Eğitim Sen Niğde İl Temsilcisi Göksel Rıza Özkan bir basın açıklaması yaptı.
Özkan açıklamasında şu görüşlere yer verdi.
 
 TBMM Kayıp Çocukları Araştırma Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Halide İnce kara’nın sendikalı öğretmenleri ve sendikaları okullardaki şiddetin kaynağı olarak göstermesinin ardından sarf ettiği sözler “hem suçlu hem güçlü” dedirtecek biçimdedir.
          İncekara’nın basında yer alan açıklamasında “Kendileri muhatap olmadıkları yerde, öğretmenlere, sendikaya tavır olmadığı halde, çarşaf çarşaf beyanat verenler; tacizcilerin, dayakçıların, istismarcıların avukatlığını yapmayın. Yüz binlerce pırlantanın, Anadolu'nun dağlarında gecesini gündüzüne  katan eli öpülesi öğretmenlerin içine sızmış 3-5 kişilik güruhu savunmaya kalkmayın. Sizi çocuk düşmanı, birkaç istismarcının avukatı ilan ederim. Birkaç kötüye yüz binlerce öğretmeni feda etmem. Kol kırılır yen içinde kalır dedirtmem.” ifadelerini kullanmaktadır.

        Sendikalı öğretmenlerin çaydanlıklarının farklı olduğu iddiasını genelleyip, okullardaki şiddet olgusunun nedenini sendikalı ve görece güvenceli çalışma ilişkilerine sahip olan öğretmenler olarak göstermeye çalışan İncekara iken şimdi sendikaları 3 – 5 kişilik güruhu savunmaya çalışmakla itham etmektedir. Yaklaşık 700 bin öğretmeni “eli sopalı” göstermeye çalışırken ya da şiddetin kaynağını 657 sayılı kanundaki göreli güvence imkânı sunan düzenlemelerle ifade ederken kendisi bir genelleme yaptığını unutmuştur. Sendikamız İncekara’nın bu genelleyici ifadelerinin öğretmenlere dönük bir hakaret olduğunu ve 657 sayılı kanunda yapılacak değişiklikleri meşrulaştırma çabaları olduğunu ifade etmiştir.
           Açıkça ifade edilmelidir ki Eğitim Sen, sadece okullardaki şiddete karşı mücadele etmekle kalmamakta, mücadelesini toplumsal ve siyasal şiddet kültürüne de yöneltmektedir. Sendikamızın mücadelesi çocuklarımıza eşitlikçi ve özgürlükçü hakların güvence altına alındığı, daha demokratik bir yaşam sunabilme mücadelesinden bağımsız düşünülemez. Bu çerçevede İncekara’ya yönelttiğimiz soruyu tekrar ediyoruz. Öğrencileri birer müşteri haline getirmek için gerçekleştirilen onca uygulama, hayatın maddi şartları altında ezilen çocuklarımıza ve ailelerine nasıl bir şiddet uygulamaktadır? Öğretmenleri “mevsimlik işçi gibi çalışmaya mahkûm etmek isteyenleri, İncekara kimin avukatı olarak ifade edecektir? Öğretmenlik mesleği ile yakından uzaktan ilgili olmayan bölümlerden mezun olan kişilere, öğretmenlik yapabilmeleri için fırsat sunarken çocuklarımızın aldıkları eğitimin niteliğini düşürenler neyi istismar etmektedir?
          İncekara’nın çok uğraşmaması için sendikamızın kimin avukatı olduğunu da açıkça ifade ediyoruz. Eğitim Sen büyük özverilerle, emeğini küçük hayatların kirli bir dünyada yok olmaması için harcayan öğretmenlerimizin hak arama mücadelelerini vermektedir. Kamusal, demokratik, laik, bilimsel, parasız ve anadilinde eğitim hakkı mücadelemiz ile kamu emekçilerinin kadrolu, güvenceli ve demokratik çalışma ilişkilerine sahip olabilmesi mücadelemizi kararlılıkla vermeye devam edeceğiz.
 
 
Editör: TE Bilişim