Özkan ; Milli Eğitim Bakanlığının 18. Şura Çalışmaları “ Ben Yaptım Oldu” Mantığıyla Yürütülmektedir!
 
Niğde Eğitim Sen İl Temsilcisi ve KESK Dönem sözcüsü Göksel Rıza Özkan bir basın açıklaması yaptı.
 
     Bu yıl 18.’si düzenlenen Milli Eğitim Şurası’nın gündemi ve işleyişi şuranın amacından ne kadar uzaklaşıldığını açıkça göstermektedir. Gerek gündeme dair konu başlıklarının belirleniminde gerek sürecin işleyiş dinamiklerinde sürekli vurgulanan ortak akıl ve katılımcılık ilkelerinin hakim olması gerekliliği, bu ilkeleri sürekli olarak dillendirenler tarafından dikkate alınmamıştır. Demokratik, katılımcı, bilimsel, eleştirel niteliklerden uzak ve farklı düşüncelere tahammülsüz bir şuranın Milli Eğitim politikalarına vereceği katkının yalnızca siyasal iktidarın görmek istediği yönde olacağı gerçeği ile bir kez daha kendisini göstermiştir. Bu çerçevede 17. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararların pratikte nasıl etkiler yarattığı bu şuranın anlamını sorgulamak adına önem arz etmektedir.

2006 Yılında düzenlenmiş olan 17. Milli Eğitim Şurasında Alınan Kararlar Hayata Geçirilmemiştir.
 
18. Milli Eğitim Şurasının Yürütülme Süreci, Şimdiden Şuranın Ne Ölçüde Demokratik Ve Bilimsel Sonuçlar Üreteceğine Dair İpuçlarını Ortaya Koymaktadır.
 
·    Şura gündemi belirleme sürecinde, eğitime dair sorunlara gerek teorik gerekse de pratik düzlemde ciddi anlamda hâkim olan ve bilimsel, gerçekçi öneriler sunabilecek olan sendikalardan öneri dahi alınmamış olması önemli bir eksiklik olmuş ve şuranın demokratikliğine dair daha baştan ciddi kuşkular yaratmıştır.
·    Şura Genel Sekreteri imzasıyla gönderilen yazıda sendikal temsili yet düzeyinde katılımın “onayla uygun görüldüğü” ifade edilmiştir.
·    Tarafımıza gönderilen programda görüldüğü üzere binlerce eğitim ve bilim emekçisini temsilen şuraya katılacak olan sendika genel başkanlarına açılış bölümünde söz hakkı verilmemiştir.
·    Şura yürütülüş süreciyle ilgili olarak “ön komisyon çalışmaları” “il ve bölge çalışmaları”ndan bahsediliyor ise de süreç demokratik ve katılımcı bir tarzda işletilmemiştir.
İl çalışmalarının birçoğunda sendikamıza çağrı yapılmamış ya da aynı gün içinde birkaç saat öncesinden katılımcı bildirmeleri talep edilmiştir.
·    İllerin önemli bir bölümünde sendika temsilcilerimiz sadece bir başlık altında atölye çalışmalarına katılabilmişler, genele ilişkin düşünce ve değerlendirmelerini sürece taşıyamamışlardır.
·    Sendika temsilcilerimiz ağırlıklı olarak “değerler” başlığı gibi daha soyut tartışmaların yürütüldüğü atölye çalışmalarına dâhil olmak durumunda bırakılmış, diğer konu başlıkları ile ilgili somut sorun ve çözüm tartışmalarına dâhil edilmemişlerdir.
·    Sendikamızdan merkezi düzeyde yürütülecek çalışmalara katılım için belirlenen temsilcimiz sadece “değerler” başlığında sürdürülen kısa süreli çalışmalara katılabilmiş, diğer konu başlıklarına ilişkin çalışma ve değerlendirmelere dâhil edilmemiştir.
    İl çalışmalarına sunulan öneriler sonuçlara yansıtılmamıştır.
·    Sendika temsilcilerimize bölge çalışmalarına ilişkin çağrı yapılmamıştır.
·    Programda görüleceği üzere komisyon raporlarının görüşüldüğü ve karara bağlanacağı bölümler için sadece bir buçuk saat zaman ayrılmıştır. Katılımcıların birkaç dakikalık söz süresi içinde düşüncelerini ifade etmeleri mümkün değildir. 17. Milli Eğitim Şurasında bu süre her konuşmacı için sadece üç dakika olarak belirlenmiştir. Bu şura içinde benzer bir durum olacağı ortadadır. Binlerce eğitim ve bilim emekçisi adına şuraya katılan sendika temsilcilerinin kişisel katılım gösterenlerle aynı sınırlı süre içinde düşüncelerini ifade etmeleri ile şuranın demokratik olması mümkün değildir.

         Bu tespitlerden anlaşılacağı üzere 18. Milli Eğitim Şurası’nda, demokratik ve bilimsel işleyişe dair, sürece daha baştan gölge düşüren bir dizi problem yaşanmıştır. Böylesi bir işleyişle başlayıp sürecek olan bir şuradan eğitim alanında yaşanan problemlere ilişkin sağlıklı tespitler çıkacağına ve uygulanacağına dair umut taşımak mümkün değildir. Bu durum ister istemez akıllara şura sonucunda hedeflenenin, kimi illerden şura genel kuruluna taşınacağı kamuoyuna da yansımış olan “ kız ve erkek öğrenciler için okulların ayrılması”, “zorunlu din dersi saatlerinin artırılması” gibi kararların çıkarılması olacağı kaygısını getirebilmektedir. Bu sebepledir ki Milli Eğitim Şurası komisyonlarında yer almamızın bir karşılığı bulunmamaktadır. Yüz binlerce eğitim ve bilim emekçisinin iradesinin yok sayıldığı bu süreçte Eğitim Sen olarak “usulen” yer almamızın bir anlamı bulunmamaktadır. Dolayısıyla dayatmacı bir sürecin parçası olmamak ve yaşananlara dikkat çekmek adına şura komisyonlarından çekilmiş bulunmaktayız.
 
Eğitim Sen olarak 18. Milli Eğitim Şura süreci ve sonuçlarının takipçisi olacağımızı, eğitimin hizmetinin bilimsellik, demokratiklik, laiklik gibi evrensel temel ilkelerine aykırı hiçbir kararlara figür olmamak için 18. Milli Eğitim Şurasından çekildiğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
 

Editör: TE Bilişim