte zorlanmaz.

 

Temizlik ve düzen konusunda ebeveyn tarafından obsesif davranışlar sergilenmesi de çocukta olumsuz bir temizlik anlayışı geliştirir. Bu nedenle ölçüyü kaçırmamakta her zaman yarar vardır.

 

Çocuğa verilmesi gereken öncelikli temizlik alışanlığı, kişisel bakımla ilgili olmalı; yani el-yüz, baş, vücut ve giysi temizliği. Sabah uyanır uyanmaz elini-yüzünü yıkamalı, yemeklerden önce ve sonra ellerini yıkamalı, tuvaletten önce ve sonra ellerini bol su ve sabunla yıkamalı, tuvaletten sonra genital bölgenin temizliğini  (önden arkaya doğru) yapmalı, belli aralıklarla banyo yapmalı, kirlenen giysilerini değiştirmelidir.

 

Diş temizliği de oldukça önemlidir. Diş fırçalama alışkanlığı edinebilmesi için, çocuğa iki yaşından itibaren sadece fırçayla dişlerini fırçalaması öğretilmeli, 3–4 yaşından itibaren de çok az miktarda macunla dişlerini fırçalaması sağlanmalıdır. Çocuk, kişisel temizliği istenilen düzeyde bağımsız yapıncaya kadar anne çocukla birlikte yapmalıdır.

 

         Temizlik alışkanlığı, bireyin hem beden sağlığı hem de sosyal hayata uyumu için gereklidir. Temizliğe dikkat etmeyen kişi, hem çok sık hastalanır hem de yaşadığı sosyal çevre tarafından dışlanır.

                          ERGENLİK VE MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER       

             Adölesan; çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olarak tanımlanır. Halk arasında ergenlik, delikanlılık dönemi ile eş anlamlı kullanılmaktadır. Adölesan dönemi seksüel, fiziksel ve ruhsal gelişimin tamamlanarak çocuğun yetişkin birey haline gelme dönemidir. Kişisel farklılıklar göstermekle birlikte kabaca 11-21 yaşlarını kapsar. Ergenlik =Puberte ise seksüel ve fiziksel gelişimin tamamlanarak bireyin cinsel olgunluk ve üreme yeteneğini kazanması olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla ergenlik dönemi, adölesan dönemi içinde yer alır.


         Adölesan döneminin özelliği çocukta, daha önceden olmayan birtakım değişikliklerin hem bedensel hem de ruhsal olarak ortaya çıkmasıdır. Bu değişiklikler çocuğun ileri
de nasıl bir erişkin olacağını belirleyeceğinden adölesan dönemi insan hayatı için çok önemlidir. Erkeklerde;cinsel olgunlaşmaya bağlı değişiklikle bedensel büyüme,cinsel organların değişimi, tüylenmeler ,ciltteki değişiklikler(sivilcelenme) burnun büyümesi,sesin kalınlaşması,terleme.

 

 

          Kızlarda: adet kanamaları, tüylenmeler, göğüslerde büyüme, hormon değişiklikleri. Kızlar erkeklere göre ergenliğe daha önce girer. Ayrıca iklim, hormonal özellikler, ailesel özellikler, beslenme alışkanlığı, çevresel uyarılar ergenliğe girişi etkilemektedir.
Genel olarak kızlar 10-11, erkekler 12 yaş civarında ergenlik dönemine girerler. Kızlarda bu döneme girme yaşı 8, erkeklerde ise 9 yaşına dek düşebilir. Adölesan döneminin bu yaşlardan önce başlaması anormaldir ve mutlaka hekime başvurulmasını gerektirir. Erken ergenliğe girme genellikle kızlarda görülür. Ergenlik başlamasındaki gecikme sınırı kızlarda 13.5, erkeklerde 14 yaş olup bu yaşlara kadar hâlâ ergenlik bulguları belirmemişse hekime başvurulmalıdır. Adölesan gecikmesi genellikle erkeklerde görülür. Aynı sınıftaki çocuklardan ergenliği başlayanların boyu henüz ergenliğe girmeyenlere göre daha uzundur ve adölesan gecikmesi olan çocuklarda genellikle boy kısalığı söz konusudur.

 

Ergenlik döneminde yaşanan ruhsal değişikliklerde karamsarlık, ağlamalar ,öfke –sevinç,neşe-hüzün gibi ikircikli duygular bu dönemin duygusal hareketliliğinin sonucudur.

 

Fizyolojik değişimlere bağlı olarak ergen fazlasıyla kendine yöneliktir. İlgi odağı olduğuna inanmakta ve gerçekte var olmayan bu ilgiye göre davranmaktadır. Yani düşsel bir seyirci kitlesi yaratmakta ve bu duruma göre tepki vermektedir. Ergen saplantılı bir şekilde çevresindekilerin  kendisinsin dış görünüş, davranış ve duyguları ile çok fazla ilgilendiklerini düşünmektedir.Ergenin düşüncesi ”kimse neler hissettiğimi bilemez ve beni  anlayamaz “ şeklindedir.Ergen inatçı, gürültücü,sakar davranışlarını ve abartılı giyim tarzını açıklar görünmektedir. Ergenin inişli çıkışlı duygularını değerlendirebilmesi için sadece zamana ve daha fazla yaşantısal deneyime gereksinimi vardır.

 

Bu konularla alakalı Halk Sağlığı Müdürlüğümüz Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Program ve Kanser Birimi Birim Sorumlusu Serpil ÇAYMAZ,Çocuk Gelişimci Handan CESUR ÇEK, Ebe Serap YILDIRIM PÜLAT,Ebe Fatma ÖZEL ÖZKAN  tarafından Çiftlik İlçemize bağlı Divarlı Kasabası,  Ovalıbağ Köyü ve Çardak Köylerinde kişisel temizlik ve ergenlikle ilgili  eğitimler  yapılmıştır.” denildi.

 

 



Editör: TE Bilişim