Türkiye’nin sorunlarının temelinde bilgi, birikim, yetişme, uzmanlık kavramlarının anlamını yitirmesi yer almaktadır.

Ülke yönetiminde olan siyasetçilerin, bürokratların akademisyenlerin, yargı mensuplarının geçmişleri, eğitim durumları, birikimleri ne?            

Türkiye’nin bilim dünyasındaki yeri konusunda nedense suskunluk var. Bilimsel çalışmalarda dünya ülkeleri arasında alt sıralardayız da acaba bilim adamlarımız gerçekten bilim adamı mı? Ya da her isminin başına bir unvan ekleyen kişi bilim adamı mıdır?

Konu; toplumda kendilerini bilimle uğraşan, bilim adamı olarak yansıtan akademik unvana sahip olanların bilimle, bilim adamlığı ile ilgilerinin düzeyi konusudur..

Bilim Nedir? Genelde bilim adamı kim denildiğinde bilimle uğraşan olarak ifade edilir.

Bilim adamını tanımlamak için bilimin de tanımlanması gerekir. Bilim; nesnel dünyaya ve bu dünyada var olan olgulara ilişkin tarafsız gözlem ve sistematik deneye dayalı ve genel doğrulara, temel yasalara ulaşmayı hedefleyen zihinsel etkinliklerin ortak adıdır.

Bilimin tanımından yola çıkarak bu sürecin içindeki herkes bilim adamı olmakta. Bilim adamı yine bilimin tanımından yola çıkarak, kuşkulandığı veya sezinlediği konuda merak edip araştıran, gözlem yapan, metodolojiye dayalı deney yapan, bulgularını analiz ederek, bulgularından yola çıkarak genel kuralları, temel yasaları ortaya çıkaran, bulgularını yayına dökerek ilgililer ile paylaşan kişidir.

Bilim adamı; modern, hızlı ve şüpheci eğilimlidir. Modernliği ve hızı tartışılabilir ama şüpheciliği temel özelliği olsa gerek. Bilim adamı, genelde soru sorarak şüpheleri gideren kişidir.

Bilim adamının eski ismi bilgin, kimi çevrelerde filozof da deniyordu. Bugünkü anlamda araştırmaya dayalı bilim yapma Rönesans ile başladı.. Bilim disiplinlerinin felsefeden ayrışması, bilimlerin derinlemesine doğa olaylarını incelemeleri, daha sonra da endüstriyel gelişme ile bilim, toplum hayatına daha fazla girmeye başladı.

Batı’da bilim disiplinleri ayrışması yaşanırken, doğu’da din’le içiçelik devam etmektedir. Bu da teknolojik gelişmenin batıda yoğunluk kazanmasına neden olmuştur.

Bilim adamı da bilimi teşvik eden kişi olarak (cultivator of science) İngilizce'de science kelimesinden türetilen scientist olarak İngiliz tarihçi William Whewell tarafından 1840 yılında kullanılmaya başlanmış.

Gerçekten de uzun süre kadınlar adam yerine konmadığına göre, bilim de erkek işi sayılmış, diğer erkek işleri gibi bilim adamı’nın her yaptığı da olumlu sonuçlar vermemiştir. Bilimlerin hızı ile ölümlerin artışı ve savaşların globalleşmesi de birlikte gidiyor.

Ancak bilim adamı’ndan bilim adamı’na de elbette farklar var. Önce cinsiyetini kabullenip aşabilen kişidir denebilir evrenseline. Ama kadınların bu kadar yıl bilim dışında tutulmasında bilim adamlarının büyük rolü olduğu da iddia edilebilir.

Taşınan akademik unvanlar; kişiye, genelleme yaparak söyleyeyim, bilim insanı sıfatını, niteliğini kazandırmaz.  Doğal olarak bir çok insan üniversitelerde iş bulabilmiş, ders de veriliyor, resmi olarak adı akademisyen ancak kişinin bilim kişisi olması da ayrı bir konu.

Her öğretim üyesi; bilim insanı değildir. Bilim insanının ayrı bir yaşam biçimi vardır. Bilim insanlığı; doğası gereği, ayrı nitelikler, erdemler, ortamlar gerektirir.

Bilim insanı; evrensel ölçektedir. Gerçek bilim insanı sahip olduğu akademik unvanlar değil bilgisi ile vardır. Burada profesör olabilirsiniz ancak bilimsel erkiniz her ortamda bilgi ve görgünüzle ortaya koyamıyorsanız gerçek bilim kişisi olamıyorsunuz demektir.

Bilim kişisi alanının taassubu içinde diğerini görmezden gelen değildir. Öğretim üyesi ve bilim insanı yalnız bilgi aktaran, bilgi üreten kişi de değildir. Gerçek bilim insanı aynı zamanda bilge kişilik’tir. 

Yunus’un dizelerinde belirttiği gibi

İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmesen, Bu nice okumaktır.

Bilgelik, en çok da mevki-makam peşinde koşmakla çelişir. İktidar hırsı ile bilge kişilik arasında, ters bir orantı vardır..

Günün Sözü: Üç tür insan açtır: Parayı, makamı ve bilimi arayanlar.