Kamu Emekçileri ve Sendikaları kırıntı artışla yok görüldü!
 
 “Uludere’de vur emrini kim verdi?”, “Katliamın sorumluları araştırılıyor mu?” gibi sorular ve İçişleri Bakanı’nın konuyla ilgili açıklamaları, Pınarbaşı İlçemize yapılan bombalı saldırı, sayın başbakanımızın kürtaj ve sezaryen karşıtı oluşunu yeniden gündeme taşıması yoğunluğu içerisinde kamu emekçilerine sefalet ücretleriyle yaşamaları için yapılan 2012 için %4+4, 2013 için %3+3’lük artışlar sessizce son karar verici olan “hakem” heyetinden geçi verdi.
 
 
     Hükümet ile memur konfederasyonları arasında bir süredir devam eden toplu sözleşme oyunu 29 Mayıs günü saat 17 sularında sonuçlanarak kamuoyuyla paylaşıldı. Paylaşıldı, paylaşılmasına ama yaratılan “gündemin” yoğunluğu nedeniyle gerekli etkiyi yaratmadı. Hâlbuki daha 6–7 gün önce 23 Mayıs ta iş bırakarak alanlara çıkan kamu emekçileri gündemin birinci sırasındaki haklı yerini almış,sorunlarına karşı duyarlı olduklarını net bir biçimde ifade etmişler idi.
 
 
      Sermaye ve onların işbirlikçilerinin hükümeti olduğunu 9 yıllık icraatlarıyla kesintisiz yürüten AK Partisi yeni düzenlediği (anayasaya “uygun” hale getirdiği) kamu emekçileri toplu sözleşmesi yasasıyla oluşturduğu kesin onay mercii  “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” hükümetin beklentilerini boşa çıkartmayarak beklenen kararı verdi ve milyonlarca kamu emekçisine bir kez daha sefalet zammı reva görüldü.
 
 
      Toplu sözleşme sürecinin ilk aşamasında toplantılara katılmayı reddeden sendikamın bağlı olduğu Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) diğer konfederasyonlara da bu çağrıyı taşımıştı. Türk Kamu Sen ise, tabanından gelen baskıyla toplantıya katılmayacağı açıklamasında bulundu. Bunun üzerine toplantı için çoğunluğun sağlanması Memur Sen “ikna” edilerek  sağlandı. Toplantı sonrası konuşan KESK Genel Başkanı Lami Özge  “Hakemin ortaya çıkardığı karar şike kararıdır. Bizim tarafımızdan kabul edilmeyecektir” sözleriyle hakem kurulunun işleyişini teşhir etti.
 
 
     Geçmiş görüşmelerde göstermelik tepkilerde bulunan Memur Sen, bu kez buna dahi gerek duymadı. Bu günlere gelmesinde, yetkili sendika olmasında siyasi iktidarın desteğine mahzar olan Memur Sen de toplantıya “işleyişi tıkamamak” için katıldığını resmen söyleyerek kamu emekçilerine ne menem bir sendika olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
 
 
     Toplantıda, kamu emekçilerine 2012 için yüzde 4+4, 2013 için yüzde 3+3 zam verildiğini,
Kurulun kararı bağlayıcı ve nihai karar olduğunu, karara itiraz edilemeyeceğini yasanın böyle hükmettiğini utanmadan sıkılmadan kamuoyuyla paylaştılar. Sefalet zammı ve grevsiz toplu sözleşme dayatmasına karşı yüz binlerce kamu emekçisi 23 Mayıs günü greve gittiği, kamuya bağlı işyerlerinde 1 günlük grev yapan emekçilerin ülkem genelinde alanlara çıkarak taleplerini dile getirdiği ne de çabuk unutuluverdi!
 
 
      Kamu işçilerinin bir bütün olarak işçi ve emekçilerin sağlık ve eğitim hakkını yıkıma uğratan performans, 4+4+4 eğitim sistemi ve diğer düzenlemelerle tam bir atomizasyona uğratılması, bununla birleşik olarak karşılarına alay edercesine kırıntılık sefalet zammının çıkarılması, 23 Mayıs günü yapılan “iş bırakma” eylemiyle net bir biçimde protesto edildiğini “yok hükmünde” saydığını siyasal iktidar göstermiş oldu.
 
 
       23 Mayıs eylemindeki katılımın yüksekliğine ve Memur-Sen üyelerinin bile eylemde yer almalarına rağmen bir kez daha görüldü ki, bir genel iş bırakma eylemi “protesto” çerçevesini aşamadığı takdirde sonuç alıcı olmuyor. Yalnızca kamu emekçilerinin değil, tüm emekçileri kapsayan, eylem ve etkinlikler örülmesi gerekliliği artık görülmeli ve bir kez daha içe doğru kırılma istenmiyorsa bu kez adım ileri adımlar atılarak daha ileri eylem ve etkinliklerin neler olacağı planlanmalıdır
 
 
       Sendikalar, yeni bir mücadele dalgasının yükselmesini, içi gerçek bir örgütlülük ve eylem gücüyle doldurulmamış bir “dinamikler” gevelemesi üzerine oturtamaz. “Saldırı-protesto-hoşnutsuz stabilizasyon” döngüsü kırılmak zorundadır. İşbirlikçi ülkem zenginlerinin kamu emekçilerine sefalet zammı, havayolu işçilerine grev yasağı gibi küstah kavga davetleri, sözün değil eylemin gücüyle yanıtlanabildiği ölçüde karşılanabilecektir. Havayolu işçileri, grev yasağına grev yaparak yanıt verdi. Doğru mücadele hattını göstermiş oldu. Şimdi biz kamu emekçilerine, sınıf sendikal kadrolara düşen görev kamu emekçilerinin öncü kesimlerinden başlayarak kararlı, sonuç alıcı, bütün sendika tabanlarını kapsayan geniş örgütlenme ve mücadele halkalarını büyütücü tarzda “süresiz genel greve” doğru mücadeleye koyulmak olmalıdır.
 
 
     Artık sözün bitmiş olduğu yere gelindiği görülmelidir. Madem yapılan uyarı eylem ve etkinliklerini “yok hükmünde” sayılmakta, kırıntılık sefalet ücreti artışları yaptırılmakta o zaman biz kamu emekçilerin üzerine düşen ülkemin tüm iş alanlarında süresiz genel grevi örgütlemek için çalışmalara koyulmak olmalı.