8 Mart emekçi kadınlar günü münasebeti ile önceki gün basın toplantısı düzenleyerek açıklama yapan Niğde Barosu Kadın Hakları Komisyon Koordinatörü Av. Özlem Sırakaya; “ bu gün hakketiği yerde olmayan Türk kadını cinsiyet ayrımı yapılmaksızın her konuda eşit olmalıdır dedi.

  

Sırakaya açıklamasına şöyle devam etti; “Tüm dünya çapında Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanan 8 Mart’ı Türkiye 1921 yılından bu yana Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlamaktadır.

 

Esasında bir temsil mahiyetinde olan bu özel gün, kadınlarımızın daha eşit, daha iyileştirilmiş sosyal ve ekonomik koşullarda ve daha huzurlu bir hayatta yaşama isteklerinin dile getirildiği özel bir gündür.

 

Fakat acaba 1921 yılından bu yana kadınlarımız olması gereken ve yasa ve anayasalarla güvence altına da alınması gereken bu haklı isteklerine bu gün ne kadar kavuşturulmuştur? İnancımız gereği kutsal kabul edilen kadınlarımız, annelerimiz bugün hak ettiği huzurlu hayatlara kavuşabilmiş, hak ettikleri değeri görebilmişler midir? Örneğin toplumumuzun belki nüfus itibariyle yarıdan fazlasını oluşturan kadınlarımız bugün siyasi hayatta, yeterince temsil edilebilmekteler mi?

Siyasi arenada olması gerektiği kadar söz sahibi midirler? Çalışmak isteyen kadınlarımız yeterince iş imkanlarına kavuşmuş mudur? Kısacası Türk kadını bugün olması gerektiği yerde midir? Yaratılmış en şerefli varlık olan insan, kadın ve erkekten oluşur.

 

Bizlerin kadın olarak beklentimiz, ayrıcalıklı üstün haklara sahip olmak değil, insan olarak cinsiyet ayrımcılığı yapılmadan hepimizin insan olmasından kaynaklı haklarımızın eşit olarak tarafımıza teslim edilmesi ve bunun da uygulamada işlerlik kazandırılmasıdır. Yoksa bir günü, temsilen kadınlar günü olarak kutlamak, kadınlarımızın insan olmalarından kaynaklı haklarını kendilerine teslim etmek için yeterli olmayacaktır.

 

Kadınların hak alma mücadelesi, maalesef dünyada, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin  sorunu olmaya halen devam etmektedir.Çünkü gelişme düzeyinin en önemli göstergesi kadının saygınlığı ve yönetim ve üretimdeki yeridir.Oysa Türkiye’de, çıkan yasalara rağmen, seni beni doğuran kadınlarımız, halen sokak ortasında cinayete kurban gitmekte, kadın ve kız çocuklarının istismarları halen devam etmektedir.Halbuki kadına demedik mi Sultan, Gül, isim verirken demedik mi ona Nur, kadın değil miydi Canan, Melek olan..İçimizdeki özlem, kavuşmak istediğimiz sevgilimiz?Kutsal değil miydi kadınlarımız?Değil miydi onlar varlık sebebimiz?Gün oldu cenneti gördük gözlerinde, gün oldu teselli bulduk tek bir sözünde.Kadınlarımızın bu haklı mücadelesi, sadece kadınların kendi sorunu değil, tüm insanlığın sorunudur.

 

Bu kapsamda, her ne kadar adı Dünya Emekçi Kadınlar Günü olsa da, onurlu yaşayan her kadının zaten bir emekçi olduğunu, kadın olmanın emek vermekle eşdeğer olduğunu, zira hangimizin üzerinde bir kadının emeğinin olmadığının farkındalığı ile tüm Türk ve Dünya kadınlarının, kadınlar gününü kutluyorum.”

 

Editör: TE Bilişim