Amacına doğru yol alırken her zaman bir “yüce değeri” çevirip biniyor üzerine:
“Demokrasi…”
“Hukuk…”
“İnsan hakları…”
“Millet…”
“Dil…”
“Din…”
“Barış…”
“Kardeşlik…”
Şimdi sıradaki:
“Anaların gözyaşı…”
*
“Demokrasi” diye diye hem dünyayı, hem bizim salakları uyuttu…
*
“Hukuk” dersen, kendisi de beğenmedi zaten “Tarih affetmez sonra” dedi…
*
“İnsan hakları”; yeryüzünde belki ilk kez “bağırma ihtimali” olanları dahi alıp götürdüler, ikisi simitçi çıktı…
*
“Tek dil, tek vatan, tek bayrak…”
Türkiye, bugünlerde her birinden kaçar tane olacağını tartışıyor…
*
“Millet” derseniz, kendisinde dahi iki tane var:
Biri dilinde, öbürü ayaklarının altına aldığı…
*
“Din…”
Dinden her şey yaptılar; sermaye, medya, sendika, yargı, üniversite, dershane, kolej, plaj, otel, defile, moda…
Terfi, koltuk, makam arabası…
Market…
Cip…
Gemi…
*
“Barış, kardeşlik” dersen…
Paramparça Türkiye…
*
Şimdi…
Otostopçu yeni araç buldu gideceği yöne:
“Anaların gözyaşı…”
*
Otur ağla…
Hepimizin bir damlası için canımızı vereceğimiz… Öpülesi yanaklardan süzülen, evrenin en büyük acısının izidir…
Asla kıyamazsın…
*
İnansak…
Susarız…
Dilini kesip atar insan…
Ama neresine inanacaksın Osman?..