42'yi bağlar mısınız?

Şimdi böyle duyarlılıklar kaldı mı?

KÜLTÜR 21.07.2022, 00:34 21.07.2022, 00:40 Faruk
42'yi bağlar mısınız?

Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürü Alper Göncü  yine çok güzel bir konuyu, çok güzel bir şekilde kaleme aldı.

Sahaflarda gezinirken bulduğum 1975-76 yıllarına ait Niğde telefon rehberi, zihnimin derinliklerinde yer etmiş olan çocukluk anılarımı episotlar halinde gözümün önüne getirirken, yılların bizden neler getirip neler götürdüğünü derinlemesine düşündüm.  O senelerin Niğde’si gün boyu siyah beyaz bir film şeridi halinde aktı gitti…  

Şimdiki nesil bilmez; bir zamanlar telefonla görüşmek zor iş, eve telefon bağlatmak ise ayrıcalıktı. İletişim kanallarının günümüzdeki yaygınlığı, ucuzluğu ve kolaylığı o romantik dönemlerde hayal bile edilemez, kırk-kırk beş sene öncesine kadar telefon her evde bulunmazdı. Resmi dairelerde, emniyette, askeriyede, kalburüstü esnafta, muhtarlıkta, mahalle bakkalında ve nasılsa torpil yapıp bağlatabilmiş nüfuzlu kişilerin evlerindeki telefonlardan güç belâ görüşme yapılır, kimi zaman karşı tarafa ses duyurabilmek için bağırmak gerekebilir, ya da araya giren diğer abonelerin sesleri ve parazitler yüzünden, telefon görüşmesinden pek bir şey anlaşılmaz, doğru dürüst iletişim kurulamazdı.  

Postaneye sabah saatlerinde yazdırılan telefonlar yıldırım tarifesi değilse akşam ezanına doğru bağlanır, lâfı bitiremeden, doğru dürüst karşılıklı vedalaşıp helâlleşemeden üç dakikada hat kesilirdi. Niğde o vakitler hâlâ otomatik santrale geçmemişti. Telefonla konuşmak için üçüncü şahısların sisteme el atması gerekiyordu.  Manyetolu telefondan postane arandıktan sonra telefon memuresine görüşmek istenilen numara söylenir, o da fiş çıkarır, fiş sokar telefonu bağlardı. Yetmişlerin sonu ve seksenlerin ilk yıllarında İstanbul’dan Aladağlar’a gelen dağcı ve kampçı taifesi; ellerinde sikke-karabin, ceplerinde sarı jeton, haybeye telefon kulübesi arar dururlardı.

Hasbelkader evlere bağlatılan telefonlardan tüm mahalle istifade ederken kıvırmalı çevirmeli telefon makinaları da kutsal emanet muamelesi görür, evin en itibarlı köşesine konulup üzerlerine tığ işi örtüler örtülürdü.  O zamanın telefonları yassı pille çalışırdı. Memlekette benzin, mazot, yağ, şeker kuyrukları uzar giderken, ampul, lüks lambası gömleği ve pil gibi zarurî ihtiyaç maddeleri de kıtlıktan nasibini alır, pil bulunmazsa radyo ve telefonlar susar, iletişim kesilirdi.

Mahallenin “Pencere Müftüsü” ünvanlı tombul teyzeleri, birbirlerine “Komşu, komşuu ! Selahattin Eker’e yassı pil gelmiş, Bakkal Nail efendiye Vita gelmiş ayol ” diye seslenir, esnafı kollayıp ticaretin canlanmasına katkıda bulunurlardı.

İstasyon Caddesi’ndeki dükkânımızda kendimi bildim bileli siyah manyetolu bir telefon dururdu. Hassas terazi, Facit hesap makinası ve kül tablası olarak kullanılan minyatür oto lastiği aksesuar grubunu tamamlayan bu telefondan her gün sabah İstanbul Kapalıçarşı aranır, 15 saniyelik görüşmeyle altın fiyatı ile döviz kurları öğrenilirdi. Döviz o senelerde ciddi kısıtlama ve yasaklara tabii, altın ise şimdiki kadar kıymetliydi. Yetmişli yılların son demleriydi… Sokaklar tekinsiz, kuyruklar uzun, yürekler tedirgindi. Biz çocuklar ise yağmurdan sonra salyangoz toplayıp satmanın, tornetle Kışlabayırından kaymanın, domates salçası sürülmüş veya tek kat Sana yağı üzerine toz şeker serpilmiş iki dilim ekmeğin derdinde; çamura çivi saplayıp pes oynuyor, it güdüp iplik büküyorduk.

