TBMM’nde Salı gününden bu yana PTT hizmetlerinin piyasaya açılması yönündeki yasal düzenlemeler muhalefetin tüm engellemelerine rağmen hızla kanunlaşmakta. Bu gün -Perşembe- itibarıyla yasanın 30. Maddesi üzerindeki görüşmelere gelinmişti. Yarın Cumhurbaşkanlığı makamına, evvelsi gün bilemediniz Pazartesi günü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girer. Tıpkı bundan önceki “özelleştirme” yasaları gibi.

Bilindiği gibi yaklaşık üç yıldır PTT Yönetiminin gündeminde olan ve 05 Mart 2013 tarihinde TBMM’ye gönderilen “PTT A.Ş. Yasa Tasarısı”na karşı KESK’ e bağlı Haber Sen başta olmak üzere birçok eylem ve etkinlik örülmüş hatta 27 Mart 2013 tarihinde etkili bir Grev yaşama geçirilmişti. Sendikalar, tasarının TBMM Komisyonlarında görüşülmesi sürecinde de yaptığı eylemlerle tepkisini göstermiş, bu tepkiler sonucunda siyasal iktidar, tasarıdaki birkaç maddeyi değiştirmek zorunda kalmıştı. Ancak PTT’nin “piyasalaştırılması” projesinin ilk adımı olan bu yasa tasarısının temel mantığında hiçbir değişiklik yapmadığı gün gibi orta yerde durmakta!

Tasarı, Milletvekili çoğunluğuna dayanarak süratle ilgili komisyonlardan geçirilmiş ve 11 Nisan 2013 tarihinde TBMM Genel Kuruluna sevk edilmiştir. TBMM Genel Kurulu 02 Mayıs Perşembe günü tasarıyı görüşmeye başlamış, dört saatlik görüşmenin ardından görüşmelerin 7 Mayıs Salı gününden başlayarak bitirilene kadar kesintisiz görüşülerek yasalaşması yönünde çalışmaların hızla yürütülmesini kararını uyguladığını “Meclis TV” den ibretle izliyoruz.
Bugün bitirilecek olan Genel Kurul görüşmelerinin TV’den yayınlandığı 14-19 saatleri arasında, siyasal iktidarın bakan ve milletvekilleri, bu yasa tasarısıyla birlikte “cilalanmış bir PTT imajını” kamuoyuna sundu. Ancak tasarının arka planındaki “özelleştirme ve yağmalama” planının üstünü tüm gayretlerine rağmen bence örtemediler.

Çünkü bu tasarının kanunlaşması halinde, ülkemizin en ücra köşesine hizmet götüren, halkımızın itibarını ve güvenini kazanan PTT Kurumunun “Kamu Hizmeti” anlayışı sona ermiş olacak ve bu hizmetler piyasanın kâr hırsına yani sermayenin açgözlülüğüne terk edilecektir. Her fırsatta PTT’nin kalitesinden, etkinliğinden, sürekliliğinden, güçlü ve istikrarlı hizmetinden ve yatırımlarından bahseden hükümet yetkilileri, bugün bunun olmadığını bahane ederek, Kamu Kurumu olan PTT’yi bu tasarı ile “POSTA TAŞERON TEKELİ” yapmak istemektedir. Halkımızı “müşteri”, çalışanları ise “köle” haline getirecek bu yasa tasarının biz emekçiler nezdinde kabul edilmesi mümkün değildir.

PTT’yi Anonim Şirkete dönüştürecek olan bu yasa tasarısı; kısa vadede taşeronlaştırma, uzun vadede özelleştirme amacına hizmet edeceğinden, temel bir kamusal hizmet olan PTT hizmetlerinin ticarileştirilmesine ve pahalılaşmasına yol açacağından, PTT emekçilerine iş güvencesiz çalışmayı ve kazanılmış haklarından vazgeçmeyi dayatacağından bu tasarının temel mantığına ve esasına karşı olmak gerektiğini önemle belirtmek isterim.

PTT’de örgütlü sendikaların, dolayısıyla da çalışanların görüş ve önerilerine başvurulmaksızın, tepeden inmeci bir anlayışla kapalı kapılar ardında hazırlanan, PTT’nin özelleştirilmesinin önünü açan ve kamu hizmeti anlayışını ortadan kaldıran böyle bir tasarının kabul edilmesi hiçbir biçimde mümkün olmamalıdır.
Yürüttüğü hizmet açısından stratejik bir konuma sahip olan PTT’nin, çalışanların örgütlü olduğu sendikaların aktif biçimde yer alacağı bir komisyon tarafından katılımcı bir süreç işletilerek yeniden yapılandırılması ve etkin kamu hizmeti veren bir PTT’nin yaratılması mümkünken, Anonim Şirkete dönüştürülmesine yani bu yasal düzenlemeye hiçbir şekilde ihtiyaç yokken PTT’nin şirketleşmesi sağlamak “Kamunun bir bütün olarak tüm hizmet alanlarından çekilmesi planlamasının” en önemli adımlarından biridir.

Eğitim,sağlık,güvenlik,haberleşme bu tepkisizlik ve duyarsızlıkla ne diyeyim “sıradaki gelsin” onunda özelleştirme yasası “jet hızıyla” kanunlaşacaktır.