Beyaz Kunduralı Derviş

Alper Göncü, Niğdeli Sanatçı Ali Ercan'ı yazdı

KÜLTÜR 20.10.2021, 00:07 20.10.2021, 00:25 Faruk
Beyaz Kunduralı Derviş

Niğdemizin gururu Ali Ercan efsanesinin sanat hayatının 70. yıldönümü vesilesiyle düzenlediğimiz “Ustaya Saygı” gecesinde, Ali Ercan sahnedeyken onu ilk kez nerede nasıl tanıdığım, yıllarca nasıl takip ettiğim, dostluğumuzun nasıl başladığı ve dizinin dibine ilişip çığırdığı türkülerle sazından dökülen nağmeleri can kulağıyla dinlediğim anlar, titrek bir film şeridi gibi gözümün önünden akıp gitti.


Tren ulaşımının revaçta olduğu yetmişli yıllarda gar binaları, içinden demiryolu geçen yerleşim yerlerinin en hareketli mekânlarıydı. Binaların etrafında da umumiyetle çay bahçeleri olur; yolcular burada beklerdi. Niğde’de de İstasyon bölgesindeki çay bahçesi, şehrin kalbinin attığı yerlerdendi. Özellikle yaz aylarında, Niğde’ye trenle gelen Çukurovalı yaylacılar şehrimize büyük canlılık getirir, ev sahiplerinin, esnafın, pazarcının, faytoncunun, sinemacının, lokantacının yüzü gülerdi.


O vakitler, istasyona yolcu karşılamaya gitmek benim için çay bahçesinde rahatça oynayıp dondurma yemek, gazoz içmek anlamına geliyordu. Büyükler çekirdek çitlerken ben de Niğde Gazozu’nu uzun şişeden içmenin keyfini yaşar, o esnada çalınan yanık havaların büyüsüne kapılır, ömrü billâh gönlümde yer edecek türkü sevdasının temellerinin atıldığının farkına varmadan, çalanları dinler dururdum. Ali Ercan’ın türküleri ile tanışıklığım böyle başlar…


Bundan birkaç sene sonra, Almancılardan aldığımız portatif teyp ile beraber gelen, ön yüzü Ali Ercan, arka yüzü Erol Evgin kaydı bulunan kaset, hem Niğde tavrına hem de Ercan’ın o yanık sesine iyice aşina olmama vesile olmuş, müziğin her türüne karşı duyduğum ilginin temelleri atılmıştı.


“Ferhenkli Ali” olarak Niğde ve köylerinde düğün çalarak başladığı sanat hayatına gazinolarda devam eden Ercan, ellili ve altmışlı yıllarda sahnelerde fırtınalar estirmişti. Köylü kentli, Niğde halkının büyük ilgi ve sevgisine mazhar olmuş, bilumum cemiyetlerin aranan sanatçısı haline gelmişti. Bu dönemde, Sungurbey Sosyal Salonu’nda bulunan Halkevi’nde saz kursları vermiş, saza söze hevesli gençlere hem kendi havalarını hem de Niğde Türkülerini belletmişti.


“Karakaş gözlerin elmas, Adaletin bu mu dünya, Zeynebim, Adana’ya bir kız geçti gördün mü, Kır at da gemini almış yol mu dayanır” gibi türkü ve uzun havalarıyla ülke çapında şöhret olan Ali Ercan’a Niğde dar gelmeye başladığından 1971 yılında İstanbul’a taşındı. Niğde’de 1964 senesinde açtığı Ercan Plâk dükkânı faaliyetine devam ederken Unkapanı İMÇ’de müzik yapım firması kurdu. Müzik piyasasının altın dönemiydi. En ünlü isimlere kaset-plâk yaptı, türkülerini verdi. Onun dervişmeşrep tabiatı ve alçakgönüllü kişiliği İstanbul piyasasında fevkalâde tutulmasını sağladı. 1978’e kadar sürecek olan bu dönem, Ercan’ın “TÜRKÜLER” dönemiydi.


Ercan’ın evi Fatih’te, kadim bir şehit mezarlığının yanındaydı. Bir sabah, ezan vaktinde uyandı. Sarsıcı bir rüya görmüştü. Bismillah deyip elini yüzünü yıkadı abdestini aldı.


“Dünya tadı baldadır, dünya adamı aldadır” düşüncesinden hareketle “kadehi şişeyi kırarım bugün” deyip rakı bardağını yere çaldı ve tövbe istiğfar edip hidayete erdi. Aynı sene hacca gidip ruhen ve bedenen arındı, rint meşrep bir hâle büründü.


Hicaz’dan döndükten sonra Ali Ercan ismi ilâhilerle anılır oldu. Onun ölçüye tartıya gelmez gönül titreşimi topluma da sirayet etti. Zaten gönül gözü açık olanlardandı. Yüzü nurlandı, yüreği hüzünlü bir nehre dönüştü. Ancak sıfatı kocasa da gönlü kocamadı. Neşeli, esprili ve pozitif bir halet-i ruhiyeye büründü. Yaşı doksana yaklaşmasına rağmen sesinde ve sazında zerre kadar gerileme olmadı. Şanı şöhreti tam manasıyla hazmetti, hep olduğu gibi göründü hem de göründüğü gibi oldu…


Ercan, toplumun hassasiyetlerini ve duygularını iyi tahlil etmişti. Kitlelerin ağlama ihtiyacına cevap verecek filmler çevirdi, ilâhiler okudu. Toplumu ağlatırken düşündürdü, ibretlik sözler söyledi, içinde hikmetler çıkan hikâyeler anlattı, yaşanmışlıklara dair derin mesajlar verdi.


