NAMAZI KİM KILDIRACAK? KİMİN ARKASINDA NAMAZ KILACAĞIZ?
 
Nedense bazı gruplar camide imamların arkasında namaz kılmazlarmış. Bu senelerdir de devam ediyor. Peki, nedenini hiç araştırdınız mı? Hata varsa tek taraflı değildir. Bu konuya ışık tutsun diye Peygamberimiz SAV Efendimizin bir hadisini vermek istiyorum
“AHİR ZAMANDA KUR’ÂN’IN RESMİ, İSLAMIN İSMİ KALACAK. CAMİLER MA’MUR OLACAK. İÇİNDE HİDAYET ÜZERE İNSAN OLMAYACAK. İŞTE O ZAMANIN DİN ÂLİMLERİ ÜMMETİMİN EN ŞERLİLERİ OLACAK.”
Namaz müminin miracıdır! diye bahsedilen namazda miraç nasıl yaşanır? sorusunu kime sorduysam hiç kimseden bildiğimiz Resulullah’ın mi’racına benzer bir anlatım duyamadım. Duyduklarımın hepsi de zan idi. İsterseniz siz de sorun ne cevap alacaksınız bir bakın.
Dinimizi Kur’ân’daki gibi yaşayan birsine rastlamak artık imkânsız gibi bir hal aldı. Ne cemaatlerde ne de din görevlilerinde insanlara örnek olacak bir yaşam şekli yok artık. İbadetlerin yapılmış olması ve İslam’ın beş şartı, dinin yaşanması demek değildir. İman mı? İnanan ve kelime-i şahadet getirenleri iman sahibidir demek de,koca bir yalan.Hiç yalanlarla din yaşanır mı?
İyide miraç yapamayan müminler doldu dünyaya. Yani namazda Allahın huzurunda namazını kılan kişi arıyorum. Ayette söylendiği gibi.Bildiğiniz biri var mı?
7 / A’RAF – 206. İnnellezîne inde rabbike lâ yestekbirûne an ibadetihî ve yusebbihûnehu ve lehu yescudûn(yescudûne). (SECDE ÂYETİ)
Muhakkak ki Allah’ın katında olanlar (huzur namazı kılanlar), O’na ibadet etmekten kibirlenmezler. Ve O’nu tesbih ederler. Ve O’na secde ederler.   
Gök katına Allahın huzuruna çıkmak için kişiye gök kapısı açık olmalı her şeyden evvel.
7 / A'RAF – 40. İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne).
Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapıları açılmaz (ruhlarını hayatta iken Allah'a ulaştıramazlar). Deve (veya urgan) iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçluları) işte böyle cezalandırırız.
Bu ayeti okuyan herkez ben ayetleri yalanlamam diyecek. İyi de kardeşim neden namazda Allahın huzurunda namaz kılamıyorsun? Neden namaz senin için miraç olmuyor? Tabiî namazı kıldıran da kılan da böyle bir merakın ve ya talebin sahibi olmaz ise vazifesini yapmanın gururu ve kibiri ile kimsenin aklını beğenmeyen bir eda ile dinde kendini en önde görürse namazda bakkal, kira hesabı yapar durur. Hele imamlık müessesesi amacının dışına çıktıysa, hepten yandık demektir.
32 / SECDE – 24.Ve cealnâ minhum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû ve kânû bi âyâtinâ yûkınûn(yûkınûne).
Ve onlardan, emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık ve sabır sahibi oldukları ve âyetlerimize (Hakk'ul yakîn seviyesinde) yakîn hasıl etmiş oldukları için.
17 / İSRA – 71.Yevme ned’û kulle unâsin bi imâmihim, fe men ûtiye kitâbehû bi yemînihî fe ulâike yakreûne kitâbehum ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).
O gün bütün insanları, (Allah'ın tayin ettiği) imamları ile çağırırız. O
zaman kitabı sağdan verilen kimseler, böylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar zulmedilmez (haksızlığa uğratılmaz).
