Yıl bitimleri ve yeni yıl başlangıçları hemen her düzeyde geride bırakılan yılın genel bir değerlendirmesi yapılarak muhasebe edilir ve gelen yeni yıla yapılan bu değerlendirmelerin ışığında daha olumlu, daha güzel olması yönünde dilek ve temennilerinde bulunulur. Bu birazda geride bırakılan yılın berbattan öte berbat geçmesine rağmen gelen “yeni” zaman diliminin bu berbatlıkları yaşatmaması temennisidir.
 
      Hz. Mevlana yüz yıllar öncesinden “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” demiş. 2015 i geride bırakıp 2016 yılına girilirken gelen yeni yıla dair umutlarımızı, dileklerimizi ifade etmek daha anlamlı olacaktır diye düşünmekteyim. Elbet 2015 yılı muhasebesini de yaparak.
 
      2015 yılında da geçmiş yıllarda olduğu gibi ölümleri, kurşunlanmaları, bombalanmaları çoğu Kürt illerinde olmak üzere insanlık onuruna yakışmayacak devlet müdahalelerini yaşayarak her türden baskı ve şiddetin kıymına uğrayarak bir avuç zengin biraz daha servet sahibi olsun diye inim inim inleyerek yaşadık. Özcesi 2015 emekçiler, ezilenler, gadre uğrayanlar, yok ve hor görülenler için berbat bir yıl olarak geçti.
 
       “Mevsim sonbahar / Hüznün kapıları yarı aralık/ Kar ve rüzgâr ölüm fısıldıyor kulaklarımıza/ Amansız limansız acılarla sınanıyoruz,/Elbet dağılacak bu karanlık/ Elbet kırılacak sırtlanların çemberi/ Elbet narçiçeği sabahlara uyanacağız/ Gülüşün güneşe yoldaş olsun”
 
      Şair ne güzel tanımlamış yaşadığımız mevsimi. Ne güzel anlatmış dizelerinde. Mevsim sonbahar, yüklenmiş yazın yükünü yürüyor gün gün, yürüyor kışa doğru. Yazın hasadı var sırtında. Umutlar, özlemler, acılar, sevinçler ve en çok çocukların kaybettiği, en çok kadınların yaralandığı ve en çokta gençlerin ölümle tanıştıkları savaşın çoğalttığı avuç avuç gözyaşıdır yükü mevsimin.
 
      Kara kış armağanı demek zor, kara kış dökümü demek soğuk, kara mevsim örtüsü demek ürpertici. Ama bir gerçek, ama bir doğru. Mevsim kış her yan  kar ve ayaz. Bağır bağıra bilirsen avaz avaz. Mevsim kış ve elde çocuk ölümleri olmak üzere yüzlerce ölüm var. Mevsim kış lakin elimizde ateşlerden korlaşmış yüreklerimiz var. Mevsim kış, ağaçlar çıplak olmuş. Mevsim kış, beyaz kar örtüsü günün rengiyle nice ömürler. Gün gün mevsimi dokuyor zaman. Gün gün kavgaya giren amansız sevdalara düşüyor insan.
 
       Mevsim kış, hava buz kesmiş her yer soğuk ama biz yoksulların yürekleri sıcak. Gidiyor rüzgâr kanatlı çocuklar rüzgâr kanatlı atlara binerek bir sabahtan bir sabaha. Yıl buralarda beyaz örtü altında ayazla bitiyor. Yeni yıl beyaz örtü altında ayaza rağmen yeni yaşamı baharı örgütleyerek başlıyor yine buralarda. Beyaz kar  örtüye sarılıyor toprak. Rüzgâr kanatlı çocuklar rüzgâr kanatlı atlara binerek özgürlüğe koşuyor umutları kara, ayaza, tüm olumsuz hava koşullarına inat gelen yeni yılla gelecek güzel günlere inanarak.
 
      Mevsim kış, genç ölümlerle değişiyor yıl dönümleri bu coğrafyada. Bu coğrafyada yılbaşları da yılbaşları gibi yaşanmıyor. Her gelen yıl her geçilen yılı aratır oldu neredeyse bu coğrafyada. Genç ölümleri geçen ve gelen yılın nerdeyse tek değişmezi. Çatışmalı süreç denen heyhüla, haklısı haksızı demeden en çokta çocukları, en çokta kadınları, en çokta yaşlılar ve ille de insanlığı öldürüyor, yarının geleceği gençliği kaybediyor.
 
      Bugün bölgemizde, bugün komşularımızda, bugün sınırlarımızda sürüyor en korkuncundan, en barbarından, en faşistinden, ırkçısından, insanlığı karanlığa boğan en karasından bir savaş. Cennete gitmek adına yeryüzünü cehenneme çeviriyorlar. Cennetlik bir yaşam iddiasıyla insanlığa bugün cehennemi yaşatıyorlar. Çetin esen rüzgârların koynunda geçiyor ömrümüz. Yine şairin dediği gibi “Açmaz ama açamaz deme, bu narçiçeği, açacaktır ellet, bizim caddelerimizde de bayram olacak.” Savaşsız, zulümsüz gecemiz, gündüzümüz, yaşanan ömrümüz olacak bu memlekette. “Narçiçeği sabahlara uyanacağız.
      Ey insanlık, ey yüce insanlık, ey görme engeli olmayan gözler, ey yüreği sağır olmayanlar, ey benim insana inana insan yüreğim mevsim kış olsa da, içinde bulunduğumuz yaşadığımız anı kış-ayaz kılmayalım. Safları sıklaştırarak 2016 yılını faşizme karşı mücadelenin büyütüldüğü, ölümlerin son bulduğu, eşitlik ve özgürlük şiarlarının yükseltildiği “yeni” bir yıl yapmak için, tüm benliğimizde bir birimize sarılalım.