Eğitim-Sen Niğde Şubesi Yönetim Kurulu adına yapılan basın açıklamasında “ Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı da bu emekçilerin örgütlü güçlerine, sendikalarına yapılan saldırıların bir parçasıdır”.denildi.
 
Eğitim-Sen Niğde Şubesi yönetim kurulunun basın açıklamasını sunuyoruz. 

12 Eylül rejimi ile “hesaplaşma” adı altında, askeri darbenin
generallerinin yargı önüne çıkarılmaya hazırlanıldığı bir dönemden
geçiyoruz. Ancak böyle bir dönmede kamu emekçilerinin, işçilerin çalışma
hayatına ilişkin yapılmak istenen düzenlemeler AKP iktidarının 12 Eylül
zihniyetinin emek düşmanı temel karakteriyle herhangi bir sorunu
olmadığını, aksine bu konuda darbe dönemi yönetimleri bile gölgede
bırakmaya hevesli olduğunu göstermektedir. 

Kayıt dışı, taşeron, esnek ve güvencesiz çalıştırma biçimlerini
yaygınlaştırarak emek sömürüsünü her geçen gün daha da artıran AKP
iktidarı, hazırladığı yasa tasarılarıyla; bir taraftan örgütlenmenin
önündeki engelleri korurken diğer taraftan var olan örgütlenmeleri,
sendikaları işlevsiz hale getirmek istemektedir. 4688 Sayılı Kamu
Görevlileri Sendikaları Yasasında değişiklik yapılmasına ilişkin tasarının
yanı sıra 2821 ve 2822 sayılı yasaların birleştirilmesiyle oluşturulan
Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı da bu emekçilerin örgütlü güçlerine,
sendikalarına yapılan saldırıların bir parçasıdır. 

Anayasada kamu emekçilerine sözde toplu sözleşme hakkı tanıyan 12 Eylül
referandumunun üzerinden 16 ay, Üçlü Danışma Kurulu toplantılarının
üzerinden 6 ay, Yasa Taslağının Bakanlar Kurulu’na gönderilmesinin
üzerinden tam 100 gün geçti.

Üzülerek ifade ediyoruz ki bunca zamandır sendikal hak ve özgürlükleri
genişleten bir yasa bekleyen 2 milyon kamu emekçisi bir kez daha
aldatılmıştır. 

23 OCAK 2012 Tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak TBMM
Başkanlığına gönderilen 4688 Sayılı yasa tasarısı bu aldatmanın açık
belgesidir. 

Bu yasa tasarısı, Üçlü Danışma Kurullarında konfederasyonların
görüşlerinin taslağa yansıyacağına, kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkı
yönünde düzenlemeler yapılacağına dair söz verenlerin bizi yanıltamayarak
sözlerinin arkasında yine durmadığını göstermektedir. Kısacası bugüne
kadarki pratiğinde defalarca şahit olduğumuz gibi AKP iktidarı, kamu
emekçilerinin toplusözleşme hakkı konusunda da takiyede sınır tanımadığını
göstermiştir.

Tasarı ile toplu görüşmeden bile daha geride bir düzenleme getirilmek
istenmektedir. Hizmet kolu toplu sözleşmelerine yer verilmeyen tasarı ile
sendikaların talepleri yok sayılmaktadır. Bu resmen sendikaların var oluş
gerekçesinin ortadan kaldırılması demektir.

Tasarıya göre hizmet kollarına ait mali ve sosyal haklar 11 yıldır
sürdürülen toplu görüşmelerde olduğu gibi genel toplu sözleşme
görüşmelerinin bir parçası olarak ele alınacaktır. Bu düzenleme ile
yüzlerce belediyede yapılan toplu sözleşmelere AİHM kararları ve
uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak yasak getirilmektedir. 

dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sendikalar yasasının ve toplu sözleşme
düzeninin örneğini görmek mümkün değildir. Varsa da bunun “sendika yasası”
ve “toplu sözleşme” olarak adlandırılması mümkün değildir.

Yasa tasarısında grevli toplu sözleşme hakkımız yasal teminat altına
alınmadığı gibi, örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller de varlığını
korumaktadır. Kapsamından tarafların belirlenmesine, uyuşmazlık halinden
Hakem Kurulunun yetki ve bileşimine kadar özgür bir toplu pazarlık düzeni
ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan, hemen her alanda özgürlükleri
tamamen kısıtlamayı hedefleyen bu yasa tasarısının özüne de ruhuna da
tamamen yasakçı ve sınırlayıcı bir mantık hâkimdir.


Bizler, Hak ve özgürlüklerimizi yok sayan bu yasa tasarısına karşı;

• Grev hakkımızın yasal teminat alındığı özgür bir Toplu Sözleşme düzeni
için
• Örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılması için
• Her sendikanın üyeleri adına toplu sözleşme yapabilmesinin sağlanması
için,
• Belediyelerle yıllardır yapılan Toplu Sözleşmelerin devam etmesi, bu
konuda herhangi bir sınırlama getirilmemesi için
• Tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma
koşulları sağlanması ve çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için
Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Komisyonlarda görüşüldükten sonra TBMM Genel Kuruluna sevk edilecek olan
yasa sürecinin her aşamasına, tüm olanaklarımızı ve enerjimizi kullanarak
müdahil olmaya devam edecek, eylem ve etkiliklerimizi artırarak
sürdüreceğiz. 

Uluslararası sözleşmelere, evrensel sendikal hak ve özgürlük normlarına
aykırı, kazanılmış haklarımızı gasp etmeyi hedefleyen tüm düzenlemelere
karşı geçmişten beri mücadele eden Konfederasyonumuz bundan sonra da
Bütün kamu emekçilerinin haklarına yönelik saldırılara karşı tutum almaya,

Yalanları teşhir etmeye, 
Sahte demokratların maskelerini düşürmeye 
Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşmeli sendika mücadelesini yükseltmeye
devam edecektir. 
Yıllardır verdiği fiili meşru mücadeleyle “hak verilmez alınır” ilkesini
rehber edinen KESK’in, kamu emekçilerini kapı kulu olarak gören mevcut
zihniyetin ürünü olan bu yasa tasarısına karşı, mücadelesinde yarattığı
değerlere yakışır bir direnç ve kararlılık göstereceğinden kimsenin şüphesi
olmamalıdır. 

YAŞASIN GREVLİ TOPLU SÖZLEŞME MÜCADELEMİZ! 

 




Editör: TE Bilişim