Yeni AK Partisi hükümeti, ayağının tozuyla kazanılmış hakkımız kıdem tazminatını ortadan kaldırmak istiyor. Ayrıca Torba Yasası’nda eksik bıraktığı, işçi haklarını ortadan kaldıran, esnek çalışmayı kanunileştiren yasaları da yapmak istiyor.
       İşçilerin kıdem tazminatı hakkını “devlet denetiminde oluşturulacak fona” aktarılmak istenmesi kazanılmış hakkın sermayenin ihtiyaçlarına uygun bir biçimde yağmalanmaya açık hale getirilmesi demektir. Daha önce çıkarılan İşsizlik Fonu, konut fonu gibi sermayenin hem bir hakkı gasp edip hem de biriken paradan pervasızca yararlanacağı bir fon olacağı deneyimlerimizle sabittir. Kıdem tazminatına el uzatanlar aynı zihniyetle hareket ediyor. Bu fon sermayenin doğrudan yağmalamasına açık olacak, hükümetler tarafından sermayeye ucuz kredi olarak aktarılmasından başka bir sonuç yaratmayacaktır.
      Yıllardır TÜSİAD'ın, MESS'in ısrarla kaldırılmasını talep ettiği, bu kazanılmış tarihsel hakkı ortadan kaldırmaya göz diktiği kıdem tazminatı, sermaye bakımından her zaman bir “işletmeler üzerinde bir yük” olarak görüldü. AK Partisi'de hükümet programına sermayenin bu anlayını karşılayacak bir biçimde kıdem tazminatının “işletmeler üzerinde ödeme baskısı” oluşturduğu teranelerini tekrarlıyor. Gerçekte ise işçi, kıdem tazminatının değerini kendisi yaratmaktadır.      Patronların bu değeri yaratmasında hiç bir katkısı yoktur. Bu iddianın ardına sığınanlar yalan söylemektedir.
 Hükümet, esnek çalışmayı yasaklayacağına yasalaştırıyor. Esnek çalışma biçimleri olan, yarı zamanlı işçiliğin, evde çalışmanın, çağrı üzerine çalışmanın yaygınlaştırılmasını kolaylaştıran maddeleri hükümet programına yerleştiriyor. Esnek çalışma biçimlerinin yasalaşması ile birlikte güvencesiz çalışmayı yasalaştırmak istiyor.
       AK Partisinin hazırlayacağı yeni anayasanın işçi emekçi düşmanı niteliğini hükümet programında görülüyor. İşçi sınıfının bugün duyduğu temel ihtiyaç, esnek çalışma sömürüsüne son verilmesi, iş güvencesi, işten atmanın yasaklanması, haftada 35 saat tam ücret karşılığı çalışma, grev hakkının kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılması, sınırsız grev özgürlüğünün sağlanması, sendikalaşmanın önündeki engellerin, barajların, noter şartının kaldırılmasıdır. İşçi sınıfının özgür toplu sözleşme, sendikalaşma, ve grev haklarının eksiksiz tanınmasıdır. İşçi sınıfını haklarını güvencelemeyen, üretim sürecindeki değişimleri işçilerin çıkarlarını esas alacak bir şekilde düzenlenmeyen hiçbir anayasa demokratik olamaz.
      Kıdem tazminatı hakkına ve esnek çalışma sömürüsünün yasalaştırılmasına karşı tek yol, tabanda örgütlenerek genel grevi hazırlanmaktır.
      Sendikal örgütlülükler başta olmak üzere işçi sınıfını ve emekçilerden yana olan tüm örgütlülükler vakit geçirmeden, tabanda örgütlenerek haklarına sahip çıkmaya ve haklarını savunmak için birleşik mücadele yol ve yöntemlerini aramaya başlamalıdır.