<p style="margin: inherit; font-family: GothamNarrow-Book, Arial, sans-serif; font-size: 19px; line-height: 28.5px;">20 yıldır arkadaşız; bir kanalda <strong>haber programları</strong> yapıyor.<br /> Bir gün dedi ki; “yıllardır oy vermiyorum,<strong> gazetecilerin</strong> bir partiye oy vermesini doğru bulmuyorum!”<br /> Dedim ki, “gazeteciler odun mu; gazetecilerin siyasal görüşleri yok mu?”<br /> Meslektaşımın kafasının bu derece karışık olmasına şaşırdım.<br /> <strong>Gazetecinin bir dünya görüşü vardır.</strong><br /> <strong>Gazetecinin bir siyasal düşüncesi vardır.</strong><br /> Fakat…<br /> Gazetecinin olguları/haberleri tüm gerçekliğiyle kamuoyuna duyurma gibi görevi de vardır.<br /> Bunun <strong>“partizanlıkla”</strong> ne ilgisi olabilir?<br /> Eğer…<br /> Gazeteci <strong>nesnelliğini yitirirse</strong> o zaman sıkıntı doğar.<br /> Yani…<br /> Gazeteci “bu haber oy verdiğim partinin aleyhine” diye hakikati eğip- büküp tanınmaz hale getirirse, mesleğine o zaman ihanet etmiş olur.<br /> Bu kişilere gazeteci denmez.<br /> Bunlar <strong>manipülasyon memuru</strong>’dur. Bunların görevi, yanlış haberler- bilgiler yoluyla insanları etkilemek ve yönlendirmektir. Amaçları, <strong>şeytani hilekarlıkla</strong>kanaat oluşturmaktır.<br /> Bu girişi yapmamın nedeni şudur:<br /> Bugün…<br /> Sizin karşınıza <strong>“gazeteci”</strong> olarak çıkarılanlar gazeteci değiller!<br /> Size haber diye sunulanlar gerçek değiller!<br /> Örneğin…<br /> <strong>Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili haberlerin ne kadarı gerçeği yansıtıyor?</strong><br /> Sahiden… <strong>Bayır-Bucak</strong>’ta neler oluyor?<br /> <strong>Yazıyorlar…</strong> “Ruslar, <strong>Türkmen Dağı</strong>’nı bombaladı.” Suriye haritasında “Türkmen Dağı“ adında dağ yok! Lazkiye’de Cebel Aleviyyun <strong>(Alevi Dağı)</strong> ve Cebel Ekrad<strong> (Kürt Dağı)</strong> var!<br /> “Türkmen Dağı” lafını uydurmalarının nedeni; Esat karşıtı cihatçılara verdikleri desteği kamuoyu nezlinde onaylatmak.<br /> Bayır-Bucak’ta Türkmenler zorda imiş? 2012’den sonra bölgeye Türkiye sınırından sokulan <strong>cihatçılar ne zaman Türkmen oldu?</strong> Bu yobazların<strong> Alevi Türkmen</strong> köylerini basıp katliamlar yaptığı bilinmiyor mu? Alevi Türkmenlerin tek suçu, Esat’ı desteklemeleriydi.<br /> <strong>Söylüyorlar…</strong> “Bayır-Bucak’tan büyük göç dalgası gelecek.” Bölgede El Nusra militanı olan Sünni Türkler dışında pek kimse kaldı mı? Sadece birkaç bin kişilik cihatçı ailesinin geleceği biliniyor.<br /> Uyduruyorlar.<br /> Bu hakikat düşmanları gazeteci olabilir mi?..<br /> Mesele oy vermek değil yani…</p> <h2 style="margin: 0px 0px 15px; font-size: 22px; font-family: GothamNarrow-Book, Arial, sans-serif; line-height: 28.5px;">Fotoğraf yalanı</h2> <p style="margin: inherit; font-family: GothamNarrow-Book, Arial, sans-serif; font-size: 19px; line-height: 28.5px;">Her yeni rejim <strong>kendi ahlakını</strong> yaratır/oluşturur…<br /> Ama… Metotları benzerdir.<br /> Gazeteci görümlü <strong>“saray memurları”</strong> yeni değil.<br /> <strong>Ahmet İhsan Tokgöz</strong> “Matbuat Hatıralarım” adlı kitabında,<strong> Yıldız Sarayı</strong>’nın gazetelere dolgun maaşla nasıl adam soktuğunu yazar. Bunlar,<strong> “kayırtılmış kişiler”</strong> idi. Dönemin yandaş gazetecileri…<br /> Bakın kuşkusuz…<br /> Medyamız hep kirliydi.<br /> Ama hiçbir zaman; AKP döneminde olduğu kadar manipülatif olmadı.<strong>“Yalanın iktidarı”</strong> için neler yapmadılar ki? <strong>Örneğin…</strong><br /> Gerçeği yazmakta direnen <strong>biz dürüst gazetecileri,</strong> kumpasla cezaevine atarak medyaya korku saldılar.<br /> Onların tek hakikatleri vardı; her şart altında kendilerini haklı çıkarmak!