Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimlerine ilişkin kararı aralarında Niğde Barosu, Ankara Barosu, İstanbul Barosu ve İzmir Barosu’nun da bulunduğu 49 baro tarafından ortak basın açıklamasıyla eleştirildi. Büyük şehirlerde Adliye binaları önünde yapılan açıklamaya arasında Niğde Baro Başkanı Osman Çimen'in de imzasının olduğu 49 il barosu basın açıklaması yaptı. 

Niğde'den YSK'nın tepki çeken kararına bir tepki de eski milletvekili İyi Parti Niğde Belediye Başkan adayı Mümin İnan'dan geldi. Mümin İnan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ;   

UMUDUNUZU YİTİRMEYİN , İSTANBUL'DA HAK YENİDEN YERİNİ BULACAK . 

Kimse bugünü (6 Mayıs) unutmasın; Türkiye'ye gerçek anlamda hakkın, hukukun, adaletin ve demokrasinin gelmesi için, umudun başkaldırdığı tarih olacaktır.

Sayın Ekrem İmamoğlu Kardeşimizinde söylediği gibi : "Yola çıktığımızda medya yanımızda yoktu, devletin hiçbir imkanı yanımızda yoktu. Bizim yanımızda siz vardınız, halk vardı. Bizim bu şehrin gönlü sevgiyle dolu çocukları vardı, hala var. Gençleri vardı, büyüdükçe büyüdü. Bu şehirlerin kadınları, anneleri, teyzeleri, nineleri, amcaları vardı. Biz bu seçimi milyonlarca insanın alın teriyle kazandık. Alın terinin en büyük şahidi sizlersiniz, en büyük yol arkadaşımız sizlersiniz" dedi. 

Niğde'de CHP yöneticileri ve Eğitim İş gibi demokrasiye, adalete inanan sendika yöneticileri bireysel olarak tepkilerini gösterdi. 

49 İL BAROSUNDAN TEPKİ

Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul seçim sonuçlarına AKP ve MHP’nin itirazı üzerine YSK sandık kurullarının kanuna aykırı oluşturulduğu gerekçesiyle seçimin iptali ve yenilenmesine kararı vermişti.

Barolar, seçimin YSK’nın sunduğu gerekçeyle iptal edilmesini “hukuki ve vicdani olarak kabul etmenin mümkün olmadığını” söyledi.

“BU GEREKÇE İLE İPTALİNİ HUKUKİ VE VİCDANİ OLARAK KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Sandık kurulu başkan ve üyelerinin bundan sonra “potansiyel suçlu gibi görüleceği” kaygısının dile getirildiği açıklamanın tam metni şöyle:

“Biz aşağıda imzası bulunan Barolar;  
 

YSK’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimlerinin İPTALİNE ilişkin 06.05.2019 tarihli kararı nedeniyle kamuoyuyla aşağıdaki açıklamayı paylaşma zorunluluğu duyduk.

YSK’nın kısa kararından ve kamuoyuna yansıyan bilgilerden seçimin; usulüne aykırı oluşturulan seçim kurulları nedeniyle iptal edildiği anlaşılmaktadır.

YSK’nın sandık kurullarının oluşumuna ilişkin 135 sayılı Genelgesinin 4. Maddesinde 298 Sayılı Yasanın 23. maddesine atıfta bulunmak suretiyle; ‘…İlçe seçim kurulu başkanı, sandık kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için önce, 22’nci maddenin birinci fıkrası uyarınca bildirilen listeden sandık kurulu başkanı olarak belirlenmeyenler arasından, ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişilerden mani hali bulunmayanları sandık kurulu asıl ve yedek üyesi olarak belirler. Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksiklikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimseler arasından tamamlanır.’ denmektedir.

Yani seçim kurullarının oluşumunda seçime katılan siyasi partilerin hiçbir müdahalesi yoktur. Kaldı ki, YSK benzer şekilde Bursa Mustafa Kemal Paşa İlçesi seçimleri için; seçim kurullarının 02.03.2019 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle, sandık kurullarının usulüne uygun olmadan oluşturulduğuna ilişkin tam kanunsuzluk iddiasının REDDİNE karar vermişken, bir başka seçimin bu gerekçe ile İPTALİNİ HUKUKİ VE VİCDANİ olarak kabul etmek mümkün değildir.

“DEMOKRASİ VE HUKUK TARİHİMİZDE MAALESEF KARA BİR LEKE OLARAK YERİNİ ALACAKTIR”

Bu kararla; ülkemizin uzun ve sıkıntılı demokrasi tarihinde edinilen tecrübeler, yasal düzenlemeler ve seçim kurullarının uygulamaları ile oluşan yerleşik içtihatlar, teamüller ve ilke kararları yok sayılmıştır. Halbuki bunların tamamı seçimlerin sağlıklı işlemesi, millet/seçmen iradesinin şaibesiz bir şekilde sandığa yansıması içindir. Ancak YSK kararı ile tüm bu birikim bir yana atılınca, artık seçmenin seçim sonuçlarına ilişkin kuşku ve endişeleri artacağı gibi sandık kurulu başkan ve üyeleri de potansiyel suçlu gibi görülecektir.

Demokrasi, öncelikle halkın iradesi ile şekillenen seçim sonuçlarına saygı duymakla mümkündür. YSK şeklin ikincil sayılması gerektiğini, esas olanın seçmenin iradesi olduğunu birçok kararında olduğu gibi ‘mühürsüz oyların geçerliliğine ilişkin karar’ı ile de göstermiştir.