Ajansı radyodan dinlediğimiz, suyu musluktan içtiğimiz, evlerin muşamba ve gazyağı koktuğu o  yıllarda her nasılsa günün birinde evimize de telefon bağlandı. Konu komşu o gün hayırlı olsuna geldikten sonra bizim telefon onlara da hizmet vermeye başladı. Ben de ortalığı boş bulduğumda iş olsun diye dükkânımızı arar “42’yi bağlar mısınız” diyerek santral ile görüşmeyi medeni cesaret sayarken, telefonla konuşmayı da büyümüşlük olarak görürdüm. Beş altı yaşındaki veletlerin bile ceplerinde telefon taşıdıkları günümüzde artık numara çevirme de kalmadı. Çoğunluk, aramak istediği kişiyi Siri’ye söylüyor, aramayı o yapıyor. İnsanoğlunu robot ya da androidlerle beraber yaşamaya alıştırıyorlar. Banka ya da çağrı merkezlerini aradığımızda da telesekreter çıkıp meramımızı anlatmamızı istiyor. Kurumsal aramalarda normal insanla telefonda görüşme imkânını da elimizden alıyorlar. Zaten tüm dünyamızı da el kadar telefona sığdırmadılar mı?... Herkesin kafası gözü akıllı telefonlara gömülü, beyinler sulanıyor kimse artık aklında telefon numarası tutmadığından, yol bulmak için kendini yormadığından, her şey hazır paket halinde sunulup yönergelere tabii olunduğundan günden güne zihinsel yetenek ve hislerimizi kaybediyor, el Cezeri’nin otomatlarına benziyoruz.   

Niğde’deki telefon sayısı o vakitler sadece 730 iken şimdi binlerce aboneye ulaştı. O yıllarda abone sayısı kadar telefon rehberi basılıp abonelere dağıtılır, herkes herkesin numarasını bilir, kimse kimseyi boş yere arayıp meşgul etmezdi. Sadece nefesi duyulan ancak sesi gelmeyen telefon sapıkları ise henüz kundaktaydı. Telefonla görüşmenin pahalı ve ayrıcalıklı bir durum olmasının yanında, usulü adâbı vardı.  Bunun ilk kuralı; arayanın önce kendini tanıtıp hâl hatır sorması, ardından meramını anlatmasıydı.

Telefon rehberinin sayfalarında gezindikçe sadece alfabetik bir abone listesi veya reklâm bülteni değil, görgü kurallarının hatırlatıldığı bir kitapçık olduğunu fark ettim. Bugüne kadar muhtemelen pek kimsenin incelemediği bu rehberin sayfalarını çevirdikçe satır aralarının ilginç ve yerinde mesajlarla dolu olduğunu gördüm.  Bunlardan biri:

“Telefona daima nazikâne cevap veriniz, Karşınızdaki en çok saydığınız, en çok sevdiğiniz veya hakkınızda ilk intibaının müsbet olmasını istediğiniz biri olabilir”  mesajıydı.

Sayfa aralarında şöyle bir hatırlatma yapılıyordu:

Arayanlar telefona çabuk cevap verenleri takdir ederler

Mümkünse telefona ilk çıkışta cevap vermeye gayret ediniz.

Şimdi böyle duyarlılıklar kaldı mı?

Seksenlerde yurt sathında her köy elektriğe kavuşurken telefon hatları da evlere, mezralara ulaştı. İletişim devrimi başlamak üzereydi. Doksanlı yılların ortalarına kadar telefon rehberleri basılmaya devam ederken günden güne ticarileşip bir süre daha “Sarı Sayfalar” olarak yayımlanmaya devam etti. Bize de bu rehberleri, eskicilerden, sahaflardan, Kale Mahallesinin yıkıntılarından toplayıp incelemek düştü.    

Sayfalarda gezinirken Gömlekçi Osman Ulusoy, Berber Avni ve Turan Güneş, tahta kaşık ve zil erbabı Osman Kabaksız, Doktor Müzeyyen Toker, Radyocu İsmet Topçu, Kemal Taciroğlu, Balıkçılar, Hafızlar, Göncüler, Emin Üstüntaş, Emin Hazer, Ünal İnsel ( Foto Ünal) Dr. Doğan Baran, Baki Gebelek, Naim Erem, Hüseyin Ülkü, Emin Necdet Öner, Şammaz Öner, Ecz. Osman Öke gibi eski adamların kayıtlarına, sazcı Mehmet Dönmez’in de gitar saplı sazıyla çektirdiği sahne fotoğrafına rastladım. O senelerde şehirde iki sinema, dört beş eczane, iki benzinci ve

5 tane avukat hizmet verdiği görülürken İpilik Dokuma Fabrikasının renki kuşe kâğıt muhteşem reklamı da dikkat çekiciydi.

O yıllara ışık tutan bu rehber, Şehir Müzesinde teşhir edileceği günü beklerken, buna benzer yazılı kaynakların da  yaşanmışlıkların kayıtlarının tutulması adına çok önemli olduğunu vurguluyor, eskiye dair bilgi, belge, kitap, albüm, obje ve her nev’i antika eşyayı müzemiz için toplamaya devam ediyoruz.

Kaynak: - Sponsor Firma : OKU KİTAP KIRTASİYE
banner697
Yorumlar (0)
24_09_2013_02 Image Banner 142 x 6024_09_2013_02 Image Banner 142 x 60
Günün Anketi Tümü
BOR'da Hangi Yatırım Gerçekleştirilmeli... Geliştirilmeli...
BOR'da Hangi Yatırım Gerçekleştirilmeli... Geliştirilmeli...
Günün Karikatürü Tümü
Namaz Vakti 20 Mart 2023
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 25 43
7. Bodrumspor 25 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13

Gelişmelerden Haberdar Olun

@