“Medine’ye varamadım” ilâhisi ülke çapında hit olurken Müslüman coğrafyaya da yayıldı. “Duy Baba” serisi albümleri milyonlara hitap etti.


Yaklaşık kırk sene süren “İLÂHİLER” döneminin ardından da Kanal 7’de gösterime giren filmler geldi. Böylece epeydir ortalarda görünmeyen Ercan’ı gençler de tanımış oldu. Elini eteğini öpenlere, onu neredeyse şeyhlik mertebesine çıkarmaya çalışanlara zerre pirim vermedi. Ceketine yüz süreni, yüksüğünü öpeni, pabucunun tozunu parmaklayanı, bezirgânı, yağcıyı yanına yaklaştırmadı.


Uzun ve sağlıklı yaşamasının sırrı, kuvvetli inancı, koşulsuz teslimiyeti ve kafasına hiç bir şey takmamasıydı. Eşini kaybetti yıkılmadı. İcabında kendi yemeğini kendi yaptı, çamaşırını kendi yıkadı, söküğünü kendi dikti. Bahar ve yaz aylarını geçirdiği Niğde’deki mütevazı evinin 3. katına günde beş sefer inip çıkması hepimize ders olmalı… Sazı sözü hiç bırakmadı. En fırtına sazcılar yetmişinde yetmiş beşinde saz çalmayı bırakırken, Ali Emmi, aklî ve bedenî melekelerini bugüne kadar muhafaza etti. Öyle ki gezintilerimizde karşılaştığı çoğu hemşerilerimize “teberiğim” demesinin temelinde ise ya babalarıyla ya dedeleriyle ahbaplığının, çanakdaşlığının olduğunu ya da düğünlerinde çaldığını öğreniyoruz.


Ne de olsa bizim de baba-dede dostumuzdu. Hayatından kesitler anlattığı nice sohbetlerimiz oldu. Ona “hormonsuz Anadolu çocuğu” diyen Zeki Müren’le, Ayhan Şahenk’le, Cemal Madanoğlu’yla yaşadığı anıları anlattı.


2010 yılında Ali Ercan’ı İstanbul’da düzenlenen EMITT Turizm Fuarı’na götürdüm. Niğde standında epey vakit geçirdikten sonra, “Guzum bi mescide gidek” dedi ve koluma girdi. O kalabalıkta Ercan’ı tanıyanlar yanımıza geldi, sohbet edip fotoğraf çektiler. Ali Emmi hiç birini kırmadı. Yanına sokulanlarla tek tek konuştu, ilgilendi. Kalabalıktan yakamızı sıyırıp tam oradan ayrılırken Diyarbekir standında duran Bedri Ayseli, yanımıza koşup “Vay hocam gelmiş” dedi ve elini öperek teveccüh gösterdi. Ayaküstü onunla da sohbet ettikten sonra mescide yöneldik.


Ali Ercan üstadımızın 70. Sanat Yılı saygı gecesine Diyarbekir türkülerinin usta yorumcusu, TRT sanatçısı, “Şark Bülbülü” Bedri Ayseli’yi davet etmemizin temelinde işte o buluşma yatar…


Kültür Müdürlüğümüzün girişimleri sonucu Belediye Meclis kararıyla Ali Ercan adı, yaşadığı sokağa verildi. Buna ilaveten Niğde Güzel Sanatlar Lisesi’nin adının, Ali Ercan Güzel Sanatlar Lisesi olması için girişim başlattık. Ayrıca UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Listesi’ne girmesi için başvuru ve kulis yaptık. Kurulacak olan Şehir Müzesi’nde sergilenmek üzere usta heykeltraş Özgür Çağlar’a balmumu silikon heykelini yaptırdık. Ali Ercan’ın hayatı ve eserlerini içine alacak şekilde kapsamlı bir kitap çalışmamız da devam etmektedir. Geç de olsa, usta hayattayken ona vefamızı gösterebildiysek ne mutlu bize…


Gecenin düzenlenmesinde emeği geçenlere şükranlarımı sunar, Ali Emmimize sağlıklı uzun ömürler dilerim.

Kaynak: TİYO AJANS
Yorumlar (1)
Bekir ŞİMŞEK 1 yıl önce
Değerininin ölmeden bilinmesi ne güzel... Adının Güzel Sanatlar Lisesi'ne verilmesi fikri çok yerinde, emeği geçenlere teşekkürler...
banner696
Günün Anketi Tümü
BOR'da Hangi Yatırım Gerçekleştirilmeli... Geliştirilmeli...
BOR'da Hangi Yatırım Gerçekleştirilmeli... Geliştirilmeli...
Günün Karikatürü Tümü
Namaz Vakti 24 Mart 2023
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Bandırmaspor 26 40
9. Manisa FK 25 39
10. Boluspor 25 38
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 27 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13

Gelişmelerden Haberdar Olun

@