Niğde’de çok sık rastladığımız çocuk evlilikleri ile ilgili araştırmalarımıza devam ediyoruz. 13-15 yaş arasında evlenen çocukların yaşadıkları sıkıntılar sadece Niğde’nin değil Türkiye’nin ciddi sorunlarından birini teşkil ediyor. Bu konu ile ilgili araştırmalarımızın bir ayağını da en önemli bölümü olan sağlık konusunda devam ettirdik.

 

Haber: Fatma TAN

Video: Erdal GÜÇER

 

Dr. Doğan Baran Kadın Hastalıkları Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Behrengi Kahraman ile çocuk gelinleri konuştuk.

 

Çocuk yaşta evlendirilmelerin yasal olarak suç teşkil ettiğini belirten Op. Dr. Mehmet Behrengi Kahraman; “Niğde geneline baktığımızda kırsal kesimde nüfus yoğunluğu var. Çocuk yaşta gelinlerimizde erken yaşta gebe oranlarımız oldukça yüksek rakamlarda. Ortalama Niğde kırsalına göre değerlendirdiğimizde yüzde 25 ile yüzde 30 oranında erken yaşta evlilikten bahsedile bilir. Erken yaşta evlilik vakalarında yasaların öngördüğü şekilde öncelikle savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz. Gebe tespit tutanakları hazırlayıp sağlık müdürlüğüne bildiriyoruz. Bu konu aynı zamanda çocuk istismarına giren bir konuyu oluşturuyor” dedi.

 

ANNE VE BEBEK SAĞLIĞI İÇİN RİSK

Konunun anne sağlığı açısından değerlendiren Kahraman; “Eskiden anne babalarımızı da erken evlendiriliyorlardı. Ama o dönemlerde annelerimiz gelişim açısından çocuk değillerdi. Yani o dönemlerde daha hızlı bir psiko sosyal gelişim içinde oldukları için hayata erken atılabiliyorlardı. Fakat günümüz toplumunda eğitim seviyesinin ilerlemesi, kişisel gelişim basamaklarının yavaş ilerlemesi gibi etkenler blue çağına erme yaşı 11-12 yaşlarından 19-20 yaşlarına kadar geriledi. Birey kendi psiko-sosyal gelişimini sağlayamadan daha okula giderken daha çocukluğunu yaşayamadan, daha ruhsal gelişimini tamamlamadan evlendiriliyor ve gebe kalıyor. Ona toplumda biçilen evlensin, doğursundur. Burada toplumumuzu sorgulamamız lazım. 14-15 yaşındaki çocuklar gebeler görüyoruz. Bu yaştaki çocuklardan bebek doğurmasını bekliyorsunuz. Kendisi çocuk olan biri doğurduğu bebeğe ne katabilir. Siz çocuk çağındaki birine annelik sorumluluğunu verirseniz o kendi çocuğuna o sevgiyi anne-çocuk iletişimini ve diğer sorumlulukları nasıl verebilir ki?” diye konuştu.

 

DOĞUMDA UYUM SORUNU YAŞIYORLAR

Çocuk gelinlerin kemik yapılarının henüz tam gelişmiş olmadığından dolayı doğumu tolere edemediklerini de vurgulayan Op. Dr. Mehmet Behrengi Kahraman; “kas yapıları gelişmemiş ağrı eşikleri çok düşük ve siz bunlara anne ol diyorsunuz. Doğal olarak ta komplikasyonlarla karşılaşıyoruz. Çocuk yaşta gebe kalmak risklidir. 13-16 yaş arasında doğum yapanla 25-26 yaş arasındaki bayanın doğumu arasında çok fark var. Doğum esnasında doğum yapan kişi ile doktor arasındaki uyum çok önemlidir ama çocuk yaştaki bir gebeden bu uyumu göremiyorsunuz. Doğum masasına aldığımız bu bayanların o acıya tahammül etmeleri gerçekten çok zor. Pelvis yapısı dediğimiz çocuğun doğum kanalından geçerken annenin ıkınması ile aktif bir katılımı gerekiyor. Bir uyum sorunu yaşanıyor ve böyle durumlarda da travaylarla karşılaşıyoruz. Bazen normal doğura bilecek durumda olan çocuk gelinleri maalesef sezeryana almak zorunda kalabiliyoruz. Çünkü anne aktif katılımı gerçekleştiremiyor. Uyumsuz ve ağrı eşikleri düşük oluyor onun yanında kendi fiziksel gelişimini tamamlayamadığı içinde bu durum oluşuyor. Bu tür gebeliklerde sağlıksız gelişmemiş bebek doğumları çok sık oluyor. Doğum kanalında bazen bebek sıkışa biliyor bu sıkışma sonucunda da bebek oksijensiz kalıyor ve bir sürü problem çıkabiliyor” diyerek sağlıksız doğan çocukların sağlıksız bireyler halini aldığını ve bununda sağlıksız toplumu oluşturduğunu söyledi.

 

KENDİSİ ÇOCUK OLAN ÇOCUĞA SORUMLULUK DUYAMAZ

Annelik duygusunun bebeğe aktarılabilmesi için sosyo-psikolojik gelişimin tam olarak gerçekleşmesi gerektiğini belirten Kahraman; “Annenin gelişimini tam olarak sağlaması gerekir. Çocuk yaştaki bir anne çocuğunu nasıl emdireceğini bilmiyor. Çocuğu nasıl temizleyeceğini bilmiyor kaldı ki ona hayatı öğretsin. Bu annelerin çocuklarına verecekleri tek şey süt ve sevgidir. Belki onu bile veremiyor çünkü kendisi daha sevgiye muhtaç. Bu durumlar bebeğin psikolojik gelişimi çok önemlidir. Psikolojik sosyal ve ruhsal gelişimini tam olarak tamamlayamayan bireyler oluşuyor. Maalesef çokta bunlara müdahale edemiyoruz. Bizler hekim olarak polikliniklerde gördüğümüz hastalara gereken uyarılarda bulunuyoruz. Bu durumun anne sağlığına ve bebek gelişimine ne kadar ciddi bir sorunu olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” dedi.

 

MADDİ SORUNLAR ÖNEMLİ ETKEN

Bayana biçilen rollerden başlamak lazım diyen Op. Dr. Mehmet Behrengi Kahraman; “Bu konuyla ilgili ülkemize baktığımızda yüz güldürücü bir tablodan bahsedemeyeceğim maalesef. Toplumun büyük bir kesimi kırsalda ve tarlada bağda bahçede hal böyle olunca çocuğu da çalıştıracak iş gücü olarak görüyorlar. 9 yaşlarındaki çocukları getirip bize daha çocuk adet görmedi diyen aileler oluyor. Hemen adet görsün hemen evlensin çocuk doğursun düşüncesinde olan aileler var. Belki de şartlar bunu getiriyor. Bu durumlarda aile hemen endişeye düşüyorlar kısır mı çocuk diye. Bu konuda annelerin babaların hatta dedelerin müdahil olması gerekiyor. Bu durumu bir takım sosyal projelerle düzeltilebilir ama sorunun temelinde ekonomik-sosyal nedenler vardır. İnsanların alım gücünü yükseltmediğiniz sürece bu çocuklar anneliğe itilmeye devam edecekler. Maddi sorunları olan bir aile çocuğunun aynı sıkıntıyı çekmesini istemediği içinde evlendirme yoluna gidebilmekte” diyerek asıl sorunun maddi konular olduğuna vurgu yaptı.

Editör: TE Bilişim