Niğde Onbin yıllık doğa ve tarih zengini saklı kent.

Ömer Fethi GÜRER yazdı…

Niğde ili tarih öncesi dönemlerden günümüze yaşamın olduğu bilimsel  olarak araştırmalarla da kanıtlanmış önemli bir merkezdir.  Bu bağlamda Prof.Dr Nur Balkan Atlı Başkanlık ettiği çalışmalarda Geç (Aşağı) Paleolitik Dönemden Erken (Yukarı) Paleolitik Döneme (Günümüzden 160.000 – 1 milyon yıl öncesine) uzanan Kaletepe Obsidiyen Atölye buluntuları Niğde tarihi ile ilgili bilinen en eski  dönem izleri oldu.  M.Ö. 600 bin yıl öncesine dayanan Göllüdağ-Kömürcü Bölgesi, Kalatepe Obsidiyen Atölyesi,   yoğun buluntulara erildi. Ayrıca  Bahçeli Köşk Höyük, Çiftlik –Tepecik Höyük, Pınarbaşı Höyük ve Çamardı –Kestel ortaya çıkarılan kalay maden ocağı ile Madenci Köyü, Göltepe bulguları Niğde yerleşik yaşamın günümüzden on bin yıl  öncesine kadar uzadığı  belgelendi. Bor Pınarbaşı, Ulukışla Porsuk, Kemerhisar Tyana, Göllüdağ Hitit Şehri gibi bilimsel kazı çalışmalarında da bulgulara erildi. Niğde Müzesinde bire bir örnekleme ile Bahçeli Köşk kazılarında açığa çıkan yaşam alanı canlandırıldı.

 

  Antik Roma Havuzu yanında tepede Bahçeli Köşk kazılarında M.Ö 8000–5000 yılları Neolitik(yeni-Cilâlı Taş) Çağ dönemi aydınlandı.  Prof.Uğur Silistre ile başlayan ve Prof. Dr Aliye Öztan ile devam eden kazı dışında Çiftlik kazısı Doç. Dr Erhan Bıçakçı, Göllüdağ ilk ticaret Obsidiyen ile kazı Prof Dr Balkan Nur Atlı bilimsel başkanlığında devam etmektedir. Ayrıca Göltepe- Çamardı, Celâller Köyü sınırları içinde Eski Tunç Devri (M.Ö 3200–2000) ile izlerine erildiği yerdir. Kendisi ile çağdaş bir kalay maden olan Kestel Kalay Madeni ile 2 km uzaklıkta Tepenin üzerinde yer alan bulgularda bölge tarihi açısından önemlidir. Dar boğaz Kasabası yakınlarında (M.Ö 2500–2300) dönemine ait metalik kaplar, töresel semboller elde edilmesi ile de bu dönemde bölgedeki yerleşmelerle ilgili bulgulardır.

 

    M.Ö. III de Niğde ili  Hitit yerleşim alanları içinde önemli bir yere sahiptir. Fırtına Tanrısı Taru, onun karısı Güneş Tanrıçası Vuruşemu, bunların oğulları Bereket Tanrısı Telipişu heykelleri ile izlerine Tyana, Aktaş, Göllüdağ, Yayla yolu, Keşlik, Köşk, Gökbez, Porsuk gibi bölgelerde rastlamak olasıdır.

 

         Hitit İmparatorluk devri krallarından Telepinus’un fermanında yer alan Niğde ile ilgili bilgide Tuvanuva(Tyana-Kemerhisar-Niğde) adı geçmektedir. Eski, Yeni, Geç Hitit Devletleri döneminde kayıtlarda adı geçen Tyana-Tuvana Tabal ülkesinin merkezi konumuna erdiği Hitit dönemi yazıtlarında yer almaktadır. Ayrıca Nahita ve Göllüdağ Şehir devletleri bu dönemdedir.  Tabal bölgesinde Nahita kralının Saruvanas olduğuda bulgulardan anlaşılmıştır.

 

        Orta ve Geç Tunç Çağları ki(M.Ö 2000–700) dönemlerini kapsayan süreçte Niğde bölgesi için birden çok önemli şehir bu dönemde görülmektedir.

 

     Geç Hitit döneminde  (M.Ö 1200–700)   Tabal ülkesinde Göllüdağ zirvesinde şehir devletinin 2172 metre yükseklikte yer alan kalıntıları; mimarî ile yontuculuğun beraber uygulandığı ve sur duvar kapıları ve saray cepheleri kabartma taş bloklarıyla kaplandığını gösteren önemli bir örnektir. Hitit hiyeroglif yazısı kullanıldığı süreç izleri de burada bulunmuştur. 

