Güzel rol yapıyorlar. Yetenekliler, becerikliler. Değerler adı altında; din-iman, demokrasi, insan hakları, hukuk sloganları altında ben ve öteki ayrımcılığını sürdürüyorlar.
 
Baskının ve sömürünün hissedilmemesi için sürekli gerilim ve çatışma olmasını istiyorlar. Çıkar ilişkisi olanlar da buna uygun hareket ediyor.
 
Yüzyıllar boyunca Türklerin doğal müttefiki olan halklar birer birer koparıldı. Şimdi ise yeni bir oyun daha sahneleniyor.
100 yıldır başarılmayan sinsi ve hainane plan; gerçekleştirilmek isteniyor.
 
Dün dündür, bugün bugün diyenler, dost ve kardeş dediklerine bir anda arkasını dönenler, kime nasıl güven verebilir ki.
 
Her konuda yapılan açıklamalarla, toplumsal-tarihsel belleğimizde kaos yaratılmaktadır. Açıklamaların bizzat kendisi bir tür zihinsel kaos yaratma silahıdır. Toplum olarak hepimiz aynı zihinsel saldırı altındayız. İnsan beyni olaylar arasında mantıklı matematiksel denklemler kurarak, eşleştirme yaparak zihinsel faaliyet yapar.
 
Açıklamalarda ise, bütünsel olan hiç bir şey yok, bağlantı yoktur, parçalar orda burda uçuşuyor! Yani açıklamalar beyni dağıtmak üzere kurgulanmış! Sürekli asimetrik durumlarla insan beyni aptala döner.
 
Yapılan yorumların başı ile sonu arasında bağ yoktur, sözcükler arasında bağ yoktur, ne ile suçlandığınızın bile mantıklı bir tarifi yoktur, iddia edilenler arasında bağ yoktur, görüşlerin başı ile sonu arasında bağ yoktur.
 
Bağlantısızlık beyinde kaos yaratır, akıl denilen zihinsel faaliyet bağcıklarını kırar.
 
Görüşlerdeki tutarsızlıklara düzgün bir mantıkla cevap vermek mümkün değildir. Parçaları asla diğerleriyle yan yana gelemeyecek bir pazıl konulmuştur önümüze ve acaba düzeltmeyi başarır mıyım diye oynadıkça zihinde yaptığı tahribat derinleşecektir.
 
Bu bozuk pazılla en zihni açık insanların bile bundan zarar görmesi, bu hukuk kaosunun arkasındaki güçlerin istediğidir.Hedefleri, ne olup bittiğini anlamakta zorlanan bir toplum yaratmak, algılama seviyesini altının altına çekmektir. Altı, maymunların zeka düzeyidir. 
 
Böyle bir kitlesel zihin çökertme silahı ilk kez Türkiye'de bir tarihi hesaplaşmada kullanılmaktadır. Bu silahı ters teptirmek üzere; bu hukuk kaosuna cevap vermeyi reddetmek ve gerekçesini kamuoyuna açıklamak gerekir.
 
Zihinsel saldırı silahını tesirsiz hale getirmenin tek yolu; düşmana bu silahı fark ettiğini söylemektir. Ancak o zaman beynimiz bunu önümüze konulmuş zehirli yiyecek olarak görür ve kendini korumaya alır. Yani pazılın bozuk olduğunu bilirsen, üzerinde hiç kafa yormazsın ve böylece beynini de tehlikeden korumuş olursun.  Bununla mevzi kazanan insan, özgüveni yüksek bir şekilde, açık zihinle asıl yapmak istediği zihinsel faaliyetleri yapabilir.
 
Adaletin benden yana benden karşı ikilemesine göre dağıtıldığı, Hukuk-Yargı konusundaki çatışmalar aracılığıyla, toplumsal-tarihsel belleğimizi dağıtma ve zihin çökertme tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktayız.  Bu gerekçeyle çarpıklıkları somut örneklerle konuşmak ve çelişkileri ortaya koymak gerekir.
 
Yapılması gereken ise; yanlışları bul oyununa çevirmek, birbiriyle zıt olan, tarihleri örtüşmeyen, sözcük kuralsızlıklar gibi cümle bozuklukları gibi denge bozukluklarını bulmak. İşte o zaman bu bir zeka geliştirici oyuna dönüşür, zihnimize saldıran tarafı bozguna uğratır.
 
Cambaza bak oyunu sarhoşluğundan başka türlü kurtulmak mümkün değildir.
 
Günün Sözü: Okuyan, araştıran, bilen, düşünen insan, biat etmez, oyuna getirilemez.