İmamı Allah tayin ediyor, biz de beğenmediğimizden veya beceriksiz biri diye görüp onu İmam olarak kabul etmiyoruz çünkü tecvidi, mahreci tam olmalı, bilmem ne kadar hadis bilmeli sünneti tam yapmalı vs.vs,diyoruz,O İmam mi’racı yapan biri olsa  Hesap günü bize şahitlik yapacak olsa da bu kibirliler için fark etmez. Çünkü ayetleri bildikleri halde bilerek inkâr eden kişilerden bahsediyorum “DİYANET TEŞKİLATINDA ARAMADIĞINIZ KADAR VAR” bu kişiler. İnanan insanların gözüne bakarak yalan söyleyen bu kişiler hala daha kendi şahsi çıkarları için siyasileri de arkalarına alarak Allahın bazı (hidayet ve teslim) ayetlerini yalanlıyor ve Allaha mülaki olmayı da reddediyorlar.
18 / KEHF - 105.Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.
Bu davranışları nedeni ile amellerinin heba olduğunun farkında değiller.Hem de Allaha mülaki olmanın (hidayetin)açıklanmasından sonra.
2 / BAKARA - 159.İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ min el beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul lâinûn(lâinûne).
İndirdiğimiz o beyyinelerden olan şeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaştırılmasını) Kitap'ta Allah insanlara açıkladıktan sonra gizleyenler (var ya), onlara, hem Allah lânet eder hem de lânet ediciler lânet eder.
Bu kibirli âlim arkadaşlar “olsun, günahlarımız kadar yanıp alnı damgalı olarak Cennete gireceğiz” derler. Koca bir kuyruklu yalan. Herkesi kendileri ile birlikte sonsuz bir azaba götürüyorlar. Bu dönemde bu Âlimlerin insanları yalan dolan ile dini bozacak olduğunu bildiği için Allah Kur’ân’da cevabı yazmış. Allah bunlara ne cevap vermiş? Bakalım:
2 / BAKARA - 80. Ve kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdeh(ma’dûdete), kul ettehaztum indallâhi ahden fe len yuhlifallâhu ahdehu(ahdehû) em tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve (o emaniyyeye tâbî olanlar): “Ateş bize ancak sayılı birkaç gün dokunacak (günahlarımız kadar yanıp cennete gireceğiz).” dediler. De ki: “Allah katından bir ahd mi edindiniz?” (Eğer böyle bir ahd, almışsanız) Allah, ahdinden asla dönmez (Allah'ın ahdinde hilâf olmaz). Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?
2 / BAKARA - 81. Belâ men kesebe seyyieten ve ehâtat bihî hatîetuhu fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Hayır, (sandığınız gibi değil) kim günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa; işte onlar, ateş halkıdır ve içinde de devamlı kalacaklardır.
Günahınız fazla ise, inandığınız için de cennete gireceğiz diye samimi olarak inanıyorsanız, gerçekte saflığınızı ölçmek çok zor. Cemaatlerden ve din görevlilerinden böyle öğrendiyseniz hem kendilerini hem de sizi çok kötü kandırmışlar.
Bakın gidenler Allahın huzurunda gittikleri zaman ne diyecekler:
14 / İBRÂHÎM – 44.Ve enzirin nâse yevme ye’tîhimul azâbu fe yekûlullezîne
zalemû rabbenâ ahhırnâ ilâ ecelin karîbin nucib da’veteke ve nettebiır rusul(rusule), e ve lem tekûnû aksemtum min kablu mâ lekum min zevâl(zevâlin).
Azabın onlara geleceği gün ile insanları uyar. O zaman zalimler şöyle diyecek: “Rabbimiz, bizi yakın bir süreye kadar tehir et (bize zaman ver). Senin davetine icabet edelim ve resûllere tâbî olalım.” Daha önce “sizin için bir zeval olmadığınayemin eden siz değil misiniz?
Demek ki sizi bu yazıda okuduğunuz gibi birileri” Allaha ölmeden ruhunuzu ulaştırmayı dileyin” demiş ki, siz davete icabet etmediğiniz takdirde bu sözü söyleyeceksiniz.
