Sahi nedir Milliyetçilik?
Parmakla bozkurt işareti yapmayı vatanseverlik diye satmak ve bin yıllık Türk yurdu Anadolu’nun tarumar edilmesine seyirci olmak mı?
T.C. amblemleri devletten indirilirken susmak ve Türk bayrakları yakılırken oralı olmamak mı?
Türk Ordusunun başına çuval geçirilirken pısmak ve yine TSK’ya kurulan Ergenekon ile Balyoz tertiplerine omuz vermek mi?
Yoksa BOP Eşbakanıyım diyen Tayyip Erdoğan için, “Ona bir şey olur sağlığı bozulur ise Türkiye batar” demek ya da MHP’lilere kaset tezgâhı kuran emperyal F tipi çeteye omuz vermek mi?
Diyeceksiniz ki elbette bunların hiçbiri Milliyetçilik olamaz!
İyi de Bahçeli ile avanesi değil midir bütün bunları yapan?
Cevap arıyorum, Milliyetçilik Amerikancılık, NATO’culuk ve AB’cilik midir?
Değilse Bahçeli niye AB’nin dayattıklarını bir bir imzaladı?
Neden ABD askeri İncirlik’te yılbaşı gecesi postalla cami basıp Kur’an’ı tekmelerken ülkücülerin gösteri yapıp buna tepki koymasını engelledi?
Niçin şanlı bayrağımız yakılırken ülkücülerin ona sahiplenmesine hayır dedi ve bayrak mitingleri yaptırmadı?
Oysa bakın TGB yani Türkiye Gençlik Birliğinin yaptıkları ortadadır.
ABD, Türk Ordusunun başına çuval geçirirken TGB karşılık verir, PKK bayrağımızı yakarken TGB sokağa inip bayrağa sahiplenir, Amerikan askeri cami basıp Kur’an’ı çiğner TGB ertesi gün yine meydana inip bu zillete başkaldırır.
Söyleyin milliyetçi ya da vatansever olan kimdir, Bahçeli mi TGB mi?
Milliyetçilik değer ve mazi istismarcılığı değil, ona eylemle sahiplenmektir ki bunu yaptığı ortada değil mi?
FUAT AVNİ, ÖRGÜTÜN İSPATIDIR!
Nerede ise gün aşırı şöyle bir haberle karşılaşıyoruz:
-”Fuat Avni yine bildi.”
Peki kimdir bu Fuat Avni?
Sanal medyaya olacakları önceden sızdıran meçhul bir isim!
Doğruya doğru Fuat Avni gerçekten de olacakları önceden biliyor. Mesela yapılacak bütün operasyonları olmadan kamuoyuna açıklıyor!
Gelelim bunun perde arkasına:
Fuat Avni’nin tek bir şahıs değil, eşittir F Tipi cemaat olduğu artık aşikardır.
Peki bunun okuması mı?
Fuat Avni aslında örgütün varlığının ispatıdır.
Öyle çünkü yapılamayan bir operasyonu önceden bilmek ve bunu devlete rağmen önceden duyurmanın başka izahı olamaz.
Namuslu ve vatansever savcılar sadece bu Fuat Avni argümanı ile bile örgüt davası açıp Emniyet ve Yargıdaki haşhaşileri topyekün ihraç yolunu açabilir… Bekliyoruz…
BUNLAR FETHULLAH’IN İDRİSLERİ!
İslam inancında İdris Aleyhisselam zorda olana yetişen Peygamberdir.
Bu bakıştan hareketle Türkiye’nin bu iktidardan kurtarılması için gerçekten İdris Peygamberi çağrıştıran temiz isimlere ihtiyacı var.
Ancak bizim beklediğimiz İdris gerçekten İdris Peygamberi çağrıştırmalı ve milli olmalı, emperyal kukla olmamalıdır.
Oysa bugün AKP’den kurtulma ve yeni parti kurma adına adı zikredilen iki İdris’in durumu tartışmalıdır.
Şahsi menfi özellik olarak değil ama iki İdris için de söylenen emperyal Cemaatin gemisinde olduklarıdır.
Söylenen Cemaatin bu iki İdris’i kullandığıdır…
Özellikle İdris Naim Şahin’e PKK’ya takındığı yiğit tavrından ve Tayyip’e meydan okumasından ötürü büyük saygım var ama ne olur Fethullah’a teslim olup kul olmasınlar!
DERSİM ÖZRÜ ATATÜRK’E SÖVGÜDÜR!
Bir kere daha Y-CHP, Tayyip Erdoğan ve emperyallerle kol kola girdi.
Önceki akşam CNN Türk’te dilenen özürün anlamı budur.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye ikinci adam yaptığı TR-705 kodlu Stratfor elemanı Sezgin Tanrıkulu’nun özrü bu anlama gelmektedir.
Evet Dersim özrü Atatürk’e sövgüdür ve onu aşağılayıp mahkûm etmek adına gündemdedir.
Defalarca yazdık, Dersim’de olanlar emperyallerin kışkırtması ile devlete isyan eden feodalitenin yeni kurulan devlet tarafından kanun çizgisine çekilmesidir.
Ortada sistematik bir Alevi karşıtlığı yoktur zira böyle bir şey olsaydı diğer bölgelerdeki Alevilere de aynı şey olurdu… Ayrıca Aleviler Cumhuriyet ve Atatürk sayesinde birinci sınıf vatandaş olmuştur ki bunu Alevi canlar da bilip takdir ediyor.
Sezgin Tanrıkulu gibi alevi olmayan bir PKK sempatizanının Dersim istismarı yapması gerçek amacı yani Türkiye’nin çimentosu olan Alevileri saflarına çekme projesinin ispatıdır.
Kuşkusuz Kılıçdaroğlu’nun Tanrıkulu tarafından böyle bir ifadenin sarf edileceğinden önceden haberi ve onayı vardı ve danışıklılık söz konusudur… Benin anlamadığım çok saygı duyduğum ve yakından tanıdığım Tuncer Kılıç Paşa’nın Atatürk’e örtülü olarak katil diyenlerin emrine girme garabetidir…