Eğitim ile Yüzleşmek

EĞİTİM 11.02.2021, 21:39 Faruk
Eğitim ile Yüzleşmek

Yaşadığımız salgın birçok şeyi yeniden düşünmemiz ve değerlendirmemiz gerektiğini de ortaya çıkarmıştır. Bu konuda en çok etkilenen alanlardan biri de eğitimdir. Hemen her gün ”uzaktan eğitim”, “yüz yüze eğitim” gibi ifadeleri sıkça duyuyoruz. Bu süreçle ilgili şunlar söylenebilir:

                Azımsanmayacak sayıda öğrencinin uzaktan eğitimden yararlanamaması ülkemiz adına üzücü ve düşündürücüdür. Maalesef televizyon, bilgisayar, internet gibi araçlardan yoksun olan öğrencilerimiz var. Ayrıca her türlü imkânı olduğu halde canlı derslere katılmayan öğrencilerin varlığı da üzerinde düşünülmesi gereken başka bir durumdur. Umarım yetkililer bunları da değerlendirerek başta zorunlu eğitimin süresi, sınav odaklı eğitimin doğruluğu- yanlışlığı gibi ve diğer konularla da ilgili ülkemizin şartları da göz önünde tutularak daha gerçekçi adımları atarlar.

                Uzaktan eğitim, öğretim yönünden ve sınavlara hazırlanan öğrenciler için yüz yüze eğitimle kıyaslandığında belki fazla bir fark yoktur. Ancak eğitim yönüyle değerlendirirsek elbette kıyaslanamaz. Çünkü okul, sınıflar, oturulan sıralar, teneffüsler vb. öğrencilerin hem sosyalleşmeleri hem de bilgilenmeleri açısından önemi tabiî ki tartışılamaz. Ayrıca okul kantinleri çalışanları, servisçiler, kitapçı ve kırtasiyeciler vb. kesimlerin de zor durumda olduğunu ve ülke ekonomisini de olumsuz etkilediğinin unutulmaması gerekir.

                Uzaktan eğitimle ilgili söylenebilecek başka bir şey de velilerin biraz daha eğitimle yüzleşmeleri ve hatta bazı velilerin eğitimin içinde olmalarını sağlamasıdır. Bazı velilerin çocuğuyla birlikte televizyondaki dersleri veya canlı dersleri izlediğini duyuyoruz. Dolaysıyla birçok velinin de bir nevi eğitildiğini söylemek mümkündür.

Elbette eğitim- öğretimle ilgili söylenmesi gereken çok şey vardır. Bu vesileyle Akpınar dergisinin 66. Sayısında yayımlanan “Eğitimden Beklenen” başlıklı yazımı burada tekrar paylaşmak istiyorum:

“Bir insan ve ülke için eğitim ve öğretimin önemini sanırım belirtmeye gerek yok. Ama nasıl bir eğitim ve öğretim sistemi? Bu sorunun cevabını şu ana kadar bulmuş değiliz. Cumhuriyet döneminde birçok Milli Eğitim Bakanı görev yapmış, birçok değişiklikler yapılmış ama eğitimin istenilen kalite ve seviyeye ulaştığı söylenemez. Her geçen gün okullarımızın fiziksel olarak geliştiği teknolojik donanımlarının arttığı da inkâr edilemez bir gerçek.

Bizce eğitim sistemimizin en büyük eksiği insanımıza bir kimlik veremeyişi ve geçmiş kültür ve medeniyetimizden kopuk olmasıdır. Geçmişte, toprak damlar altında, ay ışığı ve mum ışığı ile nasıl eğitim-öğretim yapılmış? Gazali, Mevlana vb. yüzlerce değerin yetişme sırrı neydi? Bu sırrı anladığımızda veya en azından anlamaya çalıştığımızda epey yol almış olacağız.

Nurettin Topçu’nun eğitim ve öğretim yazılarından oluşan“Türkiye’nin Maarif Davası” adlı bir kitabı var. Bu kitabı başta öğretmenlerimiz olmak üzere bütün eğitim camiasının okuyup inceleyerek çıkarımlar yapmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.

Yeni başlanan “Aday Öğretmen Uygulaması” nın ve bu uygulama sürecinde aday öğretmenlerimizin okumaları gereken kitaplardan birinin de“Türkiye’nin Maarif Davası” olması sevindirici bir durum.