Hal böyleyken; demokrasi birikimimizi, kültürümüzü ve yıllar içinde oluşan tüm içtihatları yok sayarak alınan bu karar, demokrasi ve hukuk tarihimizde maalesef KARA BİR LEKE olarak yerini alacaktır.

İlkesel bazda yaptığımız bu açıklama ile amacımız; hukuksuzluğu kabul eden anlayışa karşı temelini hukuk ve adaletten alan demokrasiye sahip çıkmak ve onu savunmaktır.

Bu sürecin İstanbul ve Ülke genelinde sağduyuyla ve demokratik kurallara uygun bir şekilde sonuçlanmasını diliyor, kamuoyu ile saygıyla paylaşıyoruz.” denildi. 


TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI METİN FEYZİOĞLU'DA AÇIKLAMA YAPTI

 

Türkiye Barolar Birliği (TBB), Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmesine sert tepki gösterdi. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, “YSK'nın hukuk mantığını zorlayan kararı, sadece Türkiye üzerine nice senaryolar yazan ve oynayan küresel güçler ile onların tetikçilerini sevindirmiştir” dedi.

Feyzioğlu dün yaptığı açıklamada, YSK'ya kritik sorular da sordu. “Bu sorulara delilleriyle birlikte inandırıcı cevaplar vermek, YSK'nın anayasal görevidir. Türk Milleti'ne karşı boynunun borcudur'' diyen Feyzioğlu, İstanbul kararıyla ilgili şu tespitlerde bulundu:

1) YSK seçim takviminde, tam kanunsuzluk itirazının 2 Mart 2019'a kadar yapılabileceği yazıyor. Seçim gününden sonra yapılan itirazları YSK, hangi gerekçeyle değerlendirmeye aldı?

2) YSK'nın yerleşik kararlarında; “Seçimden sonra sandık kurulu başkan ve görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmalarının söz konusu olması, ilgililerin cezalandırılmalarını gerektirir. Ancak seçimin iptaline neden olmaz” denilmekte. Ne oldu da YSK bu yerleşik kararından sadece İstanbul seçimi ile sınırlı olarak dönmüştür?

3) Sandık kurullarında görev yapacak kamu görevlilerini seçim kurulları belirler. YSK hangi gerekçeyle kendi hatasını seçmene yüklemektedir?

4) Aynı sandıkta bir zarfta 4 farklı oy vardır. YSK hangi hukuki ve mantıki gerekçeyle aynı zarflardan çıkan üç seçim sonucunu geçerli kabul etmiş ve sadece büyükşehir belediyesi başkanlığı sonucunu iptal etmiştir? Bunu hangi mantık, vicdan ve hukukla izah edeceksiniz?

5) YSK; usulsüz belirlendiğini iddia ettiği başkan ve üyelerin, hangi yöntemle seçimin sonuçlarına etki ettiklerini delilleriyle açıklamak zorundadır. Delilden kamuoyu haberdar değildir.

‘DEMOKRASiMiZ AĞIR BiR YARA ALMIŞTIR'

 

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, YSK'nın İstanbul kararını şu sözlerle değerlendirdi: “YSK'nın millet iradesini koruyan ve vicdanını rahatlatan karar vermesini bekledik. Ancak alınan karar böyle olmadı. Seçmen, seçim sonucuna YSK'nın müdahale ettiği inancındadır. Bu inanç maalesef Türkiye'nin demokrasisi ve geleceği açısından son derece tehlikelidir. Bu sorumluluk YSK'ya aittir. Seçim İstanbul'da tekrarlanacak ama tüm ülke sathında yaşanacaktır. Milletimiz, bu kararın yaratacağı kaosa izin vermeyecektir.” dedi. 

TEPKİ GÖSTEREN BAROLAR

ADANA BAROSU, ADIYAMAN BAROSU, AKSARAY BAROSU, AMASYA BAROSU, ANKARA BAROSU, ANTALYA BAROSU, ARTVİN BAROSU, AYDIN BAROSU, BALIKESİR BAROSU, BARTIN BAROSU, BATMAN BAROSU, BİLECİK BAROSU, BOLU BAROSU, BURDUR BAROSU, BURSA BAROSU, ÇANAKKALE BAROSU, DENİZLİ BAROSU, DİYARBAKIR BAROSU, DÜZCE BAROSU, ESKİŞEHİR BAROSU, GAZİANTEP BAROSU, GİRESUN BAROSU, HATAY BAROSU, ISPARTA BAROSU,İSTANBUL BAROSU, İZMİR BAROSU, KASTAMONU BAROSU, KIRKLARELİ BAROSU, KOCAELİ BAROSU, MALATYA BAROSU, MANİSA BAROSU, MERSİN BAROSU, MUĞLA BAROSU, MUŞ BAROSU, NİĞDE BAROSU, ORDU BAROSU,OSMANİYE BAROSU, SAMSUN BAROSU, SİİRT BAROSU, SİNOP BAROSU, ŞANLIURFA BAROSU, ŞIRNAK BAROSU, TEKİRDAĞ BAROSU, TOKAT BAROSU,TRABZON BAROSU, TUNCELİ BAROSU, YALOVA BAROSU, ZONGULDAK BAROSU, VAN BAROSU

 

Editör: TE Bilişim