Önceki gün... Leyla Zana, Bismil ilçesinin köylerini gezerken aynen şu ifadeyi kullandı:

- “Seçimden sonra devlet Öcalan’ı aranıza getirecek.”

Bu ifade, hiç kuşkunuz olmasın Tayyip Erdoğan’la Abdullah Öcalan arasında yapılan dolaylı müzakere ve pazarlıktaki sonucun deklarasyonudur.

Öyle ya Leyla Zana, “Devlet getirmelidir” , demiyor  “Getirecek”  diyor; yani emin olarak konuşuyor.

Bu şekilde Leyla Zana boş bulunup baklayı ağzından çıkarıyor yani yapılan gizli mutabakatı açık ediyor.

Evet, tablo aynen budur!..

Ama AKP ile BDP bu aralar kavga ediyor demeyin sakın, yaptıkları kayıkçı kavgasıdır; zira ikisinin birinci hedefi seçimden iyi sonuç almaktır.

Öyle değilse Tayyip Erdoğan çıksın ve Öcalan’a asla af yok  desin bakalım!

Diyemez; çünkü sözler verildi, mutabakat tamamdır!.

Altını çizerek emin olarak yazıyorum, seçimden sonra AKP Öcalan’a af getirecek!

Peki bu nasıl mı olacak?

Üç gün önce onu da yazdık: Önce Güneydoğu’da intifada  ve açık bir  isyan tezgahı devreye sokulacak ve uç verecek  olaylardan sonra Erdoğan  güya olayları ve bölünmeyi önleme adına Öcalan’ı salıverecek.

Tabii bunu yaparken de  güya tepkileri önleme adına Ergenekon ve Balyoz tutuklularını da aynı kapsama sokacak yani topyekün bir  genel af ilanı söz konusu.

Aslında Balyoz davasında  tutuklamaların ısrarla sürdürülmesi, Öcalan için çıkarılacak bir genel affa zemin hazırlamak yani affa askeri de muhtaç etmek içindir.

Erdoğan’ın nihai hedefi ise yeni Anayasa ile Başkan olmak ve yeni idari düzenlemeler başlığı ile ülkeyi eyaletlere bölmektir.

Önemli not: Ne yazdıysak o... Açın bakın arşivimde göreceksiniz!... Kastamonu’da yapılan PKK saldırısı olayı ile ilgili olarak seçimden tam üç gün önce bir PKK’lı güya teslim olmuş... Haydaaaaa!.. Tiyatronun devamını bekleyin, bakalım o PKK’lı  neleri  itiraf edecek?.. Göreceksiniz son gün o teröriste acaip  şeyler söyletilip olmadık pislikler saçılacak!.. Kısacası tezgah büyük!.. Yahu siz âlemi kör, milleti sersem mi sanıyorsunuz?



SUSMANIN SEBEBİ!

ABD, AKP derken Tayyip susuyor!

The Economist CHP deyince Tayyip Erdoğan hemen dış güçler edebiyatını yapıp istismarlara kalkıştı.

The Economist, sonuçta sadece haftalık bir siyasi dergidir ve aynı organ mesela 2007 seçimlerinde AKP’ye oy verin de demişti.

İlginçtir; Tayyip Erdoğan 2007’de sustu ama bugün bu yayın organı CHP deyince anında dış güçler mugalatasını yapmaya başladı.

Ve gelelim ABD ’li diplomatın önceki gün Zonguldak’ta ettiği söze:

Adı: Laure de Otalvaro.

ABD Ankara Büyükelçiliğinde siyasi diplomat.

Otalvaro, Zonguldak’ta açıktan AKP kazanacak diyerek net  bir tutum alıyor..

Otalvaro bir gazeteci değil, ABD’yi temsil eden bir diplomat ve söyledikleri ülkesini bağlıyor. Bu ifadenin net tercümesi, ABD’nin AKP lehinde açık tavır alması ve bunu ifade etmesidir.

