Hrant Dink’in, gazetesi önünde arkasından kurşunlatılarak katledilmesinin üzerinden tam sekiz yıl geçti.  Yakınlarının, sevenlerinin, yoldaşlarının ve Ermeni cemaatinin adalet beklentisiyle geçirdiği koca bir sekiz yıl! Evet, 2007’den 2015’e, adalet beklentisi ve talebiyle geçen koca bir sekiz yıl. Ama sadece bu kadar değil; 1915’ten bugüne, aynı beklenti ve taleple geçen bir yüz yıl daha var geride. Kuru rakamlar değil bunlar; rakamların ardında yaşam ve ölüm var; yitişler ve dirilişler var; fikir var, mücadele var, acı ve umut var…
 
       Hrant Dink katledilişinin 8. yılında Ailesi, Dostları ve Sevenleri tarafından her zaman olduğu gibi vurulduğu yer olan Agos Gazetesi önünde“Yüzleşin; Hrant’la soykırımla” şiarıyla anılacak. 9 Ocak 2007 tarihinde egemen tekçi zihniyetin eli kanlı tetikçileri tarafından katledilen Ermeni Gazeteci Hrant Dink yaşamı boyu ermeni halkının bu coğrafyanın asli unsuru olduğunu savunmuş kardeşçe bir arada acılarımızla yüzleşerek birlikte ve ötekileştirmeden yaşamın mümkün olduğunu savunmuş, mücadele etmiş bu nedenle egemenler tarafından hedef gösterilerek haince öldürülmüştür.
 
       Tekçi egemen zihniyetin ve devlet yapısının  katliamın baş sorumlusu olduğu 8. yıldır yaşanan süreçle artık gün yüzüne çıkmıştır. Siyasal iktidarın atadığı bürokratlar 8. yıldır Hrant’in katillerini koruyup kolluyor. Patronlar ve yolsuzluk yapan siyasiler için hızlıca işletilen günümüz adalet mekanizması söz konusu  ilerici, yurtsever, demokrat ve devrimciler olunca nedense işlemiyor. Sürekli zamana yayılarak adalet bekleyenlerin umudunu ve tepkilerinin sönümleşmesi isteniyor.
 
       Bu yıl ki  anma “Yüzleşin; Hrant’la soykırımla” şiarıyla gerçekleştirilecek.”Hrant’ın Arkadaşları” tarafından yapılan anma çağrısında  19 Ocak günü saat13.30’da Taksim’de buluşularak Hrant’ın vurulduğu yer olan Osmanbey’deki Agos gazetesi binası önüne yürüneceği, Osmanbey’deki anma programının ise saat 15.00’te başlatılacağı duyuruldu.
 
       Bundan sekiz yıl önce, ilk gençliğinden öldürüldüğü 19 Ocak 2007 tarihine kadar kardeşçe bir arada yaşama idealini savunan gazeteci yazar aydın bir insanı aramızdan aldılar. O insanın inandıkları ve değiştirmek istedikleri vardı. Omuzlarında dünün yükü, dağarcığında bu toprakların hikâyeleri, dilinde asırların imbiğinden süzüp kendinin kıldığı yeni bir lügat vardı. Kökünü geçmişe derin salmış, Fırat’ın suyuyla beslediği dallarını geleceğin umutlu bilinmezliğine uzatmış bir fidandı.
 
       Malatya da dünyaya gözünü açmış bir Ermeni’ydi. Türkiyeliydi. Bu topraklarda yetişen diğer aydınlar gibi türlü dertlerin dertlisiydi ama o geleceğe umutla bakıyordu. Kendi sıkıntılarını dertlerini bir yana bırakıp halkının bu topraklardaki diğer halkların dertleriyle hemhal olmayı seçmişti. Hem de dünya üzerindeki her hangi bir ülkeye yerleşip düşün ve yazın yeteneğini kullanarak rahat bir yaşamı örmesi her an mümkünken yapmıştı bu tecihini.    
       1915’te yaşanan büyük felaketin, yaşadığımız ülkenin insansızlaştırılması, medeniyetsizleştirilmesi anlamına geldiği bilinciyle, geçmişten nefret değil, ortak bir geleceğe, bir arada yaşama dair mücadele azmi devşiriyordu. İnkârı ikrarla değil idrakla aşabiliriz diyor; bizleri sadece demokrasinin, sadece yurttaşlığın bir arada tutacağına inançla, kendisi için istediği her ne ise onu herkes için istiyordu.
 
    19 Ocak 2015, Hrant Dink’in sekizinci ölüm yıldönümü. Ve fakat aynı zamanda, İstanbul’dan Ermeni aydınlarının sonu ölümle biten yolculuğa çıkarıldığı 24 Nisan 1915’in yüzüncü yıldönümünün de başlangıcı. 1915, Anadolu Ermenilerinin, bazı bölgelerde Süryani-Asurî-Keldani komşularıyla birlikte yok edildiği tarih olarak da bilinçlerimizdeki yerini korumakta. 
 
        Cizre de çocuk ölümleriyle ve Charlie Hebdo katliamı kâbusuyla gözümüzü açtığımız 2015 yılının geçmişteki acılarımızı da unutturacak, yüreğimizi burkan başka acılara vesile olmaması için bu yılki anmalara “Harat’ın Arkadaşları”nın çağrısına uyarak olabilecek en büyük kitlesellikle İstanbul başta olmak üzere tüm illerde alanlara çıkıp, Türkiye’de ve Avrupa’da, Ortadoğu ve Kafkasya’da, tüm dünyada,  komşularımızla barış içinde bir arada yaşamak için Hepimiz Hrant’tız; Hepimiz kardeşiz şiarını  yükseltme, egemen tekçi devlet zihniyetini teşhir etmeliyiz. Etmeliyiz ki 2015 de ve sonrasında bu türden büyük acılar yaşamayalım.