Kemal Sadık Gökçelidiye ifade edince sevenlerinin *Yaşar Kemal diye yazınca tüm dünyanın yakından tanıdığı, edebiyatla ilgilensin veya ilgilenmesin hemen herkesin bildiği bu toprakların Çağdaş Homeros’u ünvanlını yaşarken yapıtlarıyla elde etmiş, dünya üzerinde romanları 40 tan fazla dile çevrilmiş yazarımız duayenimiz Yaşar Kemal 5 gündür hastanende yaşam mücadelesi veriyor.
 
      Gönülden acil şifa dileklerimiz, geçmiş olsun temennilerimiz yıldızlara ulaşacak denli çok olsa da edebiyatımızın yaşayan en büyük çınarı son yolculuğuna çıkmak üzere olduğu gelen haberler arasında. Sevenlerinin gözü kulağı İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nden gelecek olumlu, olumsuz haberlere kilitlenmiş duruda.
 
    Roman bir laboratuvar değildir. Her yönüyle insan gerçeğine biraz daha, biraz daha ulaşabilmektir” diyen Yaşar Kemal’i okumayı sökmeden çocuk yaşta ağabeyim Gürsel Özkan’ın okuduğu romanlarını “arkası yarın” tadında “mahallenin bebelerine” okuma bilenlerden 10 kuruş, benim gibi bilmeyenlerden 5 kuruş alarak yaptığı nefis anlatılarla tanıdım. Okumayı sökünce ilk elde elime tutuşturduğu “Teneke” hikâyesiyle başlayan Yaşar Kemal okumalarım basılı ve yayınlanmış tüm eserlerini kişisel kitaplığımda bulundurma boyutuna varacak denli büyük olmasının temelinde de ağabeyimin anlatılarının etkisi büyüktür.
 
       Biliyorum ki, 92 yıllık bu ‘koca çınarın’ iyilik haberini sadece yakınları, dostları, okurları değil; kendisine has bir üslupla dil ve ruh kazandırıp, tüm olup bitenlerin canlı bir parçası haline getirdiği doğa da dört gözle bekliyor. 
 
      Ezilen insanlığın akıl almaz acılarını, bu acılarla yan yana duran sevinçlerini, umutlarını, özlem ve beklentilerini yaşamın bağrından bulup çıkararak topluma armağan eden Yaşar Kemal, bir kuşağın da son halkalarından biri. Ömrünün artık 100’lere merdiven dayadığı anlarında bile kalemindeki arayışı en genç haliyle sürdüren, o eski yazarlar halkasıyla bugün ve geleceğin yazarlarına yürüyecekleri yol için güzergâh belirleme sorumluluğuyla yeni eserler bırakan Kemal, bu gençlik ruhu ve gücüyle ölüme de meydan okumaya devam ediyor ümit ederim okumaya da devam edecek. 
 
      Yokluk ve yoksulluğun her rengini, kokusunu, soluğunu yürek tellerimizde duyumsatan; doğayı, insan ve toplumun ayrılmaz bir parçası kılarak kahramanlaştıran; sıradan ve alışılmış görülerek kanıksanan her durumun içindeki olağanüstülükleri, ille de devindirici dinamikleri tasvir gücüyle gerçek anlamlarına kavuşturan Yaşar Kemal’in, yerel olanı insanlığın evrensel sorunlarıyla birleştirerek ölümsüzleştiren ve her dilde okunur kılan o Homeros kalemiyle yaşama bir kez daha tutunmasını tüm yüreğimle umut ediyorum.
 
      Okuduğum her roman ya da hikâyesinden sonra başka bir insan olduğumu, başka arayışlara yöneldiğimi, başka anlamlarla buluştuğumu duyumsadığım dünya yazın sanatının büyük ustası Yaşar Kemal, romanlarıyla, hikâyeleriyle, röportajlarıyla, makaleleriyle bize bıraktığı tüm yazılı eserleriyle dünya insanlığıyla beraber olmaya devam edecek
 
     “ Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım” Diyerek siyasal duruşunu net olarak belirten Yaşar Kemal 17 yaşından bu yana sosyalist mücadelenin içinde örgütlü olarak yer alan nadir aydın sanatçı kuşağının temsilcisidir.
 
      1962 yılında Türkiye İşçi Partisi üyesi olarak başladığı örgütlü sosyalist yaşamına 1969 yılı sonunda partinin Sovyetçi politikalarını “Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım” diye eleştirerek istifa etmiş, sosyalist bir aydın olarak uzun yıllar barış, demokrasi ve insan hakları konularında kesintisiz ve her koşulda mücadele vermiştir.

       Yaşar Kemal “tüm edebi çalışmalarım, sanatım proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu”söyleye bilen, halk ozanı “degbej” geleneğinden beslenip evrensel anlatı yapa bilen,  kendine has doğa ve insan anlatımıyla dünya edebiyatın zirvelerine çıkmış bu büyük ozanımıza yazımın başında belirtiğim acil şifa dileklerimi bir kez daha ileterek, ailesine yakınlarına,  tüm sevenlerine ve okurlarına geçmiş olsun dileklerimi sunarım.