İmralı’daki (AB)(D)ullah Öcalan belki hayatının en rahat dönemini AKP iktidarı sayesinde yaşamaktadır. İmralı onun için cezasını çekme yeri değil, Türk milletine ceza kesmesi için her türlü ortamın hazırlandığı mekân olmuştur. 56.Hükümet zamanı 16 Şubat tarihinde İmralı’ya konan Öcalan, 57.Hükümet zamanı süt dökmüş kedi gibiyken, 58.Hükümetin görev başı yaptığı günden bugüne adeta İmralı’da dirilmeye ve terör örgütünü her manada yönetmeye başlamıştır.

AKP iktidarı, Öcalan’a gösterdiği toleranslarla ve PKK’ya verdiği tavizlerle Türkiye’de hem örgütün başını hem örgütü ülkede adeta otorite haline getirmiştir.

AKP’nin son iki yıldır uygulamaya çalıştığı PKK açılımı, Öcalan’ı ve PKK terör örgütünü Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi haline getirmiştir. AKP son iki yıldır PKK açılımına yoğunlaşmış olsa da, iktidarın ilk gününden bugüne kadar PKK terör örgütüne yönelik yol açan politikaları AKP’nin küresel misyonunda bir parça olmuştur.

Önce İmralı’da yavaş yavaş diriltilmeye başlanan Öcalan artık hükümetin bir ortağı haline getirilmiştir. Bunun en net hali Kürt açılımı adı verilen PKK açılımının başlangıç aşamasında kendisini göstermiştir. Öcalan’dan 160 sayfalık “Kürt Açılımı” için yol haritası alan ve onunla Habur sınır kapısında PKK’lı terörist karşılama törenlerini organize eden AKP iktidarı, şimdi İmralı’da onunla yürüttüğü pazarlıklarla beraber ondan ülke gündemine etki eden bir otorite meydana getirmiştir.

(AB)(D)ullah Öcalan’ın seçimlerden önce “Seçim sonrası ya büyük anlaşma olur ya da büyük savaş... Kürtlerin tarihteki ilk büyük anlaşması mümkün.” demiş, seçimlerden sonrada "Meclis derhal toplanmalı. Çözüm konusunda rolümü oynayabilmem için Meclis'in bana bir çağrı yapması gerekiyor.
“ açıklamasıyla ülke yönetiminde nasıl söz sahibi yapıldığını göstermiştir.

AKP’nin kurduğu heyetlerle sürekli pazarlık halinde olan Öcalan’ın bir dediği iki edilmemektedir. (AB)(D)ullah Öcalan’da bu pazarlıkların gücündeki cazibeden olsa gerek AKP’nin de isteklerini karşılıksız bırakmamaktadır. Öcalan referandum dönemi nasıl anlaştıklarını Akşam Gazetesi’nde yayınlanan röportajında tüm Türkiye’ye duyurmuştur. Başbakan Erdoğan’ın “Ben olsam asardım” masalları ancak aptallarda etki yapabilir. Apo’nun asılmasını bir kenara bırakın, artık tartışılan Apo’nun serbest bırakılması olmaktadır. BDP’liler bunun müjdesini (!) sürekli vermektedir.

AKP’nin çok demokrat, özgürlükçü yazar ve yorumcularından Avni Özgürel’de “Türkiye’nin Nabzı” programında demiştir ki :
“Kürt sorununda çözülmesi gereken 100 konu varsa bunlardan biri de Öcalan’ın İmralı’dan çıkarılmasıdır. Sorunların 99’unu çözseniz bile eğer Öcalan İmralı’da kalırsa bu iş bitmez.”

Devir gerçekten Öcalan’ın ve hatta Öcalan’ların devri olmuştur. İmralı’daki Öcalan iktidarla sürekli pazarlık halinde, kardeş Osman Öcalan’da Irak’tan müjdeler saçmaya devam ediyor. Osman Öcalan AKP’nin yandaş gazetesi Taraf’ta çıkan haberde şunu söylüyor: AKP’ye yakın bir Kürt grubu geldi ve sonbaharda çözüm için büyük adım atılacağını söyledi.

Ve haberin devamında Osman Öcalan “AKP’nin Doğu ve Güneydoğu illerinden yüksek oy almasının Güney Kürdistan’da da büyük sevinç yarattığını” söyleyerek AKP’den duyulan mutluluğu paylaşıyor.

İmralı’dan, Irak’ın kuzeyinden AKP sayesinde Öcalanların rüzgârı esiyor. (AB)(D)ullah Öcalan’ın diğer kardeşleri Mehmet ve Fatma Öcalan’la devletin hangi heyeti görüşmeler yapıyor onu da çok merak ediyoruz. Yakında onlardan da müjdeli haberler bekliyoruz(!)

Velhasıl (AB)(D)ullah Öcalan AKP iktidarı sayesinde hükümet ortağı gibi davranmaktadır. AKP’nin %50 oy almasından cesaret alarak “Meclis derhal toplanmalı” diyen Öcalan’ı yakında mecliste görürseniz şaşmayın… Avni Özgürel gibi AKP’li yazarlar bile bunu hayal ediyor.

”Hayaldi gerçek oldu” demek için hazır olun… Çünkü AKP tüm ihanet merkezli hayalleri gerçek yapmaya devam eden bir iktidardır.