Niğde Eğitim-Sen Temsilciliği basın açıklaması yaptı.

Niğde Eğitim-Sen yönetim kurulu adına yapılan basın açıklamasında ;  İşçilerin, emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının bugününü ve geleceğini yakından ilgilendiren pek çok yasal düzenleme yapan AKP hükümeti, kamu personel sisteminin yönetim yapısını kökten değiştirmek için bir kez daha düğmeye bastı.



Gerek yeni Anayasa’da, gerekse 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda kamu  emekçilerinin çalışma koşulları ve en temel güvenceleri hedefe konak, kamuda esnek ve performansa dayalı çalışma ve “günün şartlarına uygun memur” istihdamını temel alan bir yönetim anlayışı oluşturmak hedefleniyor.

15 Mayıs’ta TBMM’ye sevk edilen torba yasa ile ilk düzenlemeler hayata geçirilirken, gösterilecek tepkilere bağlı olarak, diğer yasal düzenlemeler yakın gelecekte gündeme getirilecek. 

İŞ GÜVENCEMİZ ADIM ADIM KALKACAK!

2007 yılına kadar mecliste toplam 1100 yasa maddesi “torba yasa”  düzenlemesi şeklinde yasalaşırken, 2007’den 2013’e kadar son 6 yıl içinde 4800 yasa maddesi “torba yasa” düzenlemesi şeklinde yasalaştı.

2011 yılında yasalaşan ve kamuda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmayı kolaylaştırıp, performans değerlendirmesinin önünü açan 6111 sayılı torba  yasa düzenlemesi ile 657 sayılı devlet memurları kanununda yapılan köklü değişikliklerden sonra yeni bir torba yasa hazırlandı.


657 sayılı yasada bazı değişiklikler içeren yeni bir torba yasa, AKP’nin
“yeni anayasa” tartışmalarındaki en büyük dayatması olan Başkanlık
sistemine uygun bir “kamu yönetimi” oluşturmayı hedefliyor.

HER KURUM SİSTEMİNİ DÜZENLEYECEK

TBMM’ye sevk edilen yeni torba yasada kamu emekçilerinin en çok tartıştığı
“iş güvencesi”, “rotasyon”, “disiplin affı” vb gibi düzenlemelerin
olmaması bir şey değiştirmeyecek. Önümüzdeki dönemde her bakanlık ya da
kurum, tıpkı PTT AŞ kanununda olduğu gibi kendi personel sistemini
düzenleyecek.

AKP’nin her konuda olduğu gibi, iş güvencesinin kaldırılması konusunda da
“iki ileri, bir geri” taktiği izliyor. Bu konuda en azından şimdilik, bir
geri adım atmışlar gibi görünse de, hükümetin uygun ortam oluştuğunda iki
adım birden atmaktan asla çekinmeyeceğini görmek gerekiyor.

Kamu personel rejiminin sermayenin ve piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda
değiştirilmesi girişimlerine karşı çıkarken, meseleyi sadece mevcut“torba
yasa” değişiklikleri üzerinden tartışmamalıyız.

Yeni anayasa tartışmalarında kamu hizmetlerinin tamamen piyasa
koşullarında sunulacağının ispatı olan kamu hizmetlerinin “asli ve sürekli
görevler” olmaktan çıkarılması ve “memur”ifadesinin yerine“çalışanlar”
ifadesinin getirilmesi, iş güvencemizin torba yasalarla zayıflatılıp, yeni
Anayasa ile tamamen ortadan kaldırılmak istendiğinin en somut kanıtıdır.

Yeni Torba Yasada Neler Var?

Hükümet yeni torba yasa ile “Hükümet memurluğu”getirerek kamuda siyasi
kadrolaşmanın önündeki son engelleri kaldırıyor.

Kamuda “liyakat” ve “kariyer” ilkeleri ortadan kalkarken, partizan
kadrolaşmayı hedefleyen düzenlemeler ile üst düzey yönetici kadrolarına
özel sektörden “açıktan atama”yapılabilecek.

Kamu Hastaneleri Birlikleri ile hastanelerin yönetimine özel sektörden
yüksek maaşla “işletmeci”CEO’ların atanmasına benzer bir şekilde, kamuda
yeni CEO’ların yönetici olmasının önü açılıyor.

Torba yasa ile kamuda “işe göre personel değil, yandaşa göre iş” anlayışı
getiriliyor.

Kamu hizmetlerinin sürekliliği, düzenliliği ve kar amacı gütmeme ilkesini
yerle bir eden AKP hükümeti, kamu istihdamını önümüzdeki dönemde daha
esnek, parçalı ve güvencesiz bir içerikte örgütlemek için meclisteki
sayısal çoğunluğuna güvenerek emek düşmanı yasal düzenlemeleri yapmayı
sürdürüyor.

Bizleri Bekleyen Tehlikeler Neler?

657 değişiklikleri ile özel sektörden kamuya transfer edilecek
“tüccar”zihniyetli CEO’lar eliyle kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması
süreci tamamlanacak.

Yıllardır kamuda adım adım uygulanan esnek, kuralsız, güvencesiz ve
angarya çalışma uygulamaları daha da yaygınlaşacak.

Oluşturulmak istenen yeni kamu personel rejiminde kamu emekçilerinin iş
yaşamındaki geleceği, siyasi iktidarın atayacağı“parti memuru”
yöneticilerin iki dudağı arasında olacak.

Performans değerlendirmesini “hükümet memurları”yapacak. İş ve ücret
güvencemiz göstereceğimiz bireysel performansa göre belirlenecek.

Kamuda hızla artan sözleşmeli istihdam uygulamaları ile özellikle
hastaneler, okullar ve diğer pek çok kamu kurumunda güvencesiz çalışmak
kural haline getirilecek ve bu durum yaşanan sorunlarımızı daha da
ağırlaştıracak.

SADECE ÇALIŞANLARI ETKİLEMEYECEK

Kamuya yönelik kapsamlı saldırıların son ayağı olan kamu personel
rejiminin adım adım değiştirilmesi, sadece kamu emekçilerini değil, kamu
hizmetinden yararlanan milyonlarca yurttaşı da doğrudan ilgilendiriyor.

İş güvencemiz başta olmak üzere, mevcut haklarımızı ve kazanımlarımızı
birer birer elimizden almak isteyenlere karşı bütün işkollarında ve
işyerlerinde ortak ve birleşik mücadeleyi yükseltmek zorundayız.

Herkesin kamu hizmetlerinden eşit ve parasız yararlanmasını savunmak,
geleceği karartılmak istenen kamu hizmetini yürütenlerin ve bu hizmetten
yararlananların ortak tepkisini örgütlemek için tüm emekçileri ortak
talepler etrafında birleşik mücadeleye çağırıyoruz…

5 HAZİRAN ÇARŞAMBA GÜNÜ GREV’DEYİZ!




Editör: TE Bilişim