 

           Niğde Hitit dönemine ait ilk buluntularda farklı müzelere gönderilmiştir.        Hititliler dönemine ait Pithos(M.Ö 8 yy) mezar, Porsuk kitabesi(M.Ö 8 yy),Hitit Fırtına Tanrısı Teşup(M.Ö 8 yy sonu 7 yy başı) , Keşlik Steli(M.Ö 8 yy), Valisa Kitabesi(M.Ö 9 yy), Andaval Kitabesi(M.Ö 9 yy) gibi eserler   günümüzde Niğde müzesindedir. Asurlulardan sonra Niğde bölgesi bir süre Kilikya Krallığı sınırları içinde kalmıştır. Pers Kralı II. Kurtaş Lidyalıları da yenerek Niğde bölgesine egemen olmuştur. Persler Kapadokya’yı ‘Güzel Atlar Ülkesi’ olarak anarlar. Bu süreçte Niğde Pers imparatorluğuna vergi ödeyen, at, koyun, katır gönderen bir vali yönetimindedir.  Pers İmparatorluğu ile ilgili bulunan sikkeler Niğde’de Perslerinin izini gösteren bulgulardır.  M.S Romalılar döneminde özellikle Tyana Kemerhisar çok gelişen bir merkez olmuştur. Burada İtalyanların  kazı çalışmaları da devam etmektedir. Bizans döneminde de Niğde farklı yerlerde eserlere rastlanmaktadır. Bu dönemde Arapların bölgeye yaptığı salıdırılarda çok sayıda eser tahrip olduğu bilinendir. 

 

 Niğde Selçuklu, İlhanlı, Karamanoğlu ve Osmanlı döneminde de önemli merkezdir. Bu dönemlere ait eser bir kısmı günümüze ermiştir. Ömer Fethi Gürer olarak hepsini yerinde görüp ayrıntıları ile Niğde Kapadokya’nın Başkenti kitabında anlattığım başlıca önemli merkezlerde şöyledir.

 

Aladdin Cami, Sungurbey Cami, Hüdavent Hatun Türbesi, Rahmaniye ve Kığılı Cami, Akmedrese,Niğde Kalesi,Öküz Mehmet Paşa  Kervansarayı, Niğde ve Bor Paşa Cami,Bor Kale Cami ile Osmanlı döneminde yapılan  3’ü Niğde merkezde 40 civarında kilise halende sağlam durumdadır. Gümüşler Manastırı, Tyana Su Kemerleri,  Dikilitaşı, Roma Hamamı, Bahçeli Roma Havuzu, Fertek,Bor, Niğde,Yeşilburç Konakları, Kavlaktepe yer altı şehri, Değirmenler Mağarası,Karatlı,Dikilitaş Kasabası, Çavdarlı, İçmeli  Kaya mezarları, Yeşilyurt  ve Tepeköy Roma Kral mezarları,Yeşilyurt Manastırı, Çukurkuyu  saray ve yer hanı, Misli,Hasaköy,Ballı,Hançerli, Kurdunus,Azatlı, Begüm,Kavuklu,Çarıklı,Aktaş Hellena  Kiliseleri, Kitreli Asma Kayalıkları , Gölcük Su başı, Ulukışla Kasabası Avöreni, Kayırlı, Nar Vadi, Kula, Gösterli, Bozköy,Edikli, yerleşmeleri, Yeşilyurt kasabası manastır,kilise,Altunhisar kaya yerleşmeleri,  Niğde Kalesi, Keçikalesi, Yeşilyurt Kalesi, Bademdere Kalesi, Çanakçı Kalesi, Murtandı Kalesi, Çömlekçide Gala ve yer altı şehri  görülmesi gereken dünün izleri taşıyan yerlerdir.

 

 Niğde ili ilgili Cumhuriyet döneminde kadar on bin yıllık detayları ve ayrıntıları Niğde Kapadokya Başkenti adı ile 800 sayfalıkta okumak olasıdır. Ömer Fethi Gürer olarak bu kitap dışında Niğde ili ilgili Bor Şehri, Niğde Söylence Şaka Fıkra Kitabım ve Niğde Spor Tarihi kitabımda yayınlandı.

 

 Aladdin Cami gölge ile beliren kadın başı ile  aslan başlı çörtenleri, Sungurbey Cami de Sungur kuşu ile  Ördek ve çift başlı yılanı, Hüdavent Hatun Türbesi pencere üzerinde insan başlı kuşları sutunda bebek yüzünü, Kığılı Cami de kuş kafesini, Kalede  Sungur kuşunu, Gümüşler Manastırında Gülen Meryem Ana, Kurdunus Kilisesi Kuşları başını yutan yılanların yer aldığı sutunu, Yeşilyurt Kral mezarları, Manastırı, Fertek, Bor, Cullaz Sokağı ve Kadıoğlu Konakları, Saruhan ile Bor’da Mustafa Hızır evi Niğde Müzesini ilk anda görülmesi gereken ayrıcalıklı yerlerdir. Aladağları, Bolkarları, Kayardı, Tepebağ ve Bor bağlarını, Doğal göllerini, Kır çiçeklerini, Bor parkını, Akkaya,Emirler, Postallı  Ve Gebere Barajı  dinlenmek için seçeceğiniz yerler olsun. Ayrıca Çiftehan Kaplıcaları, Nar Göl Vadi ve şifalı suyu, İçmeli kasabası İçmesi sağlık merkezleri olarak öne çıkan yerlerdir. Her Köyü kasabası tarih ve doğa olarak zengin Niğde’de gördüklerinizle farklı uygarlıklarda gezinecek ve güzel bir dinlence yaşamış olacaksınız. 

Editör: TE Bilişim