Tam bu noktada soralım, The Economist gibi bir gazete ya da derginin CHP demesi dış güçlerin CHP’ye  desteği oluyor da ABD’nin devlet olarak tutumunu ilan etmesi ne oluyor acaba?

Cevap ver Tayyip Erdoğan; niye susuyorsun?

İşte sen kimsin ve dış güçler kiminle beraber açık seçik ortada değil mi?

Hayret Kılıçdaroğlu ile  Bahçeli bu demeci niye  dillendirip Erdoğan’ı topa tutmazlar?



AZMETTİREN BELLİ

Ayhan Çarkın’ı kim konuşturuyor?

Seçime birkaç gün var; Susurlukçu Ayhan Çarkın medyada.

Hatırlayın bu tuhaf adam referandum sürecinde de piyasadaydı.

Tezgah net; bu Çarkın olayı bir proje ve seçim öncesi  AKP’ye siyasi katkı adına konuşuyor.

Ayhan Çarkın aslında Çiller DP’nin başına geçse, faili meçhuller diye ona karşı kullanılacaktı ama Tansu Hanım  bunu gördüğü için aday olamadı ve Çarkın elde kaldı.

Düşündüler taşındılar, seçime bir hafta kala zihin bulandırma adına yine de Çarkın’ı piyasa sürdüler.

Dahası, inandırıcı olsun diye de tutuklandı.

Bakın buraya not düşüyorum; hemen seçim sonrasında Ayhan Çarkın serbest bırakılacak; zira Çarkın malum siyasi odaklarla bir anlaşma yapmasa, kendini ihbar edecek kadar salak değil.

Tezgaha  bakar mısınız?



ŞANTAJLAR-TEHDİTLER

Mumcu’nun önüne dosya koyan AKP’li ve Gül

Erkan Mumcu’nun önüne 367 sürecinde ve DYP ile seçim ittifakında bir dosya konduğunu biz de biliyoruz.

Nereden mi?

Erkan Mumcu’dan!

Mumcu önceki gece TRT’de kendini hedef alan Ekrem Dumanlı’ya telefonla bağlanarak, bana Meclis’e girmemek için değil, girmem için şantaj ve tehditler yapıldı dedi.

Evet, eski bir siyasetçi ve bakan iktidar tarafından  tehdit edildiğini açıktan duyururken, yandaş güruh tam tersini ispata uğraşıyor ki amaçları malum seçim öncesi yine mağduriyet  devşirmektir..

Bu arada Çankaya mukimi Abdullah Gül’ün bu çirkin tezgaha  yanlı olarak balıklama atlaması  ise tam bir garabettir.

Soruyorum; bu Abdullah Gül Cumhurbaşkanı mı yoksa AKP  militanı mı?!!



YSK’NİN TUTUMU

Ulusal Kanal’a faşizan karartma ve YSK

Ulusal Kanal seçim öncesi üç gece  susturuldu!

Niye mi?

AKP’nin hoşuna gitmeyen yayını yaptığı için!

AKP’lilerin atadığı RTÜK talep etti, YSK da evet dedi!

Görüyorsunuz,  onlarca yandaş kanal AKP diye yırtınırken  bağımsız yayın yapan  tek bir kanala bile tahammül edemiyorlar.

Merak ediyorum, Ulusal Kanal’a seçim öncesi  karartma getirenler  STV’yi, Kanal 24’ü, Kanal 7’yi, TGRT’yi, Beyaz TV’yi ve benzerlerini görmüyorlar mı?

Bırakın onları TRT’yi izlemiyorlar mı, oradaki yandaş yorumcuları görmüyorlar mı?

YSK, siyasi kimliği malum olan RTÜK’ün ardına takılarak infaz yapmamalıdır.YSK’ya kararını gözden geçirmesini  öneriyoruz....Bakalım PKK, pardon BDP’lilere hoş görünmek için karar değişikliğine giden YSK, Ulusal Kanal kararına yapılacak olan itiraza nasıl tutum alacak?





- - - - -