Atalarımız birlik ve kuvvet konusunda yüzlerce özlü söz söylemiştir:
'Bir elin nesi var, iki elin sesi var.'

'Birlikten kuvvet doğar.'
İnsanoğlu; ekonomik ve kültürel olarak katmanlara ayrılmıştır. Bu tabakalar arasında dayanışma olursa; toplum daha bir güçlenir. Ayrıca her tabakanın (sınıfın) kendi içinde birlik oluşturması; onu diğer toplum tabakaları karşısında avantajlı hale getirir. 
Karl Marks, 19. Yüzyıl'da işçi sınıfının başarılı olması için; 'Dünya'nın bütün işçileri birleşiniz!' demişti. 21. Yüzyıl'da bakıyorum da işçiler değil patronlar birleştiler; tam bir dayanışma içinde emekçileri iliklerine kadar sömürüyorlar. 

MHP Kongresi

Kasım başında MHP'nin büyük kurultayı var. Bu kurultay; MHP yönetimini seçecek. Ama sonuçları; bu kadar basit olmayacak.
Çünkü; Türkiye'nin geleceğinin yeniden şekillendirildiği bir süreçte; MHP'nin gücü ve politikaları çok belirleyici olacak.
Peki MHP nasıl güçlü olacak?
Öncelikle bütün milliyetçilerin orada birleşmesi ile...
İkincisi de aktif ve toplum kesimlerini kapsayan politikası ile.

***

Kurultay öncesinde; MHP'nin var olan politikalarına yönelik bazı eleştiriler var. Sayın Devlet Bahçeli'nin daha aktif olması isteniyor. 
Ben de bu eleştirilere yer yer katılıyorum. Lakin benim eleştirim; partiyi 1970'lere götürmek yönünde baskı yapanların eleştirisi türünden değil.
Maalesef; derin odaklar; MHP'li bazı gençleri, 1980 öncesindeki kardeş kavgasının bir parçası haline getirdiler. Bugün; MHP karşıtları o süreci sürekli gündemde tutarak toplumun gözünü korkutuyor. Halbuki partinin kurucu lideri Alparslan Türkeş; 1980 öncesindeki bu durumun yanlış olduğunu 1980 sonrasında görmüş; bunu bazı dostlarına açıklamıştı.
Sayın Bahçeli partiye yapıştırılan ve onun farklı kesimlere açılmasını engelleyen bu imajı değiştirmek için bir dönüşüm başlattı ve partiyi de oldukça halka açtı. Ama partinin ekonomik ve sosyal konulardaki politikalarında daha geniş, daha derin, daha etkili bir tavır içine girmesi gerekiyor. MHP ancak böyle büyür.
MHP yönetiminin ayrıca; bütün eleştirilere karşın; partinin geleneksel kanatlarını kucaklayacak bir esneme göstermesi iyi olur. Bu adım; partiye yönelik  eleştiriyi de etkisiz hale getirecektir.

***

MHP'yi daha kuvvetli hale getirmek; Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği açısından çok çok önemlidir.
Çünkü; bugün üç koldan Türk'e ve Türkiye'ye bir saldırı yürütülmektedir.
- Kürtçülük sorunu yüzünden bir kısım vatandaşımız ayartılmış; Kürdistan Devleti'ni kurmak için ciddi bir terör hareketi devreye sokulmuştur.  Bunların arkasında AB ve ABD'nin de bulunduğunu unutmamak gerekir.
- Cumhuriyet rejimine en başından beri düşman olan gerici bir kesim; bu bölücülerle el ele yürümektedirler. Bunlar İslami devlet kurmak sevdasıyla Türkiye'ye ve Türk milletine karşı yaman bir yıpratma savaşı yürütmektedirler. AKP iktidarı bu kesimi; kutsal İslam dini üzerinden kışkırtmaktadır. 
- AB ve ABD'den destek alan vatansız liberal kesimi de tıpkı Kürtçüler ve sömürgecilerin işbirlikçisi tarikatçiler gibi Türk ve Türkiye karşıtı propaganda yürütmektedir. Bu üç kesim aynı zamanda MHP'ye de düşmandır.
- Ülke medyası da bu üç kesimin emrine girmiştir. Bugün televizyonlarda MHP yoktur; onların görüşlerini dile getirmesine işbirlikçi sermaye medyası izin vermemektedir.
Hal bu iken birde milliyetçilerin birbirlerine düşmeleri; bu üçlü çetenin ekmeğine yağ sürecektir. Yani; sorun MHP'nin sorunundan çok daha derindir; Türkiye'nin bekasıyla ilgilidir.
Öyleyse; 4 Kasım'da, bu iktidarın yok saymak istediği Ankara'da bütün milliyetçiler bir araya gelmelidir.
'Türkiye'nin sahibi var!' mesajı herkese hissettirilmelidir. 
Halkın büyük bir bölümü böyle güçlü bir mesaj duymak istiyor.




Editör: TE Bilişim