Bakın Allaha teslim olup da Allaha davet edenler var mı? Görün. Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz de davet etmiş ama sünnete tabiyiz diyenlerde de bu bilgi yok.
41 / FUSSİLET – 33.Ve men ahsenu kavlen mimmen deâ ilâllâhi ve amile sâlihan ve kâle innenî minel muslimîn(muslimîne).
Allah'a davet eden ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyen ve: “Muhakkak ki ben teslim olanlardanım.” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?
22 / HAC – 67.Li kulli ummetin cealnâ menseken hum nâsikûhu fe lâ yunâziunneke fîl emri ved’u ilâ rabbik(rabbike), inneke le alâ huden mustekîm(mustekîmin).
Ve Biz, bütün ümmetler için mensek (tek bir şeriat) tayin ettik. Onlar, onunla (o şeriatle) amel ederler (etsinler). Öyleyse emrim konusunda seninle niza etmesinler (çekişmesinler). Sen, Rabbine davet et. Muhakkak ki sen, mutlaka mustakîm (Allah'a doğru istikametlenmiş) olan hidayet üzeresin.
Tamam, “davete icabet etmek için resul de lazım” diyeceksiniz. Çünkü inadınız dini yaşamamak için binlerce bahane bulacaktır. Çünkü Allah ile kul arasına siz kimseyi sokmazsınız. Kıyamete kadar nebi resul değil ama veli resul gelecek. Ve size ayetleri anlatacak. Siz de onlar ile alay edecek kadar Allahın katında küçüleceksiniz. Din adamları size yeter diyeceksiniz. mevta olup gidince de” sizin için bir zeval olmadığınayemin eden siz değil misiniz?”(Cehennemde bir süre kalınıp Cennete geçilemediğini görünce) Allah size bu sözü söyleyecek. Mutlu musunuz söylediğiniz yalan dolanlar ile hem kendinizi hem de çevrenizdekileridünya ve ahiret hayatında huzursuz ettiğiniz için? Darvin’in dediği gibi maymun soyundansanız bu yazım sizi ilgilendirmiyor. Âdem atamızdan gelen soydan iseniz zamanın hangi diliminde olursanız olun, içinizden size ayetleri okuyan ve sizin takva sahibi olmanızı, salih amel yapmanızı sağlayan resul geldiğinde Ona müseylime(sahte peygamber) demez iseniz ve bir Allah dostu veli resul diye davetine icabet ederseniz. O zaman bu dönemin en şerlilerinde kurtulursunuz. 
7 / A'RAF – 35.Yâ benî âdeme immâ ye’tiyennekum rusulun minkum yekussûne aleykum âyâtî fe menittekâ ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Ey Âdemoğulları! Sizin içinizden, size âyetlerimi anlatan (kıssa eden) resûller geldiği zaman, bundan sonra kim takva sahibi olur ve nefsini ıslâh ederse (nefs tasfiyesi yaparsa), artık onlara korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmazlar.
BU KADAR YALAN SÖYLEYENİN ARASINDAN KİMİN DOĞRU SÖYLEDİĞİNİ MERAK EDİYORSANIZ BU AYETLERİ İYİ TETKİK EDİN UNUTMAYIN ÖBÜR TARAFTA SORUMLU OLDUĞUNUZ TEK ŞEY KUR’ANDIR.
43 / ZUHRUF – 44.Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne).
Muhakkak ki O (Kur'ân), senin için ve senin kavmin için mutlaka bir zikirdir (öğüttür). Ve siz, (Kur'ân'dan) sorumlu olacaksınız.
VE KURAN İLE HÜKÜM VERENLERİN HÜKÜMLERİNE UYUN. İMAMINIZI HACET NAMAZI İLE ALLAHDAN İSTEYİN.
BİZ KİMİN ARKASINDA NAMAZ KILACAĞIZ PEKİ.
ALLAHA EMANET OLUN.