Başbakanımız her mitinginde “et tekrar-u ahsen velev kane yüzseksen” diyor... Bi şeyi kırk kere söylersen olur’un Arapça meali, yüzseksen kere tekrarla jetonları anca düşer yani.

*
Büyük sözü dinleyelim.
Taa geçen sene yazdığımızı...
Tekrar yazalım.
*
Ecevit hastaydı, yürüyemiyor, bırakmıyordu, İsmail Cem ile Hüsamettin Özkan gidişatı değiştirmek için ayrıldı, yeni parti kurdu, sol için umut oldu... O da ne? ABD’den gelen arkadaş “ben de varım” dedi, işin içine girdi, n’oluyo demeye kalmadan, “ben artık yokum” dedi, çarşı karıştı tabii, satan satana, lider adayı İsmail Cem aniden bertaraf oldu.

Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu, ortak oldu, barajı geçmelerine kesin gözüyle bakılıyordu, tarih başka akacaktı, bi katakulli, darmadağın, ikisi de tasfiye oldu.

Cem Uzan, parti kurdu, bismillah, üç ayda langırt diye yüzde yedi’yi geçti, faktör oldu... Ve, hızar çalıştı, onu da biçti.
Tuncay Özkan, partisi marjinaldi ama, milyonları sokağa dökmeyi başarıyordu, doooğru Silivri’ye... Doğu Perinçek, milyonları sokağa dökemiyordu ama, ne diyecek diye milyonlar onun ağzına bakıyordu, takır takır anlatıyordu çünkü... Paket, Tuncay’ın yanına.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düştü. Herkes dinleniyor, herkesin o anda nerede olduğu biliniyor, kokpitteki gazetecinin imdat çığlıkları canlı yayında, köylüler düşse düşse şuraya düşmüştür diyor, nafile, öldüğünden emin olunana kadar kıç kadar arazide bulunamadı.

Deniz Baykal’a komplo; cezaevine gönderilemediği için evine gönderildi.

Açın haritayı... Tanganika’dan Yeni Zelanda’ya, Güney Afrika’dan Norveç’e kadar, son 8-9 senesindeki siyaset sahnesinde, bu kadar “tesadüf”ü olan bi başka ülke gösterebilir mi kimse?

Sağcı-solcu olmaya gerek yok.

Bakarkör olmak yeterlidir.

Sıradaki hedef...

Devlet Bahçeli’dir.

*
Tekrar yazayım mı?
Yoksa, zihinlerde ampul yanması için, yurtdışından çakma isimle internet sitesi ayarlayıp, bi de ordan mı yazayım?