MagnaCarta (Büyük Ferman 1215) öncesindeki bir dizi mücadelelerin sonucu olarak İngiltere Kralının yetkilerinin sınırlandırılması ile başlayan egemenliğin yazılı metinlerdeki kaidelere uygun olarak kullanılması fikriyatı egemenliğin kaynağının “tanrılardan –gökyüzünden-  yere indirilmesi tarihinde en önemli kilometre taşlarından biridir.
 
Ülkemiz tarihselliğinde 2. Meşrutiyet’in ilamından sonra ete kemiğe bürünen egemenliğin kaynağının “Bila kaydı şart Milletin” olması düşüncesi 1920’nin işgal koşullarına karşı duruşu sergilemek için Ankara da toplanan “Büyük Millet Meclisi” binası genel kurul salonu başkanlık divanı kürsüsü üzerindeki duvara yazılması “hakk-ı hâkimiyetten” milletin hâkimiyetine geçişi simgeleyen büyük bir dönüşümdür.
 
      “Çocuk Bayramı” retoriğiyle içinin boşaltılması bir yana 94 yıldır çocuk istismarı başta olmak üzere çocukların yaşadığıağır sorunlar, okulda, sokakta, hatta çalışırken karşı karşıya kaldığı tehlikeleri önlemek bir yana artıranların “dünyanın tek çocuk bayramı bizde” böbürlenmesini anlamlandırmakta güçlük çekiyorum.
 
      Ülkemiz sermayedarları ve onların siyasi temsilcisi olan iktidarlar çocuklarımıza, sosyal devletin tümüyle ortadan kalktığı, eğitimin, sağlığın özelleştirildiği, toplumun büyük çoğunluğunun açlık sınırının altında yaşadığı, çocuk işçiliğinin, çocuk gelinlerinher geçen gün arttığı, yoksulluk ve geleceksizlik kıskacına alınmış bir gelecek vaat etmektedir. Bugünün Türkiye’sinin yaşadığı sorunları çözme yönünde adım atılmadan çocuklarımıza aydınlık ve güvenli bir gelecek bırakmamız mümkün değildir. 
 
Siyasi iktidarlar çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak için gerekli düzenlemeleri yapmak yerine, uyguladıkları “sermaye odaklı” yoksulluk politikaları nedeniyle her yıl binlerce çocuğu eğitimden kopararak, çalışmak zorunda bırakmaktadır. Çocuk işçiliğinin her geçen yıl artması, eğitim alması gereken binlerce çocuğun eğitimin dışına zorla itilmesinin hiçbir insani açıklaması yoktur. 
 
Üzerine lavabo düşmesi sonucunda yaşamını yitiren Efe Boz`un ölümünden tutunda 14 yaşındaki Berkin Elvan’a Ceylan Önkol’undan Kızıltepe de babasıyla birlikte katledilen Uğur Kaymaz’a yüzlerce çocuğumuzun ölümüne seyirci kalan engelleyecek hiçbir tedbir alınmayansiyasal iktidarların “çocuk bayramı” kutlaması hiç inandırıcı ghelmemektedir. 
 
Bugünün Türkiye`sinde eğitimin giderek daha fazla oranda paralı hale getirilmesi, çocuk işçiliğinin ve okul çağındaki çocukların güvencesiz koşullarda çalışmak zorunda bırakılması, çocuk gelin sorunun derinleşmesi vb gibi pek çok sorun 23 Nisan`ın gerçek anlamıyla çocukların bayramı olarak kutlanmasını zorlaştırmaktadır. 
 
Ülkemizin dünyada çocuklara bayram hediye eden tek ülke olduğunu övünerek, hem ülkemiz çocukları için yapamadıklarını örtmeyi hem de egemenliğin millet iradesine geçmesinin tarihsel önemini muğlaklaştırmayıhedefleyenler kendilerini kandırmaktadır. Genel akım medya eliyle “3 dakikalık koltuk değiştirme seremonileriniballandıra ballandıra” servis edilen ve çocuklara karşı görevini yapmayanların timsah gözyaşlarınısergileyen görüntülerle “demokrasi yanılsaması” yaratma gayretinde olanlar 21 yüz yıl gerçekliğinden bihaber olanlardır.
 
 
 
       Sözün özü özeti; çocukların yaşadıkları sorunlara çözüm üretmeden, onlara sağlıklı ve umut dolu bir gelecek hazırlamak için gerekli olan somut adımları atmadan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın gerçek anlamıyla bir bayram olarak kutlamak mümkün değildir. 
 
Tüm çocukların, aileleri ile birlikte yaşama, eğitim ve sağlık hakkından eşit koşullarda yararlandığı, çocukların çocukluğunu çocukken yaşadığı; barış, kardeşlik ve dayanışma duygularıyla güvenli bir ortamda yetişip, gelecek kaygısı duymayacağı bir ülkede kimliğinden, inancından dolayı yok ve hor görülmeyeceği bir yönetim anlayışıyla yani gerçek hakimiyet-i milliye kaidelerinin geçerli olduğu demokratik bir cumhuriyette 23 Nisanlar gerçek anlamıyla kutlana bilecektir.
 
Yaşanan onca olumsuzluklara, sorunlara rağmen başta tüm çocukların, her yaşta çocuk kalanların ve sevgili öğrencilerimizin “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken “milletin egemenliğini” kavramına gereken önemin ve hassasiyetin verilmesini temenni ederim.