 “Türkiye’nin Maarif Davası” Nurettin Topçu’nun eğitim-öğretimle ilgili çeşitli dergilerde yazdığı yazılardan ve yaptığı konuşmalardan oluşuyor.  İlk baskısı 1960’ da yapılmış olmasına rağmen bugün de “el kitabı” niteliğinde. Kitap 3 bölümden ve 20 yazıdan oluşuyor. Kitapta bizim maarif davamız ve zaman zaman da eğitim sistemindeki eksiklikler dile getirilmiş.

Yazarın “Millet Maarifi” adlı yazısında milletin eğitime ne kadar ihtiyaç duyduğu ve milli kimliğin en çok tarihin bizi eğitmesiyle oluşacağı vurgusu yapılır. Millet mekteplerinin eskilerin aksine diploma dağıtma kurumlarına döndüğünden bahsedilir. Yazarın anlatımından kısa bir bölüm: “Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin düşmesi millet ruhunu yerlere serer. Maarife değer vermeyiş millet ruhunun yıkılışını hazırlar. Maarif hangi yönde yürürse millet ruhu da onun arkasından gider. Şu halde millet, maarifi demektir. Fertte olduğu gibi millet vücudunda da iki unsur birleşmiş bulunur. Biri verasetle ecdattan getirdiği, öbürü maarifle getirdiği eğitimdir. Ecdadın veraseti tarih şuuru içinde saklıdır. Eğitim ise maarifin hizmetidir…”

Bir zamanlar Rusya’da Raçinski adlı bir eğitimci zamanla kendini geliştirip profesörlük unvanını kısa sürede alır. Ancak zirveye ulaşınca yaşayıp büyüdüğü “Tatevo” adlı köye tayinini ister. Raçinski’nin bu düşüncesine arkadaşları çok şaşırır ve uygun görmez. Çünkü bu kadar zirveye ulaşmışken, görevini bırakması onlara anlamsız gelir. Raçinski köye gider ve on yıllık görevinin sonunda iki sınıf mezun verir. Mezun verdiklerinden Bognadof Bielski gibi dünyaca ünlü ressamlar, Zabolotni gibi meşhur kimyagerler çıkar. Anlar ki başarı çocukların içinde. O başarıyı da gerçeğe dönüştüren Raçinski, onları eğitimsizlikten kurtaran bir kişi olur.

Nurettin Topçu’nun  “Muallim” adlı yazısı bu hikâyeyi anımsattı. Yazar bu yazısında gerçek eğitimcilerin asıl köy okullarına lazım olduğunu, Anadolu çocuklarına kim olduklarını, niçin yaşadıklarını anlatmasını bilen eğitimcilere ihtiyaç olduğunu belirtir. Bu ihtiyacı görevi okuma yazma öğretmek olan köy öğretmeni karşılayamaz.

Gerçekten de durum böyledir. Her gün doğan güneş herkesindir. Belki köy evlerinin penceresi şehirdeki villaların penceresinden daha küçüktür. Ama içindeki insanların güneşe duyduğu ihtiyaç aynıdır. Bundan dolayıdır ki şehre de köye de akıl ve gönül penceresi büyük eğitimciler lazımdır.

Kimi zaman beyindeki düşünceler deniz, kalpteki can da okyanus gibi olur. Düşünceler beyinde büyüdükçe bir çatlak bulup dışa sızar. Ancak zaman zaman kalp bu düşünceleri onaylamayabilir. Beyni belli bir sınava zorlar. O sınav vicdandır. Kimi zaman vicdanına esir olur insan. O coğrafyada kaybeder kendini. Oysa düşüncelerinin onayını en son beyinden beklese vicdana gerek duymazdı belki de. Bizim maarif davamızda da bu durum söz konusu işte. Öğrenciye önce okul sevgisi, sonra ders öğretimi verilmelidir.

Nurettin Topçu bir öğrenci salonunda verdiği konferansında (aynı zamanda kitapta da geçen) “Maarif Davamız” adlı yazısında bunun gibi birçok konuyu dile getirir. Yaptığı benzetmelerle eğitimin metotlarını açıklayarak bugünün neslinin idealsiz olduğunu, genellikle gülmek ve eğlenmekle vakit geçirdiğini söyler. Bu idealsiz oluşu da Japonlara başlayan hayranlıktan, Amerikan ruhuna dönen deneyimlere bağlar. Çünkü yeni nesil okumayı pek sevmiyor, zekâ enerjisini kullanmıyor. Tüm bunları düzeltmek de maarif davamızı anlamaktan geçiyor. Maarif davamızı anlamak için de eğitimin basamaklarını açıklar: Eğitimin ilk basamağı ilköğretim, önce okul sevgisinin ve kalp terbiyesinin kazandırılacağı yer. İkinci basamak aklın terbiyesinin ve okul bilincinin kazandırıldığı yer olan ortaöğretimdir. Kalpten sonra akıl gelerek bilinçlendirme aşılanabilir. Son basamak da yüksek öğretimdir. Yüksek öğretimin temelini de ihtisaslar oluşturur. Son olarak Nurettin Topçu’nun bugünün nesline verdiği bir mesaj var: “Siz büyük adamlarsınız halka karışmak size yakışmaz. Siz halkın önünden yürüyeceksiniz.”

“Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın!

Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın!

İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;

Çocukların kalbinde işler zaman rakkası.”

Necip Fazıl Kısakürek’in “Çocuk” adlı şiirinden bu bölüm geldi hatırıma yazarın “ilköğretim” adlı yazısı ile. Hayat, dümeni bizde olan bir gemi yolculuğu aslında. Dümen bizdeyken sorunsuzca ilerliyoruz. Ancak dümen el değiştirince geminin rotası da değişiyor. Çocukken bizim ilk rotamız Allah sevgisi, insan sevgisi ve tarihteki kahramanların sevgisi oldu. Zaman denen şiiri içimizde yaşattık çocukken. Farklı öyküler ve masallar bizi huzura götürdü. Bununla birlikte güneşin dünyaya biraz daha yakın olduğunda sıcağa dayanılamayacağını ilk güneşe çıkınca fark ettik. İlk üzüntüyü ilk oyuncağımız kırılınca yaşadık belki de. Ne öğrendiysek hayattan öğrendik. Yaşadıklarımızı kendimiz resmettik.

Nurettin Topçu’nun  “İlköğretim” adlı yazısında ilkokul çocuğuna toprak sevgisinin, tarih sevgisinin ve tarihin acılarının duyurulması gerektiği vurgulanır. İlkokulların bir Avrupa tekniği içinde olduğu, tabiat için canlı varlık yetiştirme gayesinde olduğu söylenir. Temel hayat bilgilerinin çocuğa ilkokulda verildiğinden, insanlık dersinin sevgi ve merhamet ile verilebileceğinden bahsedilir. Çocuğa hayatı öğretmenin meyvelerin ve oyuncakların adını, şehirlerle kıtaların adını öğretmekle mümkün olmadığı belirtilir. Çocuk hayatı ancak gerçeklerle görebilir.

Yazarın  “Üniversite” başlıklı yazısında da üniversitelerin eski Darül-fünun’a göre gerilediğinden, ilim hayatına yeni görüşler katamadığından bahsedilir. Çoğu zaman fakültesine uğramadığı halde maaşlarını alan profesörlerin gençliğe örnek olamayacağı vurgulanır.

 “Okulda Ahlak” adlı bir başka yazısında da okulda ahlakın işleyişinden, bu konuda en önemli örneğin öğretici olduğundan bahsedilir. Gencin vicdanının yapıcısı bugüne kadar hep aile olmuştur, sonra bu görevi öğreticiler almıştır. Verilen eğitimde de merhamet önemli olmuştur. Merhamet yerine korku verilen çocuktan ileride iyi biri olması beklenemez. Ancak merhamet ve sevgi ile ileride irade terbiyesi tam bir nesil ortaya çıkacaktır.” (Nizamettin Yıldız, Akpınar dergisi, Aralık 2016, sayı: 66)

Kaynak: TİYO AJANS
banner697
Yorumlar (0)
banner696
Günün Anketi Tümü
BOR'da Hangi Yatırım Gerçekleştirilmeli... Geliştirilmeli...
BOR'da Hangi Yatırım Gerçekleştirilmeli... Geliştirilmeli...
Günün Karikatürü Tümü
Namaz Vakti 27 Mart 2023
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 27 57
2. Eyüpspor 27 53
3. Rizespor 26 49
4. Sakaryaspor 27 49
5. Pendikspor 26 47
6. Keçiörengücü 27 47
7. Bodrumspor 27 42
8. Manisa FK 26 42
9. Boluspor 26 41
10. Bandırmaspor 26 40
11. Göztepe 26 38
12. Tuzlaspor 27 28
13. Erzurumspor 26 25
14. Altay 27 25
15. Adanaspor 27 25
16. Altınordu 26 20
17. Gençlerbirliği 26 18
18. Denizlispor 27 17
19. Yeni Malatyaspor 27 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13

Gelişmelerden Haberdar Olun

@