Bir televizyon kanalında gördüm. Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu konuşuyor ve  “Ülkenin bir karış toprağını dahi hiçbir güç alamaz. 75 milyon insan, bu vatan ve bayrak için kilitlenmiştir. Kanımızın son damlasına kadar vatanımızı müdafaa ederiz. Yeter ki, birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirelim” diyordu. 
Benzer bir ifadeyi daha önce Başbakan Tayyip Erdoğan da kullanmış ama bir karış yerine  “bir metrekare” demişti.. Erdoğan, “Bu ülkenin bir metrekaresi bile kimsenin istilası altına girmemiştir, girmeyecektir” diye konuşmuştu.. 
Bu sözler, terör örgütünün Türkiye toprakları üzerinde egemenlik kurmaya çalıştığını, bunu da hükümetin nihayet gördüğünü ortaya çıkarmaktadır.

***

Fakat ortada garip bir durum var. Terör örgütüne bir karış veya bir metrekare vermeyen AKP iktidarı yabancılara kilometrekarelerce toprağı satmadı mı? “Aynı şey değil” diyenler olabilir. Evet aynı şey değil ama ikincisi daha kötü.. Çünkü birinde aleni bir düşman saldırısı ile karşı karşıyasınız, ikincisinde ise topraklarınızı kendiniz satıyorsunuz! 
İşte Fatih Erboz’un haberine göre AKP iktidarınca Mütekabiliyet Yasası kapsamında bulunan ülkelerin listesinin yayınlanmasının ardından Alanya’da, günde ortalama 30 yabancı tapu sahibi olmaya başladı. Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, “Bu bir toprak satışıdır. Konutun iz düşümü topraktır. Siteler şeklinde olduğu için kocaman araziler o sitelere tahsis ediliyor”  dedi. Özkaya, “Toprak satışlarıyla beraber özelleştirmeleri de ele alırsak, 150 bin kilometrekarelik bir alan yabancıların eline geçti. Ülke varlıklarının gerek fabrikalar olsun, gerek konut alanları olsun yüzde 30’a yakını elden çıkmış durumda. Karşılıklılık ilkesinin kaldırılması demek kapitülasyon demek. Lozan’da konmuş karşılıklılık ilkesini kaldırıyorsunuz” diye konuştu.  
CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan,  “Türkiye topraklarının Malta adasından daha büyük bir kısmı kilometre kare olarak söylüyorum, yabancıların elindedir. Bu, bir ülkenin hükümranlık hakkını sadece kanla kazanılmış toprakların yabancılara peşkeş çekilmesidir. Bunu kabul etmek mümkün değildir” dedi. 
MHP Genel Başkan Yardımcısı Reşat Doğru da  “Mütekabiliyet şartı kaldırılıp daha geniş parçalar halinde toprak satılması kararlaştırıldı. Her gün daha büyük toprak parçaları satmaktayız”  dedi. 
Tayyip Erdoğan,  “Vatan müdafaası bizim için şandır, şereftir, namustur”  diyor ama kilometrekarelerce toprağı İngilizlere, Almanlara, Yahudilere satıyor! 
Kemal Unakıtan  “Babalar gibi satarım” demiyor muydu? 

***

Bir diğer çelişki de Gaziantep’teki bombalı saldırıyı kimin düzenlediği  hakkında..
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, saldırının ardında Suriye parmağı olabileceğini öne sürerken  “PKK’nın, Suriye’nin istihbarat örgütü El Muhaberat ile kol kola çalıştığı biliniyor. Zaten Esad da şu anda ’düşmanımın düşmanı dostumdur’yaklaşımından hareketle, Türkiye’nin düşmanı PKK’yı dost görmek gibi bir yaklaşım içinde. Şu anda tam bir bilgiye sahip değiliz, ama bir tahmin olarak da olsa böyle bir saldırıda böyle bir bağlantı ihtimal dahilindedir” dedi. 
Sabah gazetesi de bu minvalde bir manşet attı! 
AKP’nin bir diğer Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ise Gaziantep’te düzenlenen terör saldırısının PKK tarafından yapıldığını söyledi ve  “PKK, sokakta kaos çıkmasını istiyor. Vatandaşlarımızı kışkırtıyor. Buna karşı, bütün kesimlerin sağduyulu davranarak cevap vermesi gerekir.” dedi. 
Bu arada PKK 9 kişinin ölümüne yol açan patlamayla herhangi bir ilgilerinin olmadığını açıkladı. PKK, gerçekleştirdiği benzer saldırılarda sivillerin hayatını kaybetmesi durumunda yine olayları üstlenmemişti. Ancak daha sonra yaşanan saldırıların PKK bağlantıları ortaya çıkmıştı. 
Görüldüğü gibi Türk halkının Suriye aleyhinde kışkırtmaya çalışanlar var...

NOT: “Gafleti Uzun ve Derin Olanın Devleti Yok Olur” başlıklı yazımdaki verileri değerli araştırmacı yazar Emrullah Önalan’ın konuyla ilgili bir incelemesinden aldım. Bu önemli çalışmayı bana gönderen okurlarıma da teşekkür ediyorum.