Yüz binlerce eğitim emekçisi, milyonlarca öğrencisi ve velisi ile eğitim sistemi içinde yer alan tüm bileşenler, 2010/2011 eğitim öğretim yılı  bugün bitiriyor. Her yıl büyük umutlarla başladığımız bir eğitim-öğretim yılının daha sonuna geldik. Milyonlarca çocuk ve gencimiz bugün karne alacaklar. Bazı öğrencilerin karneleri bekledikleri gibi olurken, bazı öğrencilerin karnelerinde kırıklar olacak. Bu noktada özellikle geçtiğimiz yıllarda "zayıf karne" yüzünden  yaşanan üzücü olayların önüne geçmek için öğrenci velilerine önemli sorumluluklar düşüyor.

 Sıradan bir eğitim emekçisi olarak, karne alan öğrencilere ve onların velilerine önerilerim;   Öncelikle ikinci dönem sonunda alınan karnenin, çocuğun karnesi olmasının yanı sıra, ailenin ve eğitim sisteminin de karnesi olduğu unutulmamalıdır.

 Çocuğun kötü bir karnesi olabilir, ama tek başına karne notu çocuğunuzun başarısız olduğu anlamına gelmez. Çocuğunuzun karnesi, onun kişiliğinin göstergesi değil, okul başarısının göstergesidir. Velilerin bu durumu göz önüne almaları gerekir.

Karne notları, öğrenciler ve veliler açısından bir "ölüm-kalım" meselesi olarak görülmemelidir.

Öğrencinin başarısında ailenin ve sosyal çevrenin önemli bir yeri vardır. Aile içi ilişkilerin sağlıklı olduğu ve çocuğun kendini geliştirmenin desteklendiği bir ailede başarı oranı daha yüksek olur.
 
 Veliler çocuklarını mümkün olduğunca başka çocuklarla kıyaslamamalıdır. Bu durum onların özgüvenini ve benlik algısını olumsuz etkiler. Çocukların psikolojisi bu durumdan olumsuz etkilenir.

 Karnesindeki başarısı için öğrenciler tebrik edilmeli, takdir edilmeli, fakat tamamen maddi nitelikli ödüller verilmemelidir. Benzer bir şekilde başarısız karne getiren öğrenciler kesinlikle cezalandırılmamalı, başarısızlığın nedenleri sorgulanmalıdır.

Her başarısızlık yeniden değerlendirmeyi gerektirir. Bu değerlendirme de öğrencinin eksiklerini görmesini, eksikleri gidermek için yeni planlamalar ve çalışmalar yapmasını sağlayarak sonuçta başarıya ulaşmayı sağlar. Eğer eksikler görülemezse, tekrar aynı durumla karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır.

 Derslerinde başarılı olan öğrenciler ile başarısız olan öğrenciler üzerinde yapılan araştırmalar, başarılı öğrencilerin başarılarından dolayı kendilerini sorumlu hissettikleri, başarısız olan öğrencilerin ise sorumluluğu kendi dışlarında aradıklarını göstermiştir.

Son olarak şu temel gerçek unutulmamalıdır ki alınan karne notlarının telafisi her zaman mümkündür. Önemli olan, karnesi zayıf olan çocuğa hoşgörü ve sevgiyle yaklaşmaktır.

Tüm öğrenci velilerinden karneyi değil çocuklarının 2010 yılı  eğitim öğretim yılı başından 2011 eğitim öğretim yılı sonundaki değişim ve gelişimi göze almalarını ve bu değişim ve gelişimin çocukları üzerindeki etkisinin olumlu yönde seyrini görüyor iseler karne notları ve yıl sonu başarı puanları her ne olursa olsun onları olumlu yönde motive etmelerini öneriyorum.

 Evet istinasız tüm öğrencilerimiz düşledikleri gibi, gönüllerinden geçtiği gibi bir yaz tatili hak ettiler,tüm öğrencilere İYİ TATİLLER.