Dershaneler konusunda yine fırtınalar kopuyor. Ve bu kez MEB kararlı görünüyor!
Peki değişen ne olacak?
Dershaneler gerçekten de kapacak mı?
Yoksa sadece, isim değişikliği mi olacak?
Ya da yeni bir maceraya yelken mi açılacak?
En önemlisi de dershaneler okula dönüşürlerse, öğrenciyi nereden bulacak?
Bakan Avcı bu konuda devlet desteği sağlanacağını, burs verileceğini söylüyor! Peki bu yeterli olacak mı?
Nereden bakarsanız bakın enine boyuna tartışılması gereken bir konu.
Eğer yeterince müzakere edilmeyip, bir dayatma şeklinde, biz yaptık oldu yöntemi denenirse, kesinlikle sonuç alınmaz, bunu şimdiden hatırlatmak isteriz!..

Dershane kolejler!
Avcı yeni açılacak dershanelere ruhsat verilmeyeceğini, ocak ayına kadar TBMM’de yapılacak yasal düzenlemeyle de Milli Eğitim Kanunu’nda yer alan dershaneye ilişkin tanımlar ve kuralların çıkarılmış olacağını bir kez daha hatırlattı.
Demek ki devamı gelecek!
Avcı, halen dershanelere devam etmekte olan öğrencilerin mağduriyetlerinin söz konusu olmadığına da özellikle dikkat çekiyor:
‘’Ocakta kapattık çocuklar dışarı diye, böyle bir şey yok. Dershanelerde eğitim almakta olan çocuklar dönemin sonuna kadar, 2014 Haziran ayının sonuna kadar kurslarına devam edecekler...”
Peki gelecek yıl için kaydını yaptıran öğrenciler ne olacak?
Daha da önemlisi öğretmenler için nasıl bir çözüm yolu düşünülüyor?..

Öğretmenler ne olacak?
Avcı açıklama yaptıkça, dershane yöneticileri gibi bu kurumlarda görev yapan öğretmenler de hop oturup hop kalkıyorlar. Haksız da sayılmazlar. Çünkü gelecekleri söz konusu:
“Dershanede rehber öğretmen olarak çalışıyorum. Psikoloji mezunuyum. 40 yaşındayım ve MEB kadrolarına başvuramıyorum. Bakanımız açıklama yapıyor Rehber Öğretmenlikte açık fazla diye. Ama bu barajı kaldırmıyor. Üstüne bir de dershanelerin kapatılması da kesinleşince işsizlik korkusu her yanımızı sardı.
Ve kaç gündür medya temsilcileri, Sayın Bakanımızı ağırlıyor ama tek bir soru sormuyorlar bu konuyla ilgili. Hatta dershane öğretmenlerinin durumuyla ilgili en ufak bir soru yok. Lütfen siz bu konuya eğilin...”
Evet sayın bakanım, ne olacak dershane öğretmenlerinin hali?
Özel okula dönüşmeleri halinde, onlara da öğretmenlik yolu açılacak mı?
Yoksa 20 yıllık dershane öğretmenleri de KPSS zulmü ile karşı karşıya mı gelecekler?..

Dershaneciler ne diyor?
Dershanecilerin özel okula dönüşmek istemediklerini biliyoruz. Bu konuda istekli olanlar zaten çoktan geçmiş durumdalar. Şimdi asıl önemli olan diğerlerinin durumu.
Avcı, dershanelerin yüzde 20’sinin mevcut koşullarda özel okula dönüşme kabiliyetinin bulunduğunun altını çizerek, geri kalanların da ekstra desteklerle özel okula dönüşebilecek gibi gözüktüğünü, dershanelerin yüzde 70’inin özel okula dönüşmek istediğini ifade etti. Özel okula dönüşen dershanelere devletin burslu öğrenci göndereceğini söyleyen Avcı, bunun için kanunla düzenleme yapılacağını bildirdi.
Avcı, dershanelerin özel okula dönüşmesi için özel okul kriterlerinin, geçiş süreci için bir süreliğine hafifletilmesini ve özel okula dönüşecek dershaneler için kredi kolaylığı sağlanmasını planladıklarını da özellikle kaydetti.
Bütün bunlar sancısız bir geçiş olanağı sağlar mı?
Evet demek mümkün değil. Dönüşüm isteği konusundaki oranlar da zaten abartılı. Ayrıca mevcut kolejlerin kontenjanlarını dolduramadıkları da ortada!..
Ve bütün bunları göz önünde bulundurmadan atılacak adım maceraya davetiye çıkarmaktır!..

Teşekkürü geri alın!
Birkaç gün önce, anadolu liselerindeki boş kontenjanların doldurulması için talimat veren Bakan Avcı’ya teşekkür etmiştim. Ama bir şartım vardı. Kayıtlar, kontenjanlar doluncaya kadar devam etmeliydi.
Sonuç mu? Alın size cevabı:
“Anadolu Liseleri’nde boş kontenjanlar için 2-4 Ekim tarihlerinde yapılan ek yerleştirmeler de, kızımın tercih ettiği okulların hiçbirisine kayıt yapılmamış, tersine yedekte yer aldığı okullarda kontenjan boşlukları da artmıştır. Bu haldeyken yedek sırada bekleyen öğrencilere kayıt hakkı verilmemiştir. 5-10 kişi daha ilerletilseydi kızım da girmiş olacaktı. İstediğimiz okulun şu andaki kontenjan boşluğu 32’dir. Bu durumda mahkemeye başvursam herhangi bir kazanım elde edebilir miyiz? Burada sadece kızım için değil, 50-60 bin civarında kontenjan boşluğu varken kayıtların sonlandırılmasında ciddi bir toplumsal mağduriyet söz konusudur, durumun düzeltilmesinde önemli bir kamu yararı görüyorum.
Ayrıca ‘Teşekkürler Nabi Avcı’ başlığıyla yayınladığınız yazınızı düzeltmenizi veya geri almanızı rica ediyorum. Çünkü yapılan uygulamanın göz boyama ve kandırmacadan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır...”
Özetin özeti: Sayın Bakan, teşekkür konusunu açıklığa kavuşturun, geri mi çekelim yoksa devamı gelecek mi?..