<br /> Sadece kendi istediklerinin-yaptıklarının onaylandığını duymak-görmek!<br /> Buna uymayanlar yok edilecekti. Düğmeye bastılar….<br /> <strong>AKP, Cemaat ve “Yetmez Ama Evet” diyen liboş takımı</strong>, medyayı uçurumdan yuvarladı. Ardından AKP, bu iki ittifak ortağına ihtiyacı kalmayınca onları da gömdü.<br /> Şimdi…<br /> <strong>SÖZCÜ</strong> gibi güven duyacağımız bir avuç gazete ve gazeteci inatla ayakta duruyor.<br /> Fakat…<br /> <strong>Burada da bir sorun karşımıza çıkıyor:</strong><br /> Zorlukla ayakta kalma mücadelesi veren bu gazeteler, ekonomik nedenler yüzünden haber merkezlerini büyütemiyor. Olayları kendi muhabirleriyle takip edemiyor. <strong>Ve…</strong><br /> <strong>AKP, niyeti gazetecilik olanları</strong> kimi zaman -haber ajansları, MİT sızdırmaları vb.- araçlarla etkiliyor.<br /> Aynen Bayır-Bucak meselesinde olduğu gibi…<br /> <strong>Rusya,</strong> Suriye’de devreye girince; <strong>Batı</strong>, cihatçılara karşı cephe alınca; AKP birden Türkmenleri hatırladı!<br /> İnsanların duygularıyla oynayıp etki altına alıyorlar.<br /> Yani,<strong> kandırıyorlar.</strong><br /> Suriye’de cihatçılar tarafından öldürülen<strong> Zeynep Amar</strong> ya da Lübnan’daki bombalı saldırıda yaralanan <strong>Kader Murteda</strong>’nın fotoğrafları, “İşte öldürülen Bayırbucak Türkmen kadınlar” diye yutturuldu!<br /> İnsanlar <strong>Davutoğlu’</strong>nun sahte gözyaşlarına ortak edildi!</p> <h2 style="margin: 0px 0px 15px; font-size: 22px; font-family: GothamNarrow-Book, Arial, sans-serif; line-height: 28.5px;">Asıl tehlike</h2> <p style="margin: inherit; font-family: GothamNarrow-Book, Arial, sans-serif; font-size: 19px; line-height: 28.5px;">Abraham Lincoln dedi ki…<br /> <strong>Bildiklerimiz değil, doğru zannettiklerimiz başımızı belaya sokar.</strong><br /> Mesele sadece AKP medyası değil…<br /> Nusaybin’de neler oluyor?<br /> Bakınız…<br /> 30 yıla yaklaşan meslek hayatımda hakikat yolundan sapmadım. Hiç hata yapmamış olamam; sonuçta insanız. Ancak bile bile tek yanlışım olmadı.<br /> <strong>Yazı benim kutsalım.</strong><br /> <strong>Okuyuculara karşı büyük sorumluluğumdur yazı.</strong><br /> Demek istediğim şu; bilgiyi-haberi<strong> kuyumcu terazisinde</strong> tartarım.<br /> Bu nedenle… Nusaybin’de ne olduğunu ne AKP ne de PKK medyasından öğreneceğimi düşünürüm.<br /> Meslek hayatımda <strong>yalancı</strong> üç grup gördüm:<br /> <strong>1) Cemaat…</strong><br /> <strong>2) AKP…</strong><br /> <strong>3) PKK…</strong><br /> Bunların yazdıklarına-söylediklerine hiç ama hiç inanmam.<br /> Nusaybin gerçeğini nereden öğreneceğiz?<br /> “Gerçeği yazarsam AKP ne der” diye hiçbir şey yapmayan<strong> “penguen medyası”</strong>ndan mı? Geçiniz lütfen.<br /> Evet… <strong>Bilgiye ulaşma konusunda sıkıştık kaldık.</strong><br /> Tehlikenin büyüklüğünü görüyor musunuz?<br /> <em>Dün..</em>. 7 kişinin öldüğü 10 kişinin yaralandığı 20 TIR’ın yakıldığı olayla ilgili yazımı yazdığım saate kadar hiçbir bilgi yoktu; <strong>TIR’lar kime ait; içinde ne var?</strong>Tek verilen bilgi, “Ruslar yardım TIR’larını vurdu” idi.<br /> <strong>Gerçek ne bilmiyoruz.</strong><br /> <strong>Bilgilendirilmiyoruz.</strong><br /> Yazılanlara-söylenenlere haklı olarak güvenmiyoruz.<br /> İşin acıklı yanı; bu hal bizleri olaylar konusunda ilgisizliğe yöneltiyor.<br /> Ve…<br /> Böyle böyle savaşın ortasına doğru çekiliyoruz.</p> <h2 style="margin: 0px 0px 15px; font-size: 22px; font-family: GothamNarrow-Book, Arial, sans-serif; line-height: 28.5px;"><strong>NOT: Can Dündar ve Erdem Gül’e yapılanlar kesinlikle kabul edilemez. Tehlikenin farkında mısınız?</strong></h2> <div><strong><br /